Eğer bir kelebeği sevebiliyorsak, tırtıllara da değer vermemiz gerekir. -Antonie de Saint-Exupery |
|
||||||||||
|
Kadir Mısıroğlu denilen fitneci alçağın farklı bir versiyonu bu kitabı kaleme almış. Aklıma ilk gelen Hz. Muhammed'e “Ebter” diyen Ebu Leheb oldu. Hakkında bir sure iniyor ve kendisinin soyu kesildiği için bugün evi ayakyolu olarak kullanılıyor. Bu kitabı yazan alçak da muhtemelen aynı akıbete ya uğradı, ya da uğrayacak demektir. Kitabın içeriği hakkında Yeniçağ'ın yayınladığı bilgiyi aynen aktarıyorum: "Küresel Kitap yayınlarından çıkan “Put Adam” isimli romanda Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e yönelik çirkin hakaretler ve iftiraların yer aldığı ortaya çıktı.Necip Fazıl Kısakürek’in, “Abdullah Abdurrahman” takma ismini kullanarak yazdığı iddia edilen Arapça roman “Put Adam”, Küresel Kitap yayınlarından Türkçe’ye çevrildiği öğrenildi. “Efsane Kitap” diye de satışa çıkarıldı.Gazi Atatürk’e hakaret ve iftiraların yer aldığı roman ilk kez 1972’de Irak’ta yayımlanmış, Necip Fazıl Kısakürek Irak’a giderek roman için Prof. Dr. Muhsin Abdülhamid ile görüşmüştü.Iraklı profesör, Atatürk düşmanı Mustafa Armağan’ın genel yayın yönetmeni olduğu Derin Tarih Dergisi’nde kitap ile ilgili anısı şöyle anlatmıştı: “1968 yılında merhum mühendis Mehmet Ali Orhan ile İstanbul'a gitmiştim. Ziyaretimiz sırasında Üstad Necip Fazıl ile görüşme şansı bulduk. Bizi Bağlarbaşı'ndaki evinde karşıladı. Hayatından, eserlerinden ve Türkiye'nin dört bir yanında verdiği konferanslardan bahsetti, şiirlerini okudu. Harika bir sohbetti. Sebeb-i ziyaretimiz Orhan'ın ondan Atatürk ile ilgili bir kitap yazmasını isteyecek olmasıydı. Çünkü Arap dünyasının Mustafa Kemal hakkındaki bilgileri oldukça sınırlıydı. Üstad bu teklifi kabul etti. “Ben Türkçe yazarım, sen de Arapçaya tercüme edersin” dedi. Telif ve basım hususunda anlaştık ve bu tarihî ziyareti gerçekleştirmenin verdiği mutlu"lukla yanından ayrıldık. 1968 yılındaki görüşmemizin ardından kitabı bitirene kadar bir daha görüşmedik. Nitekim 1972 yılında bize Bağdat'ı ziyarete geleceğini haber veren bir telgraf yolladı. Onu havaalanında karşıladık, Orhan'ın evinde misafir ettik. Kendi el yazısıyla “Put Adam” adını verdiği kitap yanındaydı. Yaklaşık bir hafta içinde Orhan'la birlikte kitabı gözden geçirdiler. Sonra onu İstanbul'a dönmek üzere havaalanından uğurladık. Necip Fazıl'ın Orhan'a, “Kitaba benim adımı koyma, ‘Yazarı: Bir Türk Subayı' ibaresini kullan” dediğini hatırlıyorum. Mehmet Ali Orhan kitabı Arapçaya tercüme etti. Tabii Necip Fazıl'ın istediği gibi ismini koymadan. Aynı zamanda kitaba tercüman olarak Orhan'ın adı değil de Abdullah Abdurrahman ismi yazıldı.”