Sevginin ölçüsü ölçüsüz sevmektir. -Spinoza |
|
||||||||||
|
Bizler neden boş geçmemesi gereken hayatımızda önemli bir yere sahip olan vaktimizi çalışmadan, manasız işler yaparak geçirmek istiyoruz? Oradan oraya savrulmaktan, bedavacılıktan daha çok zevk alıyor insanlar. Çalışarak vaktimizi değerlendirmek yerine boş gezenin boş kalfalığını yapmayı daha çok tercih ediyoruz. Bizler elimizdeki vaktin ne kadar öneme sahip olduğunu düşünmek için kendimize fırsat vermiyoruz. Hayatımızın olmazsa olmazı zamanımızı hiç düşünmeden, su misali akıtıyor; elimizdeki parayı bile geçen vaktimizden daha değerli görüyoruz. Paramızı harcamak için cebimizden çıkarmaktan korkarken, rabbimizin bizlere kıymetini bilmemiz gerektiğini öğütleyerek verdiği vaktimizi boşuna harcamaktan korkmuyoruz. Düşünmüyoruz ki o harcamaktan korktuğumuz parayı bir şekilde kazanırız fakat değerini bilmeden geçirdiğimiz bir tek saniyeye bile geri döndüğümüzde kavuşamayız. Ama unutmamamız gereken bir şey var.O da vaktimizin alışverişlerde harcadığımız paralardan daha değerli olduğu ve bir anımızın bile boş geçmemesi gerektiği. Bunu unutup vaktimizi değersizleştirirsek kaybımız kazancımızdan büyük olur. Zamanımızın değerinin artmasını sağlamak için elimizden ne geliyorsa onun fazlasını yapmalıyız. İş işten geçmeden bu söylediklerimi de kelimesi kelimesine idrak etmek, kaybı kazanca çevirmek bizim elimizde. Hayatımıza yön veren en faydalı şeyleri halka bir şekilde aktarmak. Mesela kitap okumalıyız. Bizden büyüklerin de bizden küçüklerin de bilgilendirilmesi için bizlere verilen bilgileri ve kendimize ait olan düşünce ve fikirlerimizi bir konferans vererek insanların bilgilenmesine yardımcı olmak için onlarla paylaşmaktan kaçınmamalıyız. Söylediğimi yapmazsak bu bilgilerin bizde kalmasının bir anlamı olmaz.Bizler sadece kendimizi düşünmeyip çevremizin bir şeyler öğrenip bilgilenmesine katkıda bulunalım. Ve halkın güzel bir şekilde bilinçlenmesine katkı sağlayalım. Değerli okurlarım, ben her yazımda insanlara cehaletin zararlarını anlatıp cehaletten kurtulmaları gerektiğini ,engellilerin önünde aslında bir engel olmadığını, insanların engellilerin önüne engel olduğunu ,buna benzer daha bir çok şeyi anlatarak vatandaşlara faydalı olmanın çabasını gösteriyorum. Bilmiyorum bunda bir başarı sağlayabiliyor muyum. Ben bir anım boş geçmesin diyerek bu söylediklerimi yapıyorum , yani vaktimi oturarak geçirmek yerine insanlara bir nebze olsun yararlı bilgiler verebileyim diye uğraşıyorum.Ama bazen düşüncelerime değer verilmediğinin kanaatinde buluyorum kendimi.Yine de yazmaktan, söylemekten vazgeçmemeyi bir borç biliyorum siz değerli okurlarıma karşı. Ve bu düşüncelerinin manasız olduğunu düşünerek haksızlık etmemeleri gerektiğini söylemekten de geri durmak istemiyorum. Büyüklerimizin her zaman söyledikleri şu cümleyi de tekrar yazmaktan geri durmak istemiyorum: Zaman insanoğlu için en kıymetli varlıktır. Elimizdeki vaktimizi teknolojinin oyuncağı olarak geçirmekten vazgeçmezsek şimdi ne yapıyorsak yıllar sonrada aynı şeyleri yapmaya devam ediyor oluruz. Demek istediğim şudur :Rabbimin bize verdiği zamanımızı insanlığın yararına olan şeyleri yaparak kullanmaya devam etme yolunda yürüyelim. Vatandaşların büyük küçük teknolojiye esir olmasına izin vermeyelim. Başta kendimizi teknolojinin esaretinden kurtarmanın yolunu arayalım.Sonra da diğer insanları bu gereksiz esaret zincirinden kurtararak özgürlüğe kavuşmalarına yardımcı olalım. Değerli okurlarım, yazımın başlarında da yazdığım gibi kaybettiklerimizi geri kazanmanın yollarını arayalım ve kayıplarımızı kazanca çevirmenin ne kadar önemli olduğuna kanaat getirelim. Bizler birbirimize yardım edelim ve elimizdeki kıymetli hazineyi büyük bir önem arz eden yerlerde kullanarak büyük başarılarla kendimizden söz ettirelim. Tenbelliğin peşinde koşan insanları çalışmaya teşvik edelim ve ’ Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde olmaz.’ sözünün ne kadar doğru ve ders verici olduğundan, insanoğluna çalışmanın öneminden bahsettiğini anlatmaktan vazgeçmeyelim. Hiçbir zaman başkalarından bir şey beklemeyelim, sadece emeğimizin karşılığını almayı bekleyelim. Vakit nakittir diyerek yolumuza devam edelim ve bizden sonra gelenlere de bu yolda yürümeleri gerektiğini anlatalım. Battığını zannettikleri güneşin batmadığını her daim dünyalarını aydınlattığını fark ettirelim. Vaktimizi boşa harcamamızın beyinlerimize de ne kadar zarar verdiğinden haberdar olalım. Geriye dönüp baktığımızda üzülmemek için etrafımızdakilere yararlı birer vatandaş olmanın yollarını bulup o yollardan bıkıp usanmadan yürüyerek hem kendimizin hem de bizlerden fayda bekleyenlerin güzel bir sonuca ulaşmalarını sağlayalım ve karanlık dünyaların aydınlanması için sönmeyen bir ışık yakalım. Zamanımızın kıymetini bilelim ve arkamıza baktığımızda bomboş, koskoca bir ömür geçirmişiz demeyelim. Haybeