Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız. -Atatürk |
|
||||||||||
|
Kararsızlıklarımızın, korkularımızla aynı kefeye koyulmasına neden müsaade ediyoruz? Biz en büyük hataya yürüdüğümüz yanlış yolu fark etmemekle, yaptığımıza inanmak istemiyoruz. Bununda maliyeti bir daha elde edemeyeceğimiz değerlerin kaybına uğramaktır. Hayatımızda kararsızlıklara ve korkulara yer vermemek için iki ölçüp bir tartmamız lazım gelmektedir. Çıktığımız yolu kaybetmemizde, en büyük etkenin yapmaktan kendimizi alıkoymadığımız bu iki hata yüzünden olduğunun da unutulmaması gerekiyor. Bizim kararsızlıklarımız ve korkularımızın aynı kefede kalmasına müsaade etmemiz, kapımızdan farklı değişikliklerin girmesinin bir anlam ifade etmediği anlamına gelmektedir. Dünyamızın ışığına veda etmesine en büyük sebep olan bu iki büyük hatanın, bize pahalıya mal olduğu göz ardı etmememiz gereken bir gerçektir. Onun içinde başımıza gelen yanlışlarımızı yabana atmak yerine, onlardan ders çıkarmamız bizim için büyük önem arz etmektedir. Kaleme almakta olduğum bu yazım, bir arkadaşımla olan muhabbetimizde geçen bir örneklendirmeyi ele aldığımız anda kafamda oluştu. Ve bu konuda da bir deneme oluşturabileceğime karar verdim yazıma başladım. Örneğimiz bir üniversite hocası ve öğrencileri arasında geçen bir diyalogdan ibarettir. Hoca, öğrencilerinin karşısına içinde farenin bulunduğu bir kutu ile çıkar ve kutunun içindekinin ne olduğunu bildirir. Sonrada öğrencilerine şu sözleri sarf ederek onların içerisine korku salarak önlerindeki bir haftayı sabırla geçirmelerini ister. Eğer bu kutuyu açtığınızı fark edersem hepinizi dersimden geçirmem. bu sözleri işiten öğrenciler, kutuyu açmak şöyle dursun yaklaşmayı bile göze alamazlar. Sonunda beklemekte oldukları gün gelir çatar ve hoca kutuyu açması sonucunda tek bir şeyin farkına varır. Kutunun tek bir tarafında deliklerin oluştuğunu görür ve öğrencilerine şu soruyu yöneltir. Bu fare neden hep aynı tarafı delmekle zaman kaybetmiştir? Öğrenciler, kararsızlığın farenin vakit kaybetmesinde en önemli sebep olduğunu anlatır. Peki, sizler neden farenin çıkmasına vesile olmadınız? Sorusunu yönelterek öğrencilerinin de korkularına yenilmemeleri gerektiğini göstermek ister. Ve bu iki hatanın yaratmakta olduğu zarar ziyan yüzünden, maddi manevi birçok kayba uğrayacaklarının yolunu gösterir. İçinde yaşamakta olduğumuz hayatımızı düzene sokabilmemiz için tek bir şeye ihtiyaç vardır. Bizleri hesapsız adımlar atmaktan geri bırakmayan yanlış tercihlerden uzak durmak ve kafamızı meşgul etmesine izin vermemek. Bu eksiğimizi gideremediğimiz taktirde başarılı olabilmemize hiçbir şekilde imkan bulunmayacaktır. Ben, yukarıda çözülmesi lazım gelen ve bizi tehdit eden bir denge problemi olduğunu anlatmak istiyorum. Israrla en büyük yanlışımız olan iki şeyi göz önünde bulundurarak kendimizi bulmamızın bizim hayatımız için ne kadar önemli olduğunu vurgulamanın çabasına giriyorum. Bu iki önemli hatamız, beyinlerimizin fikir üretmek için yakmış olduğu ışığı görmemizde büyük engel teşkil eden bir perdedir. Hayatımızı etkisi altına alıp karanlığa sürüklenmemize yol açan bu perdenin kaldırılması, başarılı olabilmemiz için en büyük görevdir. Terazinin ölçüsüz tartması halinde hayatımızda büyük olumsuzlukların yer bulacağının bilinmesi lazım gelmektedir. Bizim hayatımızı dengede tutabilmemiz için ölçüyü ayarlamamızın tek bir oluru vardır.O da kararsızlıklarımızla korkularımızın aynı kefeye koymamız halinde düzenimizin zarara uğrayacağını bilmemiz gerektiğidir. Farkına varmadığımız hatalarımız yüzünden, önümüzdeki engelleri aşmakta zorlanmamız aşikardır. Bizleri zaman kaybına uğratan hatalarımızı görmezden gelmek yerine, yapmamız gereken en güzel şeyi yapalım . Yukarıda vermiş olduğum örneği, aklımızın bir köşesinde bulunduralım ve çıkarmamız lazım gelen her türlü dersi çıkaralım. Karşımızda aynı hataya düşmekte olan insanlara da bu hayattan çıkarmanız gereken bir ders daha var diyerek bunu görmelerini sağlayalım. Yukarıda vermiş olduğum örneği, her daim göz önünde bulunduralım; hiçbir zaman kararsızlıkla, korkunun tek bir kefeye koyulmasına müsaade etmeyelim.Atmakta olduğumuz her bir yanlış adımında bizim için en büyük zarar olduğu düşüncesini arka planda tutmayalım.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hüseyin İbiş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |