Sorularla dolu bir kitap... hiçbir zaman eksiksiz olamaz. -Robert Hamilton |
|
||||||||||
|
Nefret ateşinin kalplerimizi patlamaya hazır bir volkan haline getirmesine neden izin veriyoruz? Vermekte olduğumuz yersiz bir izinle hayatımızın aydınlıklarla vedalaşması için de gereksiz bir adım atmış oluyoruz. İnsanların kalp hakkında yanlış bir fikre sahip olduğu herkes tarafından bilinmektedir;fakat bu yanlışı bildikleri halde kalplerin harlanmakta olan nefret ateşinin içerisine atıldığı gözden kaçırılmaması, büyük bir öngörüden ibarettir. Aslında kalbin sadece insanın yaşama tutunabilmesi için kan pompalamaktan başka işe yaramayan bir organ olmadığını anlatmamız lazım gelmektedir;ama biz bunu yapmıyor, etrafımızda yer alan kimselerin hayatın görünen yüzünü görmesine sebep oluyoruz. Bu yanlışı yapmayıp yaşamın iki yüzünün de anlatılarak görülmesinin yolunu açsak hiçbir kaybımızın olmayacağı aşikar. Aksine bizler, yanlış üzerine yanlışlar yaparak etrafımızda yer alanların yanlış bilgilendirilmesinde başrol oynamaktan vazgeçmiyoruz. En büyük hatamızın burada meydana geldiği apaçık ortadadır. Kalbimizin sadece kan pompalamadığı, içerisinde iyi kötü bir çok duygu barındırdığı göz önünde bulunan önemli bir gerçektir. Bu gerçeğe ilk önce kendimizi inandırmamız, sonra da karşımızdaki şahısların görmesini sağlamak için gerekeni yapmaktan kaçınmamalıyız. İnsanlar kalplerini, yeri gelir sevgi adı verilen duygu ile tertemiz bir hal alması için yıkar. Yeri gelir nefret denilen duyguya teslim ederek de patlamaya hazır bir yanardağa çevirmenin çabasını göstermekten vazgeçmez. Kalplerin yanardağ halini almaması için de yapmamız lazım gelen her ne varsa fazlasını yaparak nefrete teslim olmasına meydan vermemeliyiz. Kırmanın kolay,tamir etmenin ise zor bir durum olduğu her daim unutulmamalıdır. Onun için diyorum ki bir kalbi kırmadan önce defalarca düşünerek hareket etmeniz icap etmektedir. Yüreğinizde yer alan duygularınızla nefretin esareti altına girdiğiniz anda duygularınızı bir değirmen taşının altına öğütülmeye bırakmış olursunuz. Duygularınız öğütüldükçe siz hayata farklı bir açıdan bakmaya başlar, kalplerinizi nefretin yönlendirdiğinin farkına bile varmazsınız. Yaptığınız bir yanlışınızın onlarca doğruyu hayatınızdan silip süpüreceğinin bilincinde olunmalıdır. Bu bilinci taşımadığımız müddetçe gözlerimizin önüne indirilen sis perdelerini kaldırmamızın mümkünatı olmaz. Ne demiş Şemsi Tebrizi hazretleri “kalbinde iyilik biriktirenin yolu hep açıktır.” Bu güzel sözden ders çıkarıp kalplerimizin kötülüklerden arındırılmasının yolunu açmazsak etrafımızdakilere de kendimize de en büyük kötülüğü yapmış oluruz. Hayatınızda anlamsızlıkların yer almaması için size yol gösteren kalplerinizin kötülüklerden her daim uzak kalması sizin tek güzelliğiniz olacaktır. Bahsetmekte olduğum gerçeğin, hayatınızda bir ömür yer alabilmesi için de yakan nefret ateşinden kurtarmak üzerinize düşen en önemli vazifedir. Bizler vazifemizi yapmaz, kalplerimizi nefretin elinde bırakmaya devam edersek hiç kimseye fayda sağlayamayacağımızı göz ardı etmiş oluruz. Sönmesine izin vermediğiniz yangının büyümesi, hayatınız boyunca kurduğunuz hayallerinizin sonu olacaktır. Umutlarınızı elinizden almak üzere yüreklerinizi esareti altına alan nefret duygusunun rotanızı çizmesine hiçbir zaman izin verilmemelidir. Kalplerimizin yörüngesini kaybetmesine engel olmaz, nefretin güdümünden kurtaramazsak kendimizle birlikte çevremizde bize güvenenlerin de hayatını karartmaktan geri kalmayız. Yani diyorum ki; kalplerimizi nefret ateşinin patlamaya hazır bir volkan haline çevirmesine müsaade etmemek için çizdiğimiz rotadan çıkmamak, tek düşüncemiz olmalıdır. Kalplerimiz bir volkan misali patlarsa, etrafında kömüre dönmeyen hiçbir şey bırakmayacaktır. Hayatımızın boş anlamsızlıklarla dolu bir hal almaması için Şemsi Tebrizi’nin de söylemiş olduğu gibi kalplerimizde iyilik biriktirelim ki karanlıklarda kaybolmayalım. Rotasını kaybetmiş bir gemi kaptanı halini almayalım. Siz değerli okurlarıma birkaç tavsiye vermeden yazımı bitirmek istemiyorum. Nefretin hayatınızda yer almasının önüne yine sizler geçebilirsiniz. Bunun yolunun da sizi aşkla tanıştıran kalplerinizi kıymet bilmeyenlerin ellerine teslim etmemekten geçtiği bilinmelidir. Kalplerinizin kan pompalamak dışında bir çok işin üstesinden geldiğini aklınızın bir köşesinde bulundurmak önceliğiniz olmalıdır. Bir de içinde sevginin nefrete karşı koyduğu umut denizi olduğunun kanaatine varılmalıdır. Kan pompalamanın dışında kalplerimizin her türlü zorlukla baş edebileceği inancını taşımaktan vazgeçilmemelidir. Nefretin güdümüne, duygularınızı içinde taşıyan gözünü kapatmamanız icap eden yüreğinizi bırakmamanız gerekmektedir Kalplerinizde nefret mührünü sökmenin yolunun solmamacasına açan sevgi çiçeklerinden geçtiği hiçbir zaman unutulmamalıdır. Bunu akıllardan çıkarmamız halinde hayatımızın sönmeyen bir volkana dönüşeceğinden emin olunmalıdır. Önünüze açılan kapının kapanmaması için de nefret dediğimiz duygunun bir daha çıkarılmamak üzere sonsuzluğa gömülmesi tek şartımız olsun. Bizim kaderimizi belirleyeceğine inandığımız iyiliklerimiz sayesinde kapalı olduğunu düşündüğümüz yollarımız, bir ömür açık kalsın.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hüseyin İbiş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |