..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"İşimden büyük tat aldığımı söylemeliyim." -John Steinbeck
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Roman > Fantastik Roman > Erdem İlker




26 Aralık 2023
Kimsesizler Mezarlığı Bölüm 7  
7. BÖLÜM: İNTİKAM

Erdem İlker


7. BÖLÜM: İNTİKAM


:BFG:
Kimsesizler mezarlığına hoş geldiniz gençler.


Kadın bilgisayarının başında klavyeye hiçbir şekilde bakmadan oldukça hızlı bir şekilde hikayesini yazmaya devam ediyordu. Bulduğu her fırsatta yazıp geçimini ve hatta lüks yaşamını da bunun sayesinde kazanıyordu. Tarzı cinayet romanlarıydı ve bazen araya gizli, ufak tefek ipuçları ile kendi işlediği cinayetleri, ya da katillere kendi cinayet motivasyonlarını da giydirmeyi ihmal etmiyordu.

Tanrı nın yarattıklarını beğenmeyip ve aşağı bulup kendi yarattığı karakterler ile zamanını geçirmeyi tercih eden genç kadın yazısına devam ederken birkaç dakikada bir çalışmasını kaydediyor ve bilgisayarın şarj durumunu da aktif olarak takip ediyordu. Elektrikleri kesilmiş ve bilgisayarın şarjı da artık bitmek üzereydi. Çalışmayı buluta da kaydetti ve artık ekrana bakarak beklemeye başladı. Nihayetinde bilgisayar kapandığında baktığı yerde geriye sadece kendi yansıması kaldı.

Yüzünün her yerinde estetik olan ama bunu işinin en iyilerine yaptıran kadın ekrandaki aksinde ‘’güzel’’ yüzünü incelemeye daldı. Sonra da bilgisayar ekranının güzelliğini yansıtmadaki yetersizliğinden sıkılıp çalışma odasındaki mumları yaktıktan sonra telefonunu açtı.

Selfie çekmek için harika bir ışıklandırma.

Sabah uyanıp ilk işi makyajını yapmak ve dışarı çıkmayacağı halde güzelce süslenerek giyinmek ve 1 şişe şarap eşliğinde romanının yazımına dalmak ve bunu rutine bağlamak olan kadın çalışma masasını arka fon olarak ayarlayıp bir resim çekti ve hemen

‘’ Bazı güçler yeni romanımın gecikmesini istiyor, ama moral bozmak yok, chin up ’’

yazdı ve sosyal medyada paylaştı.

Bazı güçler gerçekten de hareket halindeydi ama konu romanını yazıp yazmaması değildi.

Bardağın dibini fondipledi ve kanepeye uzandı, gelen yorumları takip ediyordu, son kitabı ile alakalı yorumlara baktı. Gözlerine inanılmaz bir ağırlık çöktü aniden, hiç uykusu olmadığı halde. Bir kâbusa doğru çekiliyordu ve farkındaydı, bazen yaşardı bunu. Uyur uyanık gözleri odanın çalkalandığını görüyor, midesi bulanıyor kulağında bir çınlama bir vızıltı dolaşıyordu.

Karabasan…

Kendini bir mezarlıkta buldu, mezar taşları ortasından ikiye açılmış kitaplar şeklindeydi. Her birinde öldürdüğü insanların adı yazıyordu. Havadaki iğrenç kokuyu duyumsayabiliyordu kâbus olmasına rağmen, sonra üstüne bir karaltı geldiğini gördü. Kâbusu gören bedeni nefes almakta çok hafif zorlanırken, ruhu ise soğuk bir karaltı ile kıskıvrak yakalanmıştı. Yüzünün birkaç santim önünde karaltı bir sıfat kazandı. Sıfat insan yüzüne benziyordu ama devamlı değişiyordu. Gözler değişip duruyordu, burun ve ağız, yüzde kâh sakallar peyda oluyor, kâh tertemiz bir yüz çıkıyordu.

Öldürdüğü insanlar.

Yüzü oluşturan kesimler asimetrik olarak değiştiği için, bir kurbanının gözüne diğerinin burnu başka birisinin ağzı denk gelerek geçişler olduğu için ortaya son derece ürkütücü ve anormal bir görüntü çıkıyordu.

Kadın ise hiç korkmadı.

Bir abide gibi sadece bunun olup bitmesini bekliyordu, soğukkanlılığı karabasanı bile yordu.

Geri çekildi ve boş bir mezar gösterdi, yığılı toprağın üstünde de içine ölüyü gömdükten sonra dikilecek tabela vardı, tabelada sadece 0 rakamı vardı yazıyordu.

Karaltı dile geldi, lafını söyledi ve kâbus bitti.

‘’ Kimsesizler mezarlığına hoş geldin, sonun burası olacak ve senin hikayeni ben bile anlatmıycam, intikam bizimdir’’

Kadın hiç irkilmeden, korkup titremeden karabasanın etkisinden çıktı ve kabustan uyandı. Çok nadir olarak birkaç günde bir içtiği sigarasının olduğu çalışma masasının çekmecesine doğru uzandı, sigarasını yaktı ve sandalyeye oturdu.

Elektrikler geldi, ev aydınlandı.

Malikâne…

Kadın hiçbir şey olmamış gibi bilgisayarını açtı, sigarasından bir fırt daha çekip yazısına geri döndü. İnsani emareler göstermiyordu.
      ***

Hayalet kâbus aleminden kendi alemine, grup arkadaşlarının yanına düştü. Nefes nefeseydi ve çok yorulmuş ve hatta korkmuş bir hali vardı. Diğer kurbanların hayaletleri başına üşüştü ve hep bir ağızdan farklı kelime tercihleri ile ne olduğunu anlatmasını istediler.

‘’ Onu çektim, yüz yüze geldik, dibindeydim, gözlerinden içeri baktım ve bir ruh göremedim. Korkunç bir boşluk vardı sadece, korkmadı, kalp atışları hızlanmadı bile, nefesi aynı kaldı. Şaşılacak bir şey, bu kadın bir can taşıyor evet ama cani birisi, ruhsuz sadece ve sadece niyetten ibaretti içi. İstekler arzular ve bunları gerçekleştirmek üzere alev alev yanan bir niyet.’’

‘’ Kötü niyet ’’

Başka bir hayalet çaresizce çöktü yere. Bu karabasan yönteminden aslında bir sonuç bekliyordu. Ama katili beklenenin binde birini bile vermemişti.

‘’ Biz bunu nasıl öldüreceğiz peki? ’’

Hayalet bir sigara yaktı. Yorgun bir günün sonunda evine varmış, bacaklarını uzatmış ve biraz rahatlık konfor arayan evin çilekeş babası gibiydi.’’ Bilmiyorum ‘’ dedi.

Diğer kurbanların hayaletleri de birbirlerine boş gözlerle bakıyorlardı. Profil olarak birbirine benzeyen, şık giyinmiş, öyle yaşamaya çalışmış insanların ruhlarıydı bunlar. Ama ölmüş olmanın ve arada kalmanın yıpratıcı etkisi üstlerinden başlarından belli oluyordu. Yıllardır aynı kıyafetle sokakta dilenen tipler gibilerdi üstleri başları.

‘’ Burası kimsesizler mezarlığı. En karanlık, en musibet ruhlar burada olmalı. Bir bilen olmalı, soramaz mıyız, davet edemez miyiz herhangi birisini? Yardım alamaz mıyız? ‘’

Hayalet sigarasını iştahla son bir nefes kalana kadar körükledi ve ‘’ hayır ‘’ dedi.

‘’ Evet ama hayır, onları uyandırmak istemezsin. Var bildiğim bazıları, bakma öyle mal mal anlamıyorusun var bir tanesi ama yararından çok zararı olabilir, bu riski ne kendimiz ne de yaşayanlar adına almamalıyız, alamayız?’’

Risk falan hiçbirinin umurunda değildi, intikamlarını almak ve sonsuz huzura kavuşmak istiyorlardı.

‘’ Ben alırım bu riski, kimi kastettiğini de biliyorum. Kelime intikamdı hatırla, kelime söylendi bize kabir konuştu, demek ki bu olabilir. Yöntemi ya da kimin yardımıyla olacağı önemli değil, önemli olan olması’’

Hayalet ayağa kalktı, sinirliydi. Bu çıkışı yapan hayaletin karşısına dikilip yakasına yapıştı ve ileri geri silkelemeye başladı.

‘’ Hayır dedim, burası benim mekânım. Burada benim dediğim olur. Burayı ben biliyorum ve siz bilmiyorsunuz. Bildiğinizi sandığınız şey ise yanıltıcı. Böyle bir risk alamayız.’’

Konuya hiç vakıf olmayan kurbanlardan birisi lafa girdi. ‘’ Kimden bahsediyoruz, kim neyi biliyor ben anlamadım. Biri açıklasın lütfen.’’

Hayalet kurbanın yanına gitti. ‘’ Bir katil, yaşayanların ve ölü olanların bile katili, milyonlarca insanın katili, masum temiz ruhların katili, buraya türlü efsunlarla ve lanetlerle gömüldü kimse bilmiyor burada olduğunu, çok uzun yıllardır böyle yüz yıllardır, onu huzursuz eder de uyandırırsak çok pişman olabiliriz’’

Etrafındaki kalabalıktan artık sıkılmıştı, biraz normal hissetmeye ihtiyacı vardı. Yeni planlar yapmak, yeni şeyler düşünmek ve bir gece sonra tekrar buluşmak üzere grup ayrıldı. Hayalet yalnız kaldı. Etrafı şöyle bir dolaştı ve hikâyesini anlatabileceği birisini aradı.

05476

Buldu.

Şöyle istifini bir düzeltti, ağız spreyi sıktı biraz ferahlama adına. Telefonunu sessize alıp cebine koydu ve elini de cebine sokup havalı bir duruş pozisyonu aldı ve yeni bir hikâye anlatmak için artık hazırdı. Farkında olmadığı şey gruptaki diğer kurbanların hayaletleri şu an yapmamalıyız dediği şeyi ondan habersiz yapmaya hazırlanıyordu.

Sesi baya gür çıkmıştı…

Kimsesizler mezarlığına hoş geldiniz gençler.





Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın fantastik roman kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kimsesizler Mezarlığı Bölüm 1
Kimsesizler Mezarlığı 3. Sezon Bölüm 22
Kimsesizler Mezarlığı 2. Sezon Bölüm 18
Kimsesizler Mezarlığı 2. Sezon Finali
Kimsesizler Mezarlığı Bölüm 10
Kimsesizler Mezarlığı 2. Sezon Bölüm 21
Kimsesizler Mezarlığı 2. Sezon Bölüm 19
Kimsesizler Mezarlığı 2. Sezon Bölüm 17
Kimsesizler Mezarlığı Bölüm 2
Kimsesizler Mezarlığı 3. Sezon Bölüm 26

Yazarın roman ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kimsesizler Mezarlığı 3. Sezon Bölüm 25

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Zaman Yolcusu [Öykü]
Gerçek [Öykü]
İbret [Öykü]
Yoksun [Öykü]
Selen [Öykü]
Coğrafya - Aşk - Kader [Eleştiri]
Muasır Medeniyete Erme [Eleştiri]
Ölüm ve İhtimaller Üzerine [Eleştiri]
Gerçek [Eleştiri]
Ölümü Unutarak Yaşamak [Eleştiri]


Erdem İlker kimdir?

Hakkımda bilmek istediğiniz her şey, duymak dahi istemediğiniz her şeyle birlikte bu hikayelerin, kitapların içine dağılmış durumda. Buraya onlarla alakalı damıtılmış bir özet çıkartıp yazmak sizi kolaycılığa yönlendirmek olur. Buraya gelenlerin tek bilmesini istediğim sizler için aldığım riskler. Karanlık hikâyeler anlatmak, garip öyküler yazmak, fantastik, gerilim ve korku dünyasında olmak zihni türlü düşünce yapılarına girmeye, olguları sorgulamaya, dünyayı ve hayatı başka bir gözle bakmaya itiyor insanı. Hem de metrobüse canhıraş bir şekilde binmeye çalışan magandanın arkadan çılgınca içeriye doğru itmesi gibi. Bunun sonucu olarak da ortaya hikâyelerle birlikte bazen monolog beyin fırtınaları da çıkıyor. İşte bu noktada ben, bizzat kendim, şahsım ve ötekilerim ile fikir birliğine vardığımız şu oldu. Bazı karalamaları, bazı hikâye ve kitapları paylaşalım ve ben olmayanlar da okusun. Okusun ve her kitap ya da hikâye ya da makale ile bir yolculuğa çıksın. Karanlık, kasvetli, içinde yabancı hissedip keşfetmeye bazen korkacağınız, bazen sabırsızlanacağınız dünyalara yolculuğunuzda kolay gelsin. Merakına engel olamayanları ve belasını arayanları tüm yolların kesiştiği o soğuk yerde bekliyor olacağım.

Etkilendiği Yazarlar:
stephen king, j.r.r tolkien, isaac asimov


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Erdem İlker, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.