Yaşama karşı sımsıcak bir sevgi besliyorum... -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Sükunet, insanoğlunun hayatına çağlamakta olan öfke selinin akıtmakta olduğu zehrini engellemek amacı ile vermekte olduğu uğraştan ibarettir. Bizler aklı selim insanlar olarak verilmekte olan bu uğraşı boşa çıkaramadığımız halde, telafisinin mümkün olmadığı kayıplara uğrayacağımız görülmektedir. Hesapsız yanlış davranışlara yönelen şahısları uyarmak, yine bilgi sahibi olan kimselerin üzerine düşen önemli bir vazifedir. Yolu baştan kapatmamamız halinde sükunet, hükmünü kaybedecek; öfke selinin önüne geçmek imkansız bir hal alacaktır. Bu demektir ki öfke selinin zehrini insan hayatına girmeden söküp çıkarmak için bize bağış edilen vaktimizi boşuna israf etmekten kaçınmamız lazım gelmektedir. Yaşamımızı karanlığa çevirmenin birçok yolu vardır: bunların başında ise bir kıvılcımla yanmaya başlayan öfke ateşi gelmektedir. Bahsi geçen ateşin de sönmesi için yürünmesi gereken en zor yol olan sükunetin geldiği, herkes tarafından bilinmektedir. Bilincinde olduğumuz halde hayatımızda büyük olumsuzluklar yaratacak olan ateşin yanmasına müsaade etmek, insanoğlunun en büyük sorumsuzluğudur. İlgi alanımıza girmez fikrine kapılarak bu sorumsuzluğa ortak olmakla da suçsuz, günahsız kimselerin hayatında tamir edilmesi imkansız yıkıntıların yer almasında büyük pay sahibi olmuşuzdur. Bir şahıs sinire kapıldığı zaman grup yahut şahıslarca sakinleştirilmez, etrafına kızgınlıkla zarar vermesi için sözü geçen ateşi harlarsa; ateş büyür, sadece kendisini değil, etrafındakileri de yakar. Onun için diyorum ki, çevremizde öfke ile hareket eden bir kimse gördüğümüz zaman hiç düşünmeden sükunetli davranışlar sergilemeye davet etmemiz icap etmektedir. Bizler vatandaş yahut dost olarak karşımızdaki kimseye karşı olan yükümlülüklerimizi yerine getirmememiz halinde, asıl zararı etrafımıza kendimiz vermiş oluruz. Her daim yapmamız gereken; ilk önce sükunetin önemini kavrayarak hayatımızda yer alanların da büyük önem arz eden bu konuda bilgi sahibi olmasında, pay sahibi olmamız lazım gelmektedir. Hayatımız boyunca üzerimize düşen vazifeleri yerine getirmediğimiz takdirde, ağır yüklerin altında kalacağımızın bilincine varmamız gerekmektedir. Bilinmelidir ki altında ezilmekten kurtuluşumuzun olmadığı bu sorumlulukların yükte hafif fakat pahada ağır olduğunun göz ardı edilmemesi ,daha az zarar göreceğimizin göstergesidir. Yani demem o ki öfke seline kapılan insanların her daim sükunetli davranmaları, kuşkusuz kendi yararına olacaktır. Bu önemli konuya yine öfke ile kalkan zararla oturur sözünü eklemeden geçemeyeceğim. Etrafına saçmakta olduğu ateşin sadece kendisini yakmayacağının bilincine varmadığı müddetçe, bir şahsın bu durumda hayatında hiç kimseyi önemsemediği anlamı taşımaktadır. Düşündüğü bir şey var, dünyanın kendi etrafında döndüğü; fakat öyle değil dünya tek bir kimse çevresinde dönmemektedir. Bilmiyor ki kafasında yer eden mantıksız fikirlerin çevresinde hiç kimseyi bırakmayacağını, sükunetten yoksun kalmaya devam etmesi halinde kendi karanlığı ile başbaşa kalacaktır. İçerisine düştüğü karamsarlığın esaretinden sükunet sahibi olmadığı müddetçe kurtulması mümkün görülmemektedir. Sözünü ettiğim karanlığın sonu olmayacağı bilincine varmak, öfke seline kapılan şahsın yapması gereken en doğru şeydir. Kendisi için eğriyi doğruyu hesap ederek hareket etmek, yine hayatı için en doğru olan adım olacaktır. Yani öfkenin hem kendisi için hem de yanındakiler için telafisiz kayıpların sebebi olduğunun bilinci ile yeni bir yola girip sükuneti elinden bırakmaması gerektiği amacı güderek hayatına devam edecektir.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hüseyin İbiş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |