Yalnızca hava, ışık ve arkadaşın varsa hiç üzülme. -Goethe |
|
||||||||||
|
İnsan hiç bilmediği bir yolda yürürken karşılaştıkları, kendisini ya mazlum, ya zalim olmaya zorluyor. Bu oluşumda fıtratı da önemli bir yere sahip. Benim aklım da zaman zaman karışıyor. Kaderle, iradeyi ayırmakta güçlük çekiyorum. Bir buçuk, iki yaşında Trakya'da tecavüz sonucu ölen çocuk nasıl bir acı yaşadı ve sonsuz merhamet duygusu olan güç bunu seyrederken ne hissetti? Gözyaşı mı döktü, umursamadan seyretti mi? Hani isteği olmadan yaprak kımıldamıyor ya... Bunu aklım ve yüreğimde bir yere oturtamıyorum. Başka bir şey, o çocuğa tecavüz edip öldüren cani, tıpkı tecavüz edip öldürdüğü çocuk gibi bir zamanlar masum ve bir kucağa sığınmayı düşünen çaresiz bir varlıktı. O günden bugüne neler yaşadı ki, böyle bir canavara dönüştü. Birkaç gün için geziye çıktım. Önce Bursa, sonra İzmir ve Söke'ye gittim. Dün döndüm. İzmir'de dinlediğim ve tanık olduğum bir olaydan söz etmek istiyorum. Kız kardeşimin bir komşusu var; bütün mahalle mustarip, evden çıkarmak için imza topluyorlar. Eşinden ayrıldığı ya da eşinin hapiste olduğu söyleniyor. Dünya tatlısı bir oğlu var. Söylentiye göre madde bağımlısıymış kadın. Şimdi kadını düşünüyorum; nasıl bir ebeveyn elinde büyüdü? Büyürken komşuları ve arkadaşları kimler ve nasıldı? Kişi çocukluk dönemi bitene kadar aile ve çevresini seçemiyor. Aile kimlerle görüşüyorsa çocuk için çevre de o demek. Bir çocuğu suç makinesine dönüştüren aile ve çevre. Bu kadın kimlerle, hangi şartlarda, ne karşılığında evlendirildi? Evliliğinde neler yaşadı ve nasıl madde bağımlısı oldu? Bu kadın neden suçlu? Kadın, o dünya güzeli çocuğu her gün dövüyor ve evden çıkıp akranlarıyla bir araya gelmesine müsaade etmiyormuş. Ben birkaç kez çocuğun sokakta oynayan çocuklara pencereden sadece sohbet etmek için seslendiğini duydum. "Ben gelemiyorum Mustafa sen gelir misin?" Ve arkasından muhtemelen anası içeri alıp pencereyi kapatırken çocuk ağlıyordu. Benim de gözlerim doldu. Şimdi bu çocuk bu ıstıraplı hayatı yaşayarak neye dönüşecek ve bu çocuk ne kadar suçlu? Sonsuz merhamet vitrinde göstermelik mi? O'nun planları ne üzre kurulduğunu anlama kapasitem sanırım çok yetersiz. İşin içinden çıkamıyorum. Kaderle iradeyi ayırmakta da zorluk çekiyorum. Sevgi konusu da aynı; milyonda bir birbirini anlayan ve sevenler bir araya gelmiş. Gerisi bir tür mecburiyet gibi. Zorla evlendirilmiş kızlar ve oğlanlar. Sevdiğine inat olsun diye evlenen ve hayatı zindana dönenler, evlilik olsun da nasıl olur olsunla evlenenler, para şöhret ve mülk için evlenenler, birbirini anlamayan çiftlerle dolu bir dünya. Yaratılan bir cennette cehennemin yaşanması ve akabinde vaat edilen cennet ve cehennem... Sırrı çözemiyor ve bocalıyorum. Aklım da, yüreğim de karmakarışık. Hikmeti anlamıyorum. Allah'ın neden bu vahşeti yaratma gerekçesini çözemiyorum. Sadece insanlar da değil, hayvanların da birbirini katlettiği bir dünya. Bir ceylanı canlı canlı bağırtarak yiyen bir sırtlandan nefret mi edeyim, yoksa ceylana mı üzülmekle yetineyim? Sırtlan yavrularına bakıyorum, onlar da ayrı masum ve ceylanı yiyerek hayatta kalıyorlar. Hangisine üzülüp, hangisine sevineyim? Neden böyle bir dünya kurdu Allah? İstese kansız irinsiz, hastalıksız, ıstırapsız bir dünya kurabilirdi. İnsanlar için ödül ve ceza niteliğinde cennet ve cehennem var. Oysa hayvanlar için böyle bir karşılık da yok. Neden? Yoruluyorum düşünmekten, çaresizlikten yalnızlıktan. Hele kalabalık yalnızlık daha çok hırpalıyor. Yaşamak dikenli bir güle sarılmak mı? Kötü bir rüyayı iyiye yorma çabası mı yaşamak? Yalamak kötülük içinde iyi kalmak mücadelesi mi? 26 Eylül 24 Gölcük
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Osman AKTAŞ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |