Ben, Erkan Mumcu’nun Milli Eğitim Bakanı olduğu zamandan beri, bakanlığı eleştirip, çözümler sunuyorum. Ama başlıkta da belirttiğim gibi sağır ve kör bir yönetim var. Anlattıklarını anlamak, uygulamak işine gelmiyor. Eğitim sisteminde günübirlik sürekli yapılan ve kendilerince köklü değişiklik olduğu söylenen bu çabalar aslında bir oyalama ve pişmanlıktan öteye gitmeyen çalışmalar… Çünkü her gelen bakan bir önceki bakanın yaptıklarını beğenmeyip, tamamen değiştirmeye kalktı. Değiştirebildi mi? Hayır. Sadece yeni yamalama ile güya çalışmaları sürdürdü. Hâlâ aynı şey yapılmaya devam ediyor ve son derce öğretmenlerin gururu ve şuuruyla oynayarak hem de.

Geçmiş yanlışlar ve çözümleri üzerinde o kadar çok durdum ki, okuma yazma sıkıntısı çeken bakanlık personeli üzerinde bir etkisi doğal olarak olmadı, ama beni bıktırdı. Hani derler ya “Bir sakızı ne kadar çok çiğnersen o kadar çabuk çürür” diye, benim benliğimde de bu olgu gerçekleşti neredeyse. Bu yüzden bunlardan artık söz etmeyeceğim. Sayın Bakan Prof. Dr. Ziya Selçuk’un olağanüstü çalışmalarından bahsedeceğim bu yazımda yalnızca.

Sayın Bakan Prof. Dr. Ziya Selçuk, bildiğim kadarıyla filozof ve kişisel gelişim uzmanı… Ben elli dört yaşındayım ve yirmi beş yıllık öğretmenim; bu geçen sürede bu ülkede tıp doktorları hariç, hangi alanda bir uzman tanıdıysam, bu kişiler, insanların yararına bir bilgi üretmekten çok, insanlarda kafa ve ortam karışıklığına neden olmak dışında hiçbir varlık gösterdiklerine tanık olmadım. Bu uzmanlardan biri de benim. Uzman öğretmen… Uzaman olmayanla benim aramdaki tek fark kıytırık bir sınava girmiş olmam ve elimde bir sertifika olması…

Sayın Bakan, tam bir yıldır bu makamda ve yaptığı iki yenilik oldu. Birisi hiçbir işe yaramayan 147 şikâyet hattını kapatmak, diğeri ise yarıyıl tatilini üçe çıkarıp, öğretmen camiasına yeni angaryalar yükleme çabasına girişmek… Başka bir şey yaptı da ben bilmiyorsam, özür diliyor ve cahilliğimi kabul ediyorum peşinen.

2018-2019 Eğitim ve Öğretim yılı, Haziran ayı, yaygın adıyla, seminer programı pazartesi günü öğretmenlere tanıtıldı. Şimdi ben beni rahatsız eden kısmı sizlere ve okumayacağından emin olduğun bakanlık personeline sunup, rahatsız olma nedenlerimi dilimin döndüğü kadarıyla anlatacağım. Bir işe yarayacak mı? Hayır. Çünkü bakan dâhil, kimse kendi varlığı dışındaki gelişmeleri umursayacak durumda değiller. Yazının başlığının anlamını bir kez daha bu şekilde vurgulamış olalım.

Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerin Mesleki Çalışmaları içinde yer alan Cuma günü uygulanacak mesleki çalışmanın içeriği; “Tüm okul yöneticileri ve öğretmenler”, “İl/İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri Okul Müdürlükleri”nin yapacakları çalışma; ''Doğada Öğrenelim'' başlığı altında “Doğa Yürüyüşü Etkinliği” ve “Oryantiring Etkinliği” gördüğünüz gibi emirle “(Okul müdürlüklerince kurum imkânları doğrultusunda planlanan bir etkinlik gerçekleştirilecektir.)”. Bu etkinlik nereye bağlanıyor bakın; “Öğretmenlerin motivasyonun ve kurumsal aidiyet duygusunun artırılması amacıyla etkinlik sonunda piknik düzenlenmesi”.

Bakanlık ve bu mesleki eğitim çalışmasının bağlandığı nokta... Öğretmenin aidiyet duygusunu geliştirmek için, öğretmene sunulan harika imkâna bir bakar mısınız? Öğretmenin motivasyonunu artırmanın yolu, okullarda dönem sonunda piknik yapılması… Ne harika bir motivasyon, değil mi? Benim mutluluktan gözlerim yaşardı, bizi bu kadar düşünen bir bakanın olması ne büyük bir nimet, aman Allah’ım.

Acaba diyorum, her gün sırıtan bir çehreyle halkın arasında dolaşmamızı, öğrencilerin önünde Japon tarzı selamlar vermemizi ve hatta evlerimizde yataklarımızın baş tarafını hangi yöne, ayak tarafını hangi yöne göre ayarlamamızı, Amerika mahkûmları gibi tek tip bir kıyafet giymemizi, günün hangi saatinde çay, hangi saatinde kahve içmemizi, gün içinde neler yememizi, kimlerin kimlerle daha samimi ilişkiler içine girmesi gerektiğini bize bildirip de daha iyi motive ve aidiyetlik kazanmamızı ne zaman isteyecekler.

Sahi sayın bakan, kendilerini yönetenlerin bu uygulamalarıyla mı aidiyetlik ve motive kazandı, çok merak ediyorum.

El insaf… Yaptıklarınız bir ana sınıfı öğrencileri tarafından oynanan berbat bir senaryo… Yani bunu başka biri yapsa anlayacağım da, Prof. Dr. Ziya Selçuk yapıyor, yaptırıyor. Kimin kayığında, nereye kürek çekiyorsunuz sayın bakan? Siz göreve atandığınız anda, duyduğumuz sevinçten zerre eser kalmadı. Şimdi sizin değişip, bir başkasının gelip, ne tür bir acayiplik ortaya koyacağını sabır ve merakla bekliyoruz.

19 Haziran 19
Gölcük