..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Gerçeği arayan bir insan, öncelikle her şeyden gücü yettiğince kuşku duymalıdır. -Descartes
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Soyut > Mehmet Ulaş ORAL




18 Şubat 2002
Örümcek  
Mehmet Ulaş ORAL
ölümcek...


:BBBB:
SESSİZCE KIVRILIRKEN BİR MAHZENİN UCRA KOSELERİNE KİMİ ZAMAN ERKEK OLURDU, KİMİ ZAMAN KADIN. GECENİN KARANLIĞINDAN SIYRILIRKEN BİR ÖRÜMCEK BOŞ BİR FIÇININ SONSUZLUĞUNA DOĞRU, SONUNU BULDU. SAKLADIKLARI ve İNKAR ETTİKLERİNİN ÜVERTÜRÜ: BİR ÖRÜMCEK ve ONUN KARANLIK KASLARINDAKİ GÜNAHSIZ MAHKÛMU!!!

Elimi sessizce omzunda gezdirdim. Ne kadar da güzeldi… Sanki bir uçurumun tepesinden ayaklarını bağlıyorlar ve aşağıya doğru sarkıtıyorlar butun yerçekiminin şefkatiyle. Omzuna dokunduğumda anladığım üşüdüğüydü. Bilinçaltındaki yıkıntılarını düşlerimle örtmeye çalıştım ve pusudaki düşmanın görünmezliğini bozmaya çalıştım hep.

HER NERESİNİ OYNATSA BIR DÜŞMAN OLDUĞUNU HİSSETTİRİYORDU. AMA GÖRMEYE MUSAİT OLMALIYDI GÖZLER. BİR BODRUM KATINDA PARLAYAN GÖZLERLE KARANLIĞI İZLİYORDU. KALLEŞ, BECERİKSİZ, HAZIR YİYİCİ… PUSUDA!!!

Kollarından tutup bütün yüzünü ve vücudunu göğsüme dayamak istedim. Parçalanmış düşleri olması beni engelledi. Belki sevişmek “O”nu daha da çok parçalayabilirdi. Bir paylaşılamayan fahişe gibi bir oraya bir buraya zıplıyordu; Çekirgeydi belki de. Her sıçrayışında göğüsleri sutyeninin dışındaydı ve “O” bunu bilmiyordu. Ama bilmeliydi. Bilip de bilmemezlikten gelinecek kadar önemsiz değildi bu.

DAHA ÖNCE KURDUĞU PUSUYU UYGULAMAK İÇİN DOĞRU FIRSATI ARIYORDU. FIRSAT? HAYIR HAYIR… ONUN ARADIĞI FIRSAT FALAN DEĞİLDİ! NASIL OLSA BİR GÜN BİR FAHİŞE GELECEK VE O KAZANACAKTI!

Dudaklarına sarmak istedim dudaklarımı; beceremedim yine.                     Erkenden, gecenin bir vakti tutup gitmemeliydi.                          Giden “O” olmamalıydı, ben olmalıydım.            Hep giden ben olurdum! Ben yollarda yaşıyordum, “O” değil.           Hep süregelen kısır döngülerin sonunu bilirdim. Bunun sonu da belliydi. Sabah olduğunda çekip gidecektim hayatından.       Ama ne kadar geç olsa sabah kârdı.                “O” uyandığında ben çok uzakta olacaktım.      Onbinlerce kilometre uzaklara doğru demir alacaktı gemim.

BENIM İÇERI GİRDİĞİMİ O BODRUM KATINDAKİ TAHTA FIÇIDAN NASIL GÖRÜP AĞLARIN ARASINA BİRER SIRA DAHA CEKEBİLİYORDU?

Girdiğim pencereden dışarı çıkmak yine zordu! İşte, sabah oluyordu. Her garda büyüyen yüreğimi, biraz daha büyütmek için, yaralarımı deşip kangrenleştirmek için, yara yerlerinde derin izler bırakmak için önce girdiğim pencereden dışarı çıkmalıydım. “O”na burada olduğumu hiç belli etmeden bütün ayak izlerimi, aynasındaki görüntülerimi –yani zahiri BENi- silip gitmeliydim. Dediğimi yaparım hep, yine yaptım! Ve son anda dayanamayıp ufak bir öpücük bıraktım yanağında. Uzaklaştım…

*          *          *
UYKUSUZ GECENİN SONUNDA FIÇIYI AÇAN BİR BEYAZ EL GÖRDÜ, GELDİĞİNİ ANLADI. KAFASINI ÇOK UYKULUYMUŞ GİBİ DIŞARI UZATTI:
-     Seni beklemiyordum.
-     Beklesen iyi olurdu.
-     Yanağına ne oldu senin? Kanıyor…
-     Uyandığımda da kan akıyordu, durmadı.
-     SENİ SEVİYORUM!
-     Ben de seni.
-     Hadi, o zaman ağa atla da sevişelim!
AĞINA DÜŞÜRDÜ ve GEÇMİŞİNDEN HİÇ BİR İZ KALMAYASIYA KADAR “O”NU SÖMÜRDÜ.
“tek kalan iz keskin öpücükteki ölümdü!



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
kardiyoloji
Ağır Roman(tik) – 2001
Sigara - 2
(Gar)dolap
Şifreli Konuşkan
Yalnızlığın Aleni Tarihi
Uzun İnce Bir Yol Gibi
Aziz
Ölümsek
Zamansız Pencereler

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Yalnızlık Resimleri [Şiir]
Orta Kat - Peri Masaları [Şiir]
Peri II [Şiir]
Şehirlik Rubai [Şiir]
"Peri" [Şiir]
Mabrahar -IV- [Şiir]
l y d i a [Şiir]
Dantes [Şiir]
Ara Nağmeler Çarşısı [Şiir]
Mabrahar -II- [Şiir]


Mehmet Ulaş ORAL kimdir?

garip bir adamdır. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Cemal Süreya, Küçük İskender, Murathan Mungan, Edip Cansever, Can Yücel, Ferhan Şensoy, Ece Ayhan vs vs vs...


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Mehmet Ulaş ORAL, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.