YÜZÜNÜZDE TEBESSÜMLERİNİZ DAİM KALSIN
Tebessüm; hayatımızın merkezinde yer alan mutlulukların, içimizi
dolduran huzurun, yaşama sevincinin simgesidir.
İnsan yüzünde kıymetli bir mücevher olarak görüldüğü de etrafına gönül
gözü ile bakan kimseler tarafından göz ardı edilmemektedir.
Bilinmelidir ki; tebessüm etmeyen bir şahıstan etrafındakilere yarar
sağlayacağı düşünülen davranışlar sergilemesi, yersizdir.
Bahsetmekte olduğum yersizliklerin önüne geçebilmenin tek yolu, insan
yaşamı için tebessümün ne kadar büyük önem arz ettiğini anlatmaktır.
Eğer biz bu anlatımda başarı sağlayamazsak israf etmekte olduğumuz
vakti telafi etmemizin mümkünatı görünmemektedir.
Dünyanın ışığı tanımasında en önemli rolü oynadığını bildiğimiz yükte
hafif pahada ağır olan tebessümün, yüzlerde hiçbir şekilde eksik
olmaması konusunda ödün verilmemelidir.
Bir kimsenin mutlu olduğunu yüzünde beliren gülümsemeyi gördüğümüz
anda anlamamız mümkündür.
Yüzlerde sözü geçen mutluluk belirtisini göremediğimiz takdirde, biz bu
yolu boş yere yürümüş oluruz.
Denize balığa çıkan; ama boşa olta sallayan balıkçı tayfasından hiçbir
farkımız kalmaz.
Öfkenin zehrinin yaşamımızı etkisi altında tutmaması için her daim
yüzümüzdeki tebessümün kıymetli olduğunu, etrafımızda yer alanlara
anlatmaktan vazgeçmememiz gerekmektedir
İnsanların yüzünde asıklık olduğunu gördüğümüz zaman düşündüğümüz ilk
şeylerden bir tanesi kuşkusuz sinirlendiğidir.
Öfkesini sonlandırması için etrafını yakıp yıkan şahsı
yatıştırabilmenin birçok yolunu aramaya koyulduğumuz olmuştur.
Bu konuda bir kişinin başarılı olduğunu çok az görmüşüzdür.
Birliğin, beraberliğin büyük rolü olduğu gerçeğini göz ardı etmekle
yanlışların en büyüğünün içerisine düştüğümüz aşikar.
İnsanoğlunun öfke kontrolü konusunda bilinçsiz hareket ettiği, burada
apaçık ortaya çıkmaktadır.
Bir tek tebessümle hayatında bir çok şeyin yer değiştireceğine
inanmadığı için her daim bildiğini okumayı tercih etmektedir.
Yaşam öfkeden ibaret değildir diyebilmek, hayatımızı dizayn etmek
açısından önemli şeylerin başında gelmektedir.
Arkadaşımız yahut ailemizden bir kişinin yüzünde görmek istediğimiz en
ufak bir tebessümün bizi de mutlu edeceğinin bilincinde olunmalıdır.
Sözü geçen bilince ilk önce kendimiz varmalı, sonra da çevremizdekilere
aşılamanın gayretine girmemiz lazım gelmektedir.
İnsanoğlunun kendini unutup etrafına düşünmeden verdiği zarar, ziyan
öfkesine yenildiği zamanlardan ibarettir.
Onun için bildiğimiz en iyi yolda yürüyerek öfkenin hayatımıza zehrini
salmasının önüne geçilmelidir.
Şüphesiz öfkenin yenilmesinde küçücük bir gülümsemenin önemli bir
etken olduğu, herkes tarafından bilinmektedir.
Fakat bildiğimizi bilmezden gelmek, kendimizi dipsiz bir kuyuya
bıraktığımızın en önemli göstergesidir.
Yüzlerde beliren bir tebessüm, insanı çıkması imkansız bir tehlikenin
içerisine girmeden çekip alır.
Elimizdeki kıymeti büyük, kendisi küçük olan bu mücevheri hiçbir
şekilde kaybetmemek için yapılması lazım gelenin en iyisi
yapılmalıdır.
İnsan olarak bize bağış edilen bu mücevherin kıymetini bilmememiz
halinde, öfkenin eline bırakarak değersizleştirmiş oluruz.
Her an, her yerde tebessüm yüzümüzden eksilmesin diye öfke kontrolünü
elimizde tutmayı tercih etmemiz en doğru olandır.
El birliği ederek hiçbir zaman, öfkenin insan yaşamını saçmakta olduğu
zehirle alt üst etmesine müsaade edilmemelidir.
Bunun için de yaşamımızda olumsuz etkileşimlere sebep olduğu bilinen
yüzlerdeki asıklığa tebessüm ederek son vermemiz icap etmektedir.