"Aceleci, metanetsiz, asabi, şükürsüz bir nesil; bencilliğiyle gurur duyan mutsuz bir nesil yarınlara ne söyleyebilir ki? Bu nesil nasıl inşa edildi, edilmekte?" Ümit Zeynep Kayabaş'ın "Son Nesil ve Tahammülsüzlük" adlı yazısının giriş bölümü.

Ümit Zeynep Kayabaş yazısında isabetli bir tespit, çok etkileyici sorularla bizi düşünmeye zorluyor. Ancak muhataplarının üzerlerine alınacaklarını hiç sanmıyorum. Muhakkak kandırılmışlar ya da sehven böyle bir neslin yetişmesine katkı sunmuşlardır.

Yeni yetişen bu nesli bozan FETÖ ile dış güçler olduğu da iddia edilebilir. Sanki FETÖ denilen bu azgın örgüt elemanlarının mevcut sektör ve kurumlara yerleştirilmesinden iktidarın haberi yokmuş gibi.

Yirmi yılda değişen yığınla eğitim sistemi, baskı ve bilgi hatalarıyla dolu ders kitapları, yok edilen kültürel ve milli değerler, eğitim personelinin itibarsızlaştırılması ve bu güvensizliğin öğrenciyi sürüklediği, internet ve medya batağı...

Anlatmakla bitmiyor ki... Yüzlerce kere yazdık, anlattık nafile... "Güldür Güldür" şov programındaki eşofmanlı hoca gibi bizde, oyuncak bebekle anlattık, tencere tavayla anlattık, karatahtada tebeşirle şekil çizerek anlattık, beyaz tahtada renkli tahta kalemlerle anlattık, slaytlarla anlattık, akıllı tahtayla anlattık... Yok, olmuyor. "Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az" boşuna dememişler.

Bozulan nesilden önce, bozulan siyasilere ahlak ve edep kazandıramadık ki, yeni nesille ilgi bir şeyler söyleyelim. Yeni nesli yetiştirecek nesli bile bozuk para gibi harcadılar.

Bunlara sebep olanları toprağa havale etmek geçiyor içimden, ama korkuyorum ki, bunlar toprağı da bozar ve GDO'lu gıdalardan daha kötü bir tohum ortaya çıkarırlar.

Vicdan, ahlak, namus, milliyet, dürüstlük ve en önemlisi de insanlık kavramlarından insanı uzaklaştırdı ve insanın eline şükür ve içeriği bilinmesi istenmeyen bir kutsal kitap bıraktılar.

Kur'an-ı Kerim'de Cenab-ı Hak "Onalar karanlıkta ilerlemeye çalışanlar gibidir. Her şimşek çaktığında görebildikleri kadar ilerler, sonra yine kalakalırlar" halk da aynen bu ayetteki gibi kısa adımlar ve uzun bir bekleyişle ilerlemekte. Tıpkı masallardaki gibi; bir arpa boyu yol almak.

İnşallah Nazım'ın dediği gibi, "Çocuklar inanın inanın çocuklar / Güzel günler göreceğiz güneşli günler / Motorları maviliklere süreceğiz / Güzel günler göreceğiz güneşli günler" ey Türk halkı.

1 Nisan 21
Gölcük