İşte kitapta yer alan skandal ifadelerden bir kısmı: Kaynak Yeniçağ: "Put Adam" romanında Atatürk'le ilgili skandal ifadeler! İngilizler ne istemişlerse onu kabul ve yerine getirişi; 1. Musul’u terk; 2. Adaları Yunanlılara terk, Mısır ve Kıbrıs Üzerindeki haklardan feragat; 3. Yunanlılardan tazminat feragati; 4. İstanbul’u beynelmilel mıntıka haline getirmek (başta yanaşıldı); 5. Boğazları tahkim ve asker bulundurmaktan üç kilometre genişlikte, Karadeniz boğazından Çanakkale boğazına kadar olan mıntıkayı askerden tecrid etmek ve sonraları da İstanbul'da Yunanlılar’ın kalmasına ve servet sahibi olmasına müsaade etmek; (Bu maddenin de ilk kısmı sonradan ve daha büyük ivezler karşılığında değiştirildi.) M. Kemal bir masondur. Evet, F.R hakikati söylemiştir. Eğer M. Kemal mason olmasaydı, onun devinde böyle bir gizli cemiyete intisab etmek kimin haddiydi. hususi devlet ve hükümet emrinde vazifeli ve yüksek mevkii selahiyetli kimseler masonluğa heves edebilirler miydi?!. Değil siviller, ordu ve jandarma mensubu bazı subaylar da hiç çekinmeden mason localarına kayıt olmuşlardır. Onun (M. Kemal'in) bilahare bu derneği kapatması numaradır." Eskiler derler ki, en iyi savunma saldırıdır. Mustafa Kemal’e yapılan bu saldırılar yeni değil. Kendisi yaşarken de yapılıyordu, vefatından sonra da sürekli devam etti. Bu tür saldırıları yapan iki kesim var; biri ellerindeki güç ve mülkleri kaybetme korkusu duyan dinciler (tarikat ve cemaatler), diğeri ise Mustafa Kemal’in gölgesinde kalıp, kendi varlıklarını göstermediğini düşünen ve Osmanlıcılık maskesinin arkasına sığınan alçak düzenbazlar. Bu kitabı kimin yazdığı önemli değil, belli ki, bugünkü Arap seviciliği yapan alçakların ya babaları, ya dedelerinden biri yazdı. Çünkü kitabın içeriğinde, yukarıda da kendi ifadeleriyle, kendilerinin yozlaşmış İngiliz uşaklıklarını perdelemek için, aynı benzetmeleri Mustafa Kemal’e kullanan bir piç var. Ve ben açıkça soruyorum. İngiliz desteğiyle ihanette sınır tanımayan, Zeytin dağında, Trablusgarp’ta ve Filistin’de kendileri için savaşmaya giden Türk askerlerinin gözlerini kör ederek, çırılçıplak çöl ortasında aç ve susuz ölüme terk edenlerin mi babası belli değil, Mustafa Kemal’in mi? Bu alçaklığı yapanlardan hangisinin analarını İngilizler becermedi? Yoksa İngilizlerce yakınları becerilmemiş olanların bir pişmanlığını mı ifade ediyor bu yazılanlar? Kadir Mısıroğlu gibi, toplumsal fitne yaratan bu alçakların ortada dolaşmalarını hangi yasa koruyor acaba? Her uyduruk sebebe dava açtıran yetkiler acaba neredeler? Bu kitabın basımı ve dağılımı, kendi kendisini ihbar ve suç duyurusu değil mi? Kimin elinde bir dilekçeyle başvurmasını bekliyor acaba savcılar? Yazılmış olan bu kitap bir devlet kurucusuna, bir cumhurbaşkanına hakaret sayılmıyor mu? Bu devleti ve bu toprakları emanet olarak aldığımız ve emaneti çocuklarımıza devredeceğimiz bir zamandayız. Eğer bu kutsal emaneti devraldığımız insanlara hakaret edilirken, bizler sessiz kalırsak, emaneti devredeceğimiz çocuklarımızın yüzüne utanmadan nasıl bakacağız. Bizler bu kitabın yazarı kadar kanı bozuk, erdemini ve utanma duygusunu yitirmiş kişiler değiliz. Ben, Türkiye Cumhuriyeti savcılarını bu konuda suç duyurusu yaparak, soruşturma yapmaya davet ediyorum. 30 Temmuz 19 Gölcük
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Osman AKTAŞ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |