Bilgi sakalla ölçülmez. -Moliere |
|
||||||||||
|
Deminki taslaktan birkaç ayrıntı hatırlıyorum. Hayallerimle ilgiliydi sanırım. Çözdüğüm testten bunalmış gene kendime sataşmıştım. Yaptıklarım Hacettepe için yeterli miydi? Ben bunu düşünürken bir ses geldi içimden:” Bunları düşüneceğine ders çalış!” devam ettim düşünmeye… Vakit kaybediyorum, hayatımdan veriyorum gibi geliyor ya bu sene, bana “Tamam!” diyorum, “madem düşünmeye heveslisin bu kadar, düşün ki bu sene çalışmak zorunda değilsin! O , yapacağım, dediğin şeyleri yapabilecek miydin?” cevabı utanarak buluyorum: “sanırım… hayır!” O zaman..? Aslında neyin peşinde olduğumu da bilmiyorum. Bildiğim tek şey tıp okumak ve yazı yazmak istediğim. Ama Hacettepe’nin yolu korkutuyor beni ve artık tutunacak dayanak da pek kalmadı gibi. Kendimi kimseyle kıyaslamak istemiyorum, ama bizim okuldaki üst dönemler geliyor aklıma. “ee onlar kadar da mı olamayacağım?!” diyorum kendime… Bizim okul ki her sene derece çıkarmış. Diğer üniversitelerden arkadaşlarım benim çırpınışlarıma karşılık “biz nerelerden İstanbul’a geldik. Sen mi Ankara’ya gidemeyeceksin?!” diyorlar. İçimden doğrulamak geliyor ama tutuyorum kendimi, korkuyorum yine de… Hiçbir şey tatmin edici gelmiyor. İki öğretmenin kafa kafaya verip çözemediği soruyu (ki bir tanesinin öğretmenliğine saygım sonsuz) telefonda 2 sn.de çözmek bile… Daha ne mi istiyorum: 290 yapmayı! Gene içim sıkıldı, konuyu değiştireceğim... geçen gün okuduğum kitabı sonunda bitirdim. “Paulo Coelho/ Şeytan ve Genç Kadın”. Yani “Piedra Irmağının Kıyısında Oturdum Ağladım”, “Veronika Ölmek İstiyor” kitaplarıyla başlayan serinin sonuncusu. Diziyi bilinçli olarak bitirmedim, ama bittikleri zaman memnun oldum. Özellikle son kitap ilginç. Zaten yazarın stiline çok uygun gene… Okumaya karar verirseniz, sonunu söylemeyeyim. Ama benim kurduğum 100’lerce komplo teorisinin bileşimi bir sonuç çıktı. Yine de acaba daha çok kafa karıştıran bir sonuç olabilir miydi, diye de düşündüm. Bu kadar çevresinde dolandıktan sonra kitabi anlatmaya başlamalıyım herhalde… İyi ile Kötü’nün savaşını anlatmış yazar. Yalnız zaman zaman olay Melek ve Şeytan’dan taşmış. İnsan yapısının çarpıklıklarını da almış içine. Yazar hepimizin içinde gizli olduğunu düşündüğü tellere dokunmaya çalışmış. Zaten çabuk fikir değiştirdiğim bu dönemde etkileyici bir kitaptı. Her ne kadar beni alabora edecek kitaplardan uzak durmam söylense de –bu sene için- yine de bu kitapla kendi çapımda düşünmelerde bulunabildim. İçinden çıkarıp saklamak istediğim bazı bölümleri elimde kağıt kalem olmadan kitap okuduğum için kaçırmış olduğumu anladığımda kızdım kendime. Bu sefer yazarak tekrar okumayı da düşünüyorum. Farklı bir görüş, okumak keyifli olabilir. Şimdilik… İyi günler…:)
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © BuZ_LaLe, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |