Ağlamak da bir zevktir. -Ovidius |
|
||||||||||
|
Bizler neden sabırdan kendimizi uzak tutuyoruz? Evet değerli okurlarım bu yazımda da sabretmenin öneminden bahsetmenin çabasını göstereceğim sizlere. Ama ne kadar başarılı olurum bilemiyorum. Ne yazık ki sabırdan her an biraz daha uzaklaşıyoruz. Hep kazanma hırsının esiri oluyor, sabır da ne imiş demekten geri kalmıyoruz. Kazanmak istediğimiz şeylerin bir an önce elimize geçmesini istiyor, her şeyin de bir vakti saati olduğunu düşünmek istemiyoruz. Kısacası sabretmekle vakit kaybına uğrayacağımızı düşünmekten kendimizi geri bırakmıyoruz. Bir de Hazreti Yusuf misali kör karanlık kuyulara atılsak, Hazreti Eyüp gibi hastalıklarla boğuşsak halimiz nice olurdu sabırsızlığımız yüzünden? Düşünelim ve her şerde bir hayır, her hayırda bir şer olduğuna kanaat getirelim. Ben şahsen kendimden birkaç örnek vereceğim. Liseden mezun oldum ve bir memurluk sınavına girdim. Girdiğim bu sınava başvuru sayısı dört bin ama alınacak kişi sayısı dört. Ben kaybetmekten hoşnut olmayan bir insan olarak sabırsızlıkla sonuçların açıklanmasını bekledim. Tabii bende hep kazanmak arzusu var. Sonuçlar açıklandı ve sınavda yirmi birinci olduğumu öğrendim. O günden sonra sabırsızlığın eline düştüm. Babam , senden bir şey olmaz ,diyerek beni biraz daha hırslandırıyor. Girdiğim memurluk sınavlarından başarısızlıkla çıkıyorum, bu beni sabırsızlığın kucağına daha fazla itiyor. Babamın her çıktığım sınav sonunda, beni teselli etmek yerine aynı sözleri tekrar etmesi beni çileden çıkarıyor. Gitgide isyana sürükleniyorum , benim kazananlardan neyim eksik diyorum. Ama yine de yalnızlaştığımı düşünerek kaybetmeye devam ediyorum. Liseden mezun olduktan iki yıl sonra 2022 yardımına başvuru yaptım ve başvurum kabul edildi. Ama ben , bu kahrolası parayı değil emeğimi istiyorum, diye kendi kendimi yiyordum. Ama memur oluncaya kadar o parayı büyük bir utançla aldım, bu paranın hakkım olmadığını düşündüm her zaman. 2011 yılında gazetecilik ve kitapçılık yapan bir arkadaşla tanıştım ve şiir yazdığımdan bahsettim. Benim için bazı şeyler o arkadaşın yapmış olduğu teklifle değişti bir kitap çıkardım. Çıkardığım kitabı sadece bastırdığım sayı kadar satabildim. Burada da başarıya ulaşamadım, dikiş tutturamadım. Hırs ,sabırsızlık içimde gün gün büyüyordu .Neden kazanamıyorum ,neden bu kahrolası paraya muhtacım, diyerek duvarları yumrukluyordum. Girdiğim sınavlardan hep mağlup ayrılıyordum. Elimdeki yetersiz kaynaklarla da sınavlara ona göre çalışabiliyordum. Bir de çoluğun çocuğun babamın sözlerini tasdik etmesi ile daha çok sabırsızlığa kapılıyordum. Rabbim artık beni kurtar şu işsizlikten, diye yalvarıyor , ağlıyordum. Ama ben gözyaşlarımı dışına vuramayan bir insan olduğum için içimde bir volkan haline getiriyordum. Neden sonra bir gün bana bir telefon geldi , Seydişehir Halk Eğitimin engelliler için açmış olduğu kursa çağırılıyordum. Çağıran, şimdi Tunceli’de vali olan, o zaman Seydişehir’de kaymakamlık yapan, canım dediğim Tuncay abimdi. Ben, yatacak yerim yok, gelemem dedimse de o beni getirtebilmek için pes etmiyordu. Seydişehir öğretmen evinde bir yer ayırtırız, orada kalırsın ,dedi .Telefonu babam aldı, boş ver hocam evde çalışsın ,dedi. Kaymakam babama çıkışarak ‘ Bu adam bu sınavı kazanamazsa bu adamın vebalini alabilecek misin? diye sordu babama. Babam sorulan o güzel soru karşısında daha fazla tutunamayarak Seydişehir’e gitmemi kabul etti. Tuncay abimin sayesinde 2014’te açılan EKPSS’ye katıldım ve 80 puan aldım.İlk atamadan sonuç çıkmadı ve ben yine çıldırdım. Ne zaman bırakacak bu işsizlik benim yakamı diye kafayı yiyordum. İkinci atamada boş çıktı, bakanlığın yapmış olduğu son atama ile memur oldum. Bana söylenen şu sözler oldu:’ Sabretmenin mükafatını aldın, demek ki sabır gerekiyormuş.’ denildi. Ben sınava girip memur oldumsa bunu canım abim Tuncay Sonel’e borçluyum. Tabii ki bizlere ders veren arkadaşlarımızı da unutmamamız gerekiyor. Allah başta Tuncay Sonel ve bizim için emek veren arkadaşlarımızdan razı olsun. Değerli okurlarım ,sizleri inşallah sıkmıyorumdur bu yazımla.İlk defa kendimi uzun uzun anlattım bir yazımda. Beni sabırsızlığın kollarına iten, çoğunlukla babamın ’Senden bir şey olmaz’sözleri ve çoluğa çocuğa engel olmaması idi. Evlendikten sonra iyice düşündüm, gerçekten de bizim büyüklerimiz boşuna söylemiyorlar ,her şeyin vaktinin saatinin geldiği zaman olacağına vardığını ,sabredenin derviş olduğunu ve zamanı geldiğinde muradına erdiğini. Sabrın en önemli isimleri Hazreti Eyüp ve Hazreti Yusuf Aleyhisselamlardır.Onlar neler yaşamışlar ,yine de sabretmişlerdir. Ama bizler en ufak şeylere sabredemiyoruz.Daha doğrusu sabretmekten adeta kaçmanın çabası içine giriyoruz.Sabırsızlığın oyuncağı olmak, o kör kuyuya düşmek istiyoruz. Sabır hakkında çok şey var aslında söylenecek ama benim siz değerli okurlarıma söyleyeceklerim şimdilik bunlardan ibarettir. Durmadan sabredelim ve Allah’tan Hazreti Eyüp ve Hazreti Yusuf Aleyhisselamların sabrını dileyelim. Sabır yolunda yürümeye devam edelim, gaflete düşmeyelim. Sabretmekten hiç vazgeçmeyelim allah’ın izni ile, sabrımızın sonunda selamete erelim.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hüseyin İbiş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |