"Denemeler"de gördüğüm şeyi Montaigne'de değil, kendimde buluyorum. -Pascal |
|
||||||||||
|
Asırlardır toplumları yaldızlı yalanlarla arkalarından sürükleyen İslam, Hıristiyanlık, Yahudilik ve kapitalizm, dünyada ilk defa bu kadar büyük bir şaşkınlık ve çaresizlik içerisine düşmüşlerdir. Her üç tek tanrılı dinin mensupları, kutsal ibadet yerleri Mekke, (Kabe) Vatikan ve Mescidi Aksa'yı kapatıp eve hapis olmaları, tanrılarının can çekiştiğini gösteriyor. İstediğini yaratıp istediğini öldüren “Tanrı” kullarını Coronadan korumadığına göre, tanrıcılık büyük bir fiyaskoyla bitmiştir. Dünyanın her yerinde iğrençlikleri çeviren emperyalistler, corona karşısında çaresizce ölümü beklemeleri, kapitalizminde ölüm döşeğinde can çekiştiğini ifade ediyor. Hani Allah en büyüktü, her şeye muktedirdi? Allah'tan başka mübarek kutsal yerleri kimsenin kapatmaya gücü yetmezdi? Sessiz sedasız ibadet yerlerini kapatıp ölümü beklemeleri, coronadan başka büyük bir gücün olmadığını göstermeye yetiyor. Aynı durum Kapitalistler içinde geçerlidir. Dünyaya parmak sallayıp asıp kesen kapitalistler süt dökmüş kedi gibi, corona karşısında küçük düşmenin travmasını yaşıyorlar. Din ve sermaye hırsızları, bundan sonra hiçbir şeyi istedikleri gibi yönlendiremeyeceklerdir. Şunu da unutmamamız gerekir. Bizde bir söz var, “Alışmış kudurmuştan beterdir”. Dinci ve kapitalistler hiçbir zaman normal düşünüp davranmayacaklar. Fırsat bulduklarında ahlaksızlıklarını deneyecekler. Ancak dünyanın gelmiş olduğu noktada kim doğaya aykırı hareket ederse, hep birlikte yok olunacağının anlaşılmış olması, eski barbalık bitmiş demektir. Bir de buna dünya toplumlarının biraz duyarlı ve bilinçli tepki vermeleri halinde, barbarlar çirkin emellerini hayallerinde yaşayacaklar bundan sonra. Ne büyüksün sen CORONA.! Bin yıldır sosyalist, komünist, demokrat ve hümanistler, aç gözlü doyumsuz din tüccarları ve kapitalistlere karşı her türlü mücadeleyi yürüttükleri halde, kısmı başarıların dışında bir adım geri attıramadılar. Ama corona; üç ayda tüm din ve sermayeci ahlaksızları dize getirmeyi başardı. Yaşananlardan büyük ders alan dünya insanları, bilimsel şu gerçekliği artık göz ardı etmemeliler. Nano Covid-19 gibi en az 20 adet virüsün ortaya çıkmış olması, doğanın aşırı derecede kirletilip her şeyin doğal dengesinin bozulmasının bir sonucudur. Covid-19'un tek farklılığı, para ve tekniği ile dünyayı tehdit eden güçleri bitirmesi, en büyük kazanımdır. Görüldüğü gibi covid-19'un yayılmasıyla, çoğu kimyevi faaliyetlerin durması neticesinde, dünya temiz bir nefes aldı. Tüm gerçekler bu çerçevelerde olduğuna göre, bundan sonra dünya ülkeleri için ekonomik, siyaset ve askeri açıdan her şey yeni bir düzen almak zorunda. Bu düzenin genel çerçevesini şu şekilde ifade edebiliriz. Üst hayvan karakterine sahip insan; doyumsuz egoist yapısıyla ekonomik, teknik, askeri, siyasi, dini, doğal her şeyi kullanıp bitirmiştir. Bundan sonra kullanacağı bir şey bırakmadığı için, ya akla hayale gelmeyen yeni talancılık bulacak veya yaptıklarından pişmanlık duyup, insanileşmeye doğru adım atacak. Çünkü eski sömürü mantığında ısrar, kendilerininde sonu olacağına inanmış durumdalar. Bilindiği gibi bugüne kadar kapitalistler elinde bulundurduğu nükleer silahlarla, dünya devletlerini tehdit ederek, çoğu ülkeleri kendilerine uşak yaptılar. Uşaklaşan devletler çaresizlikten, kapitalistlere her türlü boyun eğmelerine rağmen, bağımsız ulus devlet oldukları yalancılığıyla kendi halklarını aldatmaktan utanmadılar. Buna en büyük örnek, Türkiye'nin NATO üyeliği ve Amerikanın her isteğini harfiyen yerine getirmesidir. Türkiye, Amerika emperyalizmine karşı çıkan devrimcileri asmaktan pişmanlık duymuş değil hâlâ. Diğer taraftan Rusya, Çin, Kuzey Kore, Hindistan gibi devletlerin nükleer güçle ortaya çıkması, kapitalizmin ağa babalarını ummadıkları anda kalbinden vurdular. Bu yüzden mevcut nükleer silahları artık hiç kimse kullanmayı göze alamıyor. Birisinin nükleer silah kullanması halinde, kullananda dahil dünya yaşamının sonu olacağını çok iyi biliyorlar. Gelişmiş silahlara sahip ülkeler, nükleer silahlamanın gereksiz olduğuna böylece karar vermek zorundalar. Ve büyük ihtimalle her alanda ortaklaşarak yeni dünya sistemi kurmak için uğraşacaklar. Nükleer güce sahip devletleri bu ortaklaşmaya covid-19 salgını mecbur etmiştir. Yaşanan derin can korkusu, ekonomik ve siyasi dibe vurmuşluktan kurtulmak için dünya devletleri, Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğünde toplanıp çareler arayacak. En başta BM'nin yapısı değiştirilerek, Dünya Devler Konfederalizmi (DDK) şeklinde herkesin ortak söz sahibi olduğu güce dönüştürülecektir. Eskiden dünya ülkeleri BM'ye yedek üyelik ve bunların içerisinden askeri gücü olan beş ülke, daimi konsey üyesiydi. Her zaman beş daimi üyenin dediği olurdu ve genelde büyük olumsuzluklara sebebiyet vermiştir. Yeni oluşacak sistemde tüm ülkeler nüfus sayısına göre bu merkeze daimi temsilci ve eşit söz hakkına sahip üyeler göndereceklerdir. Bir nevi Avrupa Birliği'ne (AB) benzer, daha geliştirilmiş uluslararası dünya örgütü olacak. Tüm ülkelerin bu yapıya uygun anayasa yapma zorunluluğu olup, federasyonlar şeklinde faaliyetlerini sürdürecekler. Her federal devletin anayasasında doğayı koruma, üretim dengesi, maddi eşitlik, askeri ortak yapı, evrensel eğitim ilkeleri temel kabul edilecek. Farklı konularsa bu ilkelere bağlı düzenlenecektir. Öngördüğümüz sistem gerçekleşmeyip eski hırsızlıkta ısrar edilirse, salgın hastalıklar, önü alınamayacak toplu göçler, kaos ve karmaşalar bütün ülkelerde yükselecek. Böyle bir karmaşayı hiçbir devlet ve siyasal güç göze alamayacağından, tek çözüm yolu DDK sistemidir. Yeni sistemin sorunsuz sürdürülebilmesi için, her ülke silahlanma gibi yarışçı mantığı terk edip daha insani, barışçıl ve doğayı koruma şartına bağlanacak. Bütün bunlar yapılıp uygulamaya konulduğunda, her türlü dolandırıcılık kendiliğinden ortadan kalmış olur. Öngörülen sisteminin hayat bulmasında esas görev gerçek entelektüel, sosyalist, komünist, demokrat, hümanist ve nitelikli sivil toplum örgülerine düşüyor. Kişi doğru eğitim, doğru kültür ve üst ahlak nitelikliğine sahip olursa, masalsı tanrı ve yalancı kapitalist sisteme ihtiyaç duymaz. Bireylerdeki her türlü niteliksizlik sosyal, siyasal, ekonomik din vb. her alanda yalancı, hısız, ukala kültürü oluşturmuştur. Bu yüzden yeni dünya sisteminin adaletli olması, nitelikli bireylerin nicel çokluğuyla mümkündür. Cemal Zöngür
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Cemal Zöngür, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |