Dünya hayal gücünün tuvalinden başka birşey değildir. -Henri David Thoreau |
|
||||||||||
|
Nefret, insanoğlunun vicdan yoksunluğuna sürüklenmesine ve kalplerin taşlaşmasına sebep olarak gösterilmektedir. En ufak bir kıvılcımdan nem kapmak için fırsat kollayan bir toplum içerisinde yer aldığımız aşikar. Nefret adı verilen kalpleri karartan bu duygunun, insanlığa hiçbir fayda sağlamayacağını düşünmek için bir dakika bile ayırmıyoruz. İçimizde barındırdığımız kötülüklerin başlangıcı olarak görülen vicdanları ellerden alan bu duygunun bertaraf edilmesi için atılması gereken adımları atmayı, insanoğlu kendisine bir ödev edinmelidir. Nasıl bir öğrenci dersleri konusunda yapması icap edenin fazlasını yapmak için çaba gösteriyor, aynı çabanın nefret ateşinin yanmaması açısından da gösterilmesi gerekmektedir. Bir çok kimsenin kelime olarak küçük;fakat etrafına verdiği zararların telafisiz olduğu nefret adı verilen duygunun saçmakta olduğu zehirden kurtulması, nerede ise imkansız bir hal almaktadır. Aslında imkansız diye bir şeyin olmadığı, arkasına saklanmakla vakit öldürenler tarafından bilinen bir gerçektir. Fakat karanlığa girmek için fırsat kollayan herkes, bahsettiğim gerçeğe göz kapamakla vaktini harcayarak ömür geçirmektedir. İnsan hayatındaki yoksunlukları kalplerde taşınmaz bir yük şekline getiren bu duygu olduğu, herkes tarafından bilinmektedir. Nasıl mikropların salgın hastalıklara sebep olduğu anlatılıyor; nefretin de insan kalbine nüfuz eden, öldürülmesi zaman alan bir mikrop olduğu anlatılmalıdır. Neden zaman aldığına gelince insanoğlu bitirmek istediği bir şeyi eninde sonunda bitirir ;yeter ki hayatından onu atmak istesin, biraz vakit alsa da onun sona ermesi için çaba göstermekten kaçmaz. Nefretin bunların başında gelen en büyük mikrop olduğundan karşımızda yer alan kimselere emin bir şekilde bahsedebiliriz. Dostlar arasına ekilen nifak tohumları da nefretin dünyamıza girmesi ile filizlenerek düşmanlıklara dönüşmesinde büyük paya sahip olmuştur. Bahsi geçen durumda yine kıskançlıklarla kalplerini dolduran insanlar vasıtası ile hayatımızın başköşesinde yer bulmuştur. Nefretin kalp kapılarından içeriye girmesine müsaade ettiğimiz anda, gerçek kimliğimizi kaybettiğimiz de göz ardı edilmemesi lazım gelen önemli bir gerçektir. İnsanoğlu kaybetmiş olduğu her şeyini kazanabilir; lakin kimlik denilince orada durup düşünmek en doğru olanıdır. Maddiyat kazanılır, unutulmaması lazım gelen en önemli şey :Kimliğimizi kaybedersek bir ömür kazanmamız imkansızdır. Hayallerin yıkılmasında, yüreklerin yangın yerine dönmesinde benliğimizi teslim etmekten çekinmediğimiz nefretin rolü büyüktür. Bilinmesi icap eden bir diğer şey: nefret ateşinin insan içini yakıp kavuran bir volkan olduğudur. Bahsetmekte olduğum volkanın patladığı anda etrafında yer alan bütün güzelliklerden insan yaşamını mahrum bırakacağı, hiçbir zaman unutulmamalıdır. Nefretin hayatımızın inşa edilmesinde büyük pay sahibi olan sevgi çiçeklerini kurutmasına müsaade edilmemelidir. Eğer içimize sözünü ettiğim ateşin düşmesine engel olmazsak dünyamızı nefes alamayacağımız bir duruma kendi ellerimizle sokmuş olacağımız göz ardı edilmemelidir. Hiçbir şekilde içerisinde yaşamakta olduğumuz dünya, yüreklerinde nefret duygusunu barındıran insan müsveddelerinin ellerine teslim edilmemelidir. Bizler bunu görmezden gelmeye devam ettiğimiz takdirde, insanlar kalplerini kavuran nefret ateşi ile her daim dünyanın yaşanmaz bir hal alabilmesi için yol almaya devam edecektir. Bunun olmaması için de yapılması gereken tek bir şey var: Nefretin hayatımıza bir mikrop misali nüfuz etmesine izin verilmemelidir. Kalpleri körleştiren insanların, vicdanlarını elinden alan bu duygu etrafına saçmakta olduğu kötülüklerle beraber sonsuzluğa gömülmelidir.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hüseyin İbiş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |