..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Matematiğe, yalnızca yaratıcı bir sanat olduğu sürece ilgi duyarım. -Godfrey Hardy
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Toplumbilim > Cemal Zöngür




1 Mayıs 2019
Gerçekten Biz İnsan Mıyız? - 3 -  
Ahlak ve Namusu Kadının Vücutunda Gören İnsan, Aslında Kendisini Pazarlayandır.

Cemal Zöngür


Gerçek ahlak ve namusun kültür olarak kavranmasında, hiçbir insanın kütüphaneler dolusu kitap okuyup eğitim almasına gerek yoktur. Tek yapılması gereken şey, varlıkların adaletli paylaşımı, kadın erkek eşitliği ve evrensel ahlak namus değerlerinin her toplumunda uygulanmasını mecbur koşmaktır. Bunu yapmayan toplum, devlet ve birey insanlıktan uzak canavar demektir.


:GDA:

     Mevcut Ahlak ve Namus Kavramı, İnsan Olmaya Yetti mi?
İnsanı insanileştiren temel değerlerden birisi, ahlak ve namus kavramıdır. Bunu yaratan etkense, maddi varlıklara sahiplenmede sürdürülen yalan ve tecavüzler olmuştur. Bazı zeka sorunluların düşündüğü gibi namus kavramının cinsellikle doğrudan alakası yoktur. Maddi talan ahlaksızlığının cinsellik üzerinde de sürdürülmesi, cinselliğin namusla bağı olduğu algısı yaratılmıştır. Çünkü her türlü servet kolayca elde edilip hoyratça harcamasında, kadın en büyük sömürü aracı görüldü. Sahip olunan tüm kültürleri din ve siyasal düşünceler var ettiğine göre, bu düşüncelerin ilk başlangıç tarihlerine bakmak yeterlidir.

Bugün bilincimizdeki insan profilinin kökeni, M.Ö.65 bin yıllarında Avcılık (Paleolitik) Çağ'da Totem-Animist inanç ile, M.Ö.10 binlerde Tarımcı (Neolitik) Ana Tanrıçaların eseridir. Söz konusu düşünce yapılarında tüm maddi varlıklar ortak paylaşılıp, kadın erkek eşitliğine dayanan bir kültürdü. Kişilerin birbirini rahatsız etmesini gerektirecek hiçbir ortam bulunmuyordu. İlkel komünal bu toplumsal yaşamda iç evlilik ve cinsel ilişkiler, kadınların onayı doğrultusunda gerçekleşiyordu. Onun içindir ki, ahlak ve namusla ilgili ne cinayetler ne de yaptırın izine rastlanmaz. Topluluklar ortak üretip ortak tükettiğinden, gerçek insani sevgi sürekli yükseliyordu. Ne zaman tek tanrıcı din ve düşünceler icat edildi, kadın hem sermaye hem de namus objesi görülüp, her tülü kötülükler çoğalmaya başladı.

M.Ö. 2500 yıllarından itibaren Tek Tanrıcı dini inançlarla, insanın düşüncesi geliştiği halde, maddi varlıklara gösterilen tapınmacılık, namus ahlak kavramını şart koştu. Çünkü erkeğin cinselliğe ve maddiyata olan ölçüsüz düşkünlüğü, en büyük insanlık sorununu yaratmış oldu. Bunun en açık örneği, tanrı adına adaleti sağladığını söyleyen kutsal ordular, kadın ve kızlara tecavüz edip cariye olarak pazarlarda satmaktan utanmadılar.

Bu tarihte yaşatılan ahlaksızlıkların insanlıkla, insan olmakla, kutsanan tanrı ve dinle bağdaşmayacağını söyleyen insani düşünürler, talancı ve ganimetçi güçlere karşı olmayı sürdürmüşlerdir. İşte bu muhalif insani düşünceler sayesinde, gerçek ahlak ve namus kavramının ne olduğu ortaya çıktı. Bir toplumun ahlaklı ve namuslu olduğunu kanıtlayan yapılar, maddi varlıkların adaletli paylaşımı ve kadınların sömürü aracı görülüp görülmediğidir. Bilindiği gibi insan her zaman cinsellik ve maddi varlıklara düşkünlüğü ile ahlaksızlığa düşer.

İki sosyal yapıyı sürekli yönetip kontrol edenlerse, serbest piyasa ekonomisine dayanan kapitalizmle, helal ticaret ganimetini yaşatan dinler olmuştur. Sosyalist ve komünistler, her iki maddiyatçı düşünceye karşı çıkıp, ortak üretip ortak tüketimde ısrar etmelerine rağmen, bunda başarılı olmadılar. Nedeniyse, kendi içlerindeki hainler ve diğer bazı ülkelerin çeşitli saldırganlıklarıdır.

Talan ganimet mantığıyla helal ticaret yapan tek tanrılı dinler, şu felsefeden hareket ettiler sürekli. Kadını akılsız, zavallı, erkeği yoldan çıkaran, erkeğin her türlü hizmetinde, erkeğin merhametine muhtaç, çeşitli yöntemlerle alınıp satılan ticari ve zevk aracı görmeleri. Ve bunun resmi kaynağıysa, Ademle erkeği yüceltip, Havva adıyla kadını yerin dibine soktular.

Arkasından kadınlar sokaklarda kalıp ırzına geçilmesin adıyla, isteyen erkek istediği kadar kadını karı olarak alabileceği kutsal emirlere sığınılması. Böylece erkeler ister para karşılığı ister gönül ilişkisi, isterse zorla sınırsız kadına sahip olabiliyor. Bu tam anlamıyla seks haremi ve ticareti iken, kadının korunduğu nasıl ifade edilir? Evinde seks haremi kurmak yerine, kadınları koruma merkezleri neden akıllarına gelmemiş bu mübareklerin? Üstelik bir kadın babası ya da ailedeki erkeğin izni olmadan, bir erkekle ilişkide bulunması durumunda, taşlanarak veya boğularak öldürülmesi. Aynı şeyi erkek yaptığında hiçbir ceza uygulanmadığı gibi, erkek tecavüz ettiği kadını veya kızı nikahına aldığında sorun tamamen bitiriliyor. Toplulukların çoğuna kabullendirilmiş bu namus ahlak anlayışı yıkılmadığı sürece, hiçbirimiz insan olduğumuzu söyleyemeyiz.

Kapitalizm ise; modernlik, çok para, moda ve lüks yaşam adıyla başta kadınları kişiliksizleştirerek işe başlamıştır. Paranın patronu erkek olduğuna göre, kadın her zaman erkeğe yaranmak zorunda. Kapitalizmin bu namus ahlak anlayışı, dinci yapılardan daha kurnaz ve profesyonelce. Çünkü hem bilim, teknik, hem de ırk ve dini değerleri kullanıyor. En son sözü erkek söylediği için, bir kadın erkeğe ya yapmacık aşık olmak zorunda veya erkeklere imrenip kadın kişiliğini yitirerek erkekleşmekte. Ve kadınların namusu kirlenmesin diye, erkeğin himayesine sokulması, kapitalizmin modern pezevenkliğidir.? Her iki ahlak namus anlayışı tüm toplumlarda benzer şekilde yaşanmaya devam ediyor.

Yaşatılan anormallikler yerine, erkek ve kadının siyasal, sosyal, ekonomik, düşünsel olarak eşit olduğu, ortak üretip ortak tüketimle birbirini mecbur, zorunlu görmeden yaşaması çok mu zor? Bilinçli olarak en büyük sorun haline getirilen doğal insani cinsel ihtiyaç, aslında insanların birbirini rencide etmeden yaşayabileceği en kolay sosyal yapıdır. Cinsel sorunları çözecek yöntemlerden birisi şu şekilde olabilir. İnsanların akıl, fiziki yaşları, psikolojik durumu, cinsel dürtüleri ve ekonomik olanakları dikkate alınarak, hem cinsel ihtiyaçları gideren hem de eğiten meşru, resmi kurumlar oluşturmak mümkündür. Görülecektir ki, her türlü kadın cinayetleri ve pezevenklikler anında ortadan kalkacaktır.

Kapitalist ve dini şeriat yönetimleri, sadece erkeklere hitap eden Genelev gibi yerlere müsaade etmekle hiçbir sorun yokmuş gözüyle baksalar da, buralarda yaşananlar insanı insanlığından utandırıyor. Bırakalım buraların bazı ihtiyaçlara cevap olmasını, mafya ve devlet eliyle daha büyük namussuzluklar yaşanıyor. En basitinden Genelev benzeri yerlerde çalışan kadınlara insan gözüyle bakılmadığı gibi, emeklerinin karşılığı bile ödenmiyor. Ondan sonrada din, iman, ahlak, namus ve hukuktan bahsetmek en büyük alçaklık değilse nedir?

Sıralanan çirkinlikler dünyanın her yerinde, eğitimli eğitimsiz çoğu kişilerin gerçekleştirdikleri sapkın fiillerdir. O zaman şu ifadeyi kullanmak yerinde olacaktır. Gerçek ahlak ve namusun kültür olarak kavranmasında, hiçbir insanın kütüphaneler dolusu kitap okuyup eğitim almasına gerek yoktur. Tek yapılması gereken şey, varlıkların adaletli paylaşımı, kadın erkek eşitliği ve evrensel ahlak namus değerlerinin her toplumunda uygulanmasını mecbur koşmaktır. Bunu yapmayan toplum, devlet ve birey insanlıktan uzak canavar demektir.

Cemal Zöngür



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplumbilim kümesinde bulunan diğer yazıları...
Alevilik İle Sosyalizm Arasındaki Düşünsel Fark ve Bütünleşme Sorunu
Kapitalist Düzende, Komünist Yaşam Mümkün Mü?
Ana Tanrıçalar, Hz. İbrahim'in Tek Tanrı Masalına Nasıl İnandılar?
Avrupa'daki Türklerin Yaşamı ve Dünyaya Bakışları
Türkiye'nin Yaşam Kalitesi ve Mutluluk Tablosu
Siyasal Düşüncelerin İnsanlığı Getirdiği Nokta!
Sosyalist Devlet Başkanları ve Politikalarının Analizi
Hayvan İle İnsanın Birbirinden Ayrılışı - 3 -
İnsan İle Hayvanın Birbirinden Ayrılışı - 2 -
İnsanda Tapınmanın Oluşumu

Yazarın İnceleme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
İsrail - Filistin Düşmanlığının Tarihçesi
Her Şeye Muktedir Tanrı ve Kapitalizm Ölüm Döşeğinde
Türkiye Solunun Sorgu ve Özeleştiri Kültürü Üzerine
Türkler Şamanist mi Kalsaydı?
Halktan Para Dilenerek Büyük Devlet Olmanın Hafifliği
Coronanın Hatırlattıkları, Dünyanın Geleceği
Türkiye Siyasetini Tıkayan Etkenker (Araştırma Yazısı)
Alevilik; İslam Dışı Din Değilse Pozitif Felsefe Midir?
Şii Fars ve Araplara Neden Alevi Denilmektedir?
Kudüs, Dinler Savaşı ve Haklı Olan Kim?

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Dinlerin Doğuşu ve İslam'ın Gerçek Özü (1) [Deneme]
Lider mi Toplumu Şekillendirir; Toplum Mu Lideri? [Deneme]
Hz. Ali ve Ehlibeyt Alevi Midir? [Deneme]
Dinlerin Doğuşu ve İslam'ın Gerçek Özü (3) [Deneme]
Tbmm'de Yedi Maddelik Anayasa Değişikliği Neyi Çözer? [Deneme]
Dinlerin Doğuşu ve İslam'ın Gerçek Özü (2) [Deneme]
Alevilerin Kapılarına Saldıranların Açık Kimliği [Deneme]
"Türkleri Yeniden Tanımak" Araştırma Kitabımı Yazma Nedenim : [Deneme]
İşte Türkiye'nin Yaşam Kalitesi ve Mutluluk Karnesi..! [Deneme]
İslamiyet Yeniliğe Açık Bir Din Midir? [Deneme]


Cemal Zöngür kimdir?

Ben Cemal Zöngür, Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi mezunuyum. Sosyoloji, Tarih ve Siyaset üzerine araştırmalar yapmaktayım. Yayınlanmış bir kitabımın dışında çeşitli gazetelerde yüzden fazla makalelerimde yayınlanmıştır. Ve iki kitap dosyam yayına hazır durumdadır.

Etkilendiği Yazarlar:
Tam bağımsız Tarih ve Siyaset üzerine yazan her Yazar


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Cemal Zöngür, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.