"Leyla'nın işi naz ve işve; Mecnun'un gözü yaşı çeşme çeşme..." -Fuzuli (Leyla ile Mecnun) |
|
||||||||||
|
Sessizce çalıların arasından avına yaklaşır… Vücudunda servetine ulaşmak üzere olduğundan yüzünde, hırslı ve cüretkâr hatta aç gözlü bir ifade vardır. Kasları gerilir, kuyruğu havaya kalkar ve tüm gücü avın üzerine doğru koşmaya başlar. Ceylanların panik halinde kaçıştığını görürüz, bir ona saldırır bir diğerine, herkes bir yana dağılmıştır, gözü dönmüş, aç ve hırslı kaplandan kaçmak zorundalardır. Birden tek bir ceylanın hiç hareket etmediği ve otlamaya devam ettiğini görürü, yanına gider. Ceylan “ne vardı?” der gibi bakar. Kaplan afallamıştır. Normalde kaçması gerekmez miydi bu ceylanın, canını kurtarmak için? - “ Sen neden bu kadar sakinsin” der kaplan - “ Panik olması gereken sensin, burası benim özgürlük alanım ve sen sadece keyfin için gelip benim alanıma tecavüz edemezsin, yaptığın demokrasiye aykırı, hiç modern değilsin. “ der ceylan. - “ Demokrasi? Hangi demokrasiden bahsediyorsun sen? Burada güçlülerin hükmü vardır, senin entel dantel lafların bana sökmez. Şimdi sana, sadece bu kadar cesur olduğun için, bir şans daha veriyorum. Hızla kaçmaya başla. Yoksa bir lokmada senin o lezizi boynunu kırarım.” der kaplan. Ceylan elbette kaçmaz ve şuursuzca otlamaya ve bir yandan da özgürlükler, demokrasi, uzlaşmacılık hakkında söylemler atmaya başlar. Kaplanın daha fazla dinleyecek hali kalmamıştır. Ceylanın boynuna atlar ve boynunu kırar. Ceylan ne olduğunu anlamamış bir halde yerde can çekişmektedir. Böyle olacağını hiç beklememiştir. Oysa ki, ona söylenen hayatın, yaşamın bir başkasının alanına ve haklarına tecavüz etmeden yaşandığında daha güzel, daha huzurlu ve herkesin kardeşçe yaşamasına imkan vereceğidir. Uzlaşmanın, eşitliğin gücüne inanmıştı o saate kadar ceylan. Kaba kuvvetin hiçbir şeyi çözmeyeceğini düşünürdü. Konuşarak, medeni bir şekilde yaşandığında herkesin daha mutlu olacağını düşünmüştü. Ama unuttuğu bir şey vardır. Doğada demokrasi yoktur, güçlü olan zayıfı ezer, güçlü olan hak etmese de istediğini alır, ceylanla rotlarken ve aslında çilek tarlasında yep yeni lezzetler keşfedecekken, kaplanlar oraya in kurdukları için yeşil çimenlerden başka çareleri yoktur. Her yenilik için ödenecek bir bedel vardır. Ve kaplanlar, kendi zevkleri için yaşadıkları alanlarda, yemek yedikleri sofralarda ceylanlarla aynı mekanı paylaşmak istemezler. Varlıkları azaldığında ceylanlar üzerinden yenilerler sahip oldukları. Ceylanlar başları otlara gömülmüş halde yaşarken ve ne olduğunun farkında değilken, ormanın tamamına sahip olur kaplanlar. Ve bir gün gelip, adım atacak, gidecek yer kalmadığında nasıl kapana kısıldıklarını ve ölümden başka köy olmadığını anlarlar. Demokrasi doğada olmadığı gibi yaşamın içinde de yoktur ve asla da olmayacaktır, uygulanamayacaktır. Bunu uygulayabileceğini düşünenler, felsefi söylemleri ile temiz ruhları sadece kandırırlar. Demokrasilerde çareler tükenmez lafı bile arkadan dolaşmalı, entrikalı bir söylemdir. Birilerinin hakkına tecavüz edilmeden daha fazlasına sahip olunmaz. Bugün adına din deyin, hırs deyin, daha fazlasını vaat etmek deyin, pek çok oyuncakla oyuna alet edilen veya bile isteye alet olanlar da, bu hayallerle yaşayanlar otlarken ceplerini doldurmaktadır. Üstüne üstlük bir de azar işitmekteyiz: “Bu mali tablolarla bu iş böyle gitmez!”. Sanki o bardaklara, o arabalara, o uçaklara parayı döken biziz. Dişimizden tırnağımızdan, çocuklarımızın rızkından ayırdıklarımızı çar çur eden biziz. Sömürülecek, elimizden alınacak bir canımız kalmıştır, gidilecek tek köy de Karaca Ahmet civarlarındadır. Sessiz atın çiftesi pek olurmuş, umarım bir gün daralan alanlarında sıkışan ve buna yeter demek isteyen ceylanların aklı başına gelir de, kaplanlara bu ormanı dar edebiliriz.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © ESRA BAYKAL ÇETİNKAYA, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |