İnsan kendini bilmeli. Gerçeği keşfetmeye yaramasa da, yaşamayı öğretiyor. Ve bundan daha güzel birşey yok. -Pascal |
|
||||||||||
|
Komşumuz Fatma Nine , ” Çocuklar Duymasın ” dizisindeki Emre’ yi çok seviyor. Onu hayran hayran izliyor. Bize geldiğinde tv'de bu dizi varsa, geçiyor tv' nin karşısına, gözünü ekrandan bir saniye ayırmıyor. Biz de bunu bildiğimiz için kendisini, evimizin tv' yi cepheden gören en güzide köşesine, yıllardır nasılsa yeni kalmayı başarmış en rahat koltuğumuza oturtuyoruz. Diziyi izlerken kendisine çay, kahve ikram edecek olduğumda ise, gözünü ekrandan ayırmadan; " Duragosun ( dursun) şinci. Hele şu dizi bitiversin," diyor, azarlar bir yüz ifadesi ve ses tonu takınarak... Biz de sus pus oturuyoruz Fatma Nine'nin dikkatini dağıtmamak için. Hatta mecburen biz de izliyoruz. Bu dizini bazı bölümlerini ezberledim artık. Komşu hatırına, torun hatıra izliyorum. Hemen her kanalda bu dizi. Peynir, zeytin gibi. Her kahvaltıda bulunuyor. Emre akıllı akıllı, esprili sözler ettikçe; “ Hay maşşallah! Barmak gada çocuğun aklına bak! Nazar deyecek bu çocuğa töbosun. Allah bunu aklının aycığını da bizim toruna vereydi ne olurdu! ” deyip duruyor Fatma Nine. Bir akşam Fatma Nine yine bizde. tv’ de de “ Çocuklar Duymasın” dizisi var. Ninemiz gömüldü koltuğa, memnun memnun diziyi izliyor. Emre' ye nazar duası bile okudu bir ara. Ancak çok şaşırıyor Emre'nin kızıl saçlarına. İkide bir ; " Allahallah! Bu çocuk kime çekmiş? Anası bööle değil, babası bööle değil. Cık cık cık! " deyip duruyor. Dizideki annenin, çocukların gerçek annesi olmadığını kaç kez söyledim ama, inandıramadım..." Kız, aynı annesi; baksana nece benziyo," diyor da başka bir şey demiyor. Hem anne, rolü gereği Amerika' ya gitmişti ya; o zaman çok ağlamış çocuklar annelerinin arkasından. İşte o sahneden sonra Fatma Nine, dizideki ailenin gerçek olduğuna inanmış. Eh! Ne diyeyim, öyle olsun. Emre, her zamanki gibi başladı bilmiş bilmiş konuşmaya. Çocuk, herkese lâf yetiştiriyor. Böyle bir karakter vermişler çocuğa. Senaryoda ne varsa, onu oynuyor Emre. Ama gelin görün ki, Fatma Nine'nin bundan haberi yok. Emre, kendinden büyük sözleri peşpeşe sıralayınca, Fatma Nine bana dönüp, şöyle dedi: - “ Ne akıllı bi çocuk bu..Tu..tu..tu!......Nazar değmesin.”....Sonra şöyle bir düşündü ve devam etti: - Bu çocuk, bunca şeyi nasıl biliyo? Ben böne(böyle) akıllı çocuk gömedim. Emre’ yi bi ö(ğ)reden va menemme(galiba) .
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |