Eylemler oluyor, sendikalar bağırıyor. “Bu yasayı istemiyoruz,” diyorlar. Peki, bu yasa hayatımıza neler getiriyor, hayatımızdan neler götürüyor? Çarpıcı olan farkları sizlerle paylaşalım. Mevcut sistemde kadınlar; 43-58, erkekler 47-60 yaş arasında emekli olabiliyorlar. Yeni yasa kabul edildiği takdirde Kadınlar 59-65 yaş arasında erkekler ise 60-65 yaş arasında ancak emekli olabilecekler. (Burada ülkemizdeki ortalama yaşam süresinin 67 olduğunu belirtelim.) Bu yaş sınırı prim ödeme gün sayısına ve çalışma yılına göre değişiklik gösterebiliyor. İşçi 7 bin prim gününde, memur 25 yıl çalışarak emeklilik hakkına sahip olabiliyor(du). Şimdi ise 2028’e kadar periyodik artışla 9 bin prim gününe çıkacak. 90 gün prim ödeyen işçi 6 ay sağlık hizmeti alabiliyorken yeni sistem 30 gün prim ile sağlık hakkını veriyor. Ancak işi bıraktıktan sonra 10 gün içinde hasta olmanız gerekecek! Yani sadece 10 gün tedavi hizmeti alabileceksiniz. Yine yatarak tedavi gören hastalar mevcut sistemde katkı payı ödemezken % 20’ye ulaşan farkı ödemeniz gerekecek. Bir de ilginç bir ayrıntı var 18 ile 45 yaş arasında dişiniz filan çürürse devlet bakmayacak size. O yüzden şeker filan fazla yemeyin. Çayı şekersiz için. Tatlı yiyip tatlı konuşmayın. Bayramlarda el öpmeye gelen çocuklara, bayramlaşmaya gelen misafirlere sakın ola ki şekerli bir şeyler ikram etmeyin. Dişlerine iyi baksınlar. Mevsimlik işçilerin halini sormayın, zaten onlar en cefakâr, en çileli işçi grubu. Bir dönem çalışıp diğer dönemi nasıl geçiririz kaygısını yüreklerinde yaşatanlar. Onlar hem yaş haddini aşacaklar hem de eksik kalan primlerini tamamlayacaklar. Yaklaşık 1000 gün daha prim ödedikten sonra yaş sınırını da 3 yıl aşmaları gerekecek. Böyle garip bir uygulamalar zinciri işte. Birileri diyor birileri de uyguluyor. Dünya vatandaşı olsak tamam diyeceğim de. Avrupa vatandaşı bile olamadık. Bırakın Avrupa vatandaşını kendi ülkemizin vatandaşı olmakta sıkıntı çekiyoruz. Devlet vatandaşlarının refahı için çalışırken dileriz ki “hak kaybı var” diyen yalancı çıkar. Bu konuda yalancı olmayı da isteriz. Kadınlarla ilgili bir nokta daha var. Kadınlar isteğe bağlı sigortalı olmak isterlerse eşinin bağlı bulunduğu sigorta üzerinden sağlık hizmeti alamayacak. Bunun için ne yapacak peki? Ne mi yapacak. Şöyle bir kolaylık getirildi. Yeni tasarı: “Madem isteğe bağlı emekli oluyorsun, bir zahmet ödeyiver,” diyor Genel Sağlık Sigortasını. Ödüyorsunuz ve paşalar gibi kendi sigortanızla kendi sağlık hizmetinizi alıyorsunuz. İsteğe bağlı tedavi hizmetiniz de oluyor. Darısı başımıza diyelim. 65 yaşı görebilirsek emekli maaşımın % 12’si 18 ile 45 yaş arasında yiyemediğim şekerlerin acını çıkaracağım. Nasılsa o zaman dişime de bakılacak. Yarı fiyatına olsa da… Aman ha! Sağlıcakla… Hoş bakın zatınıza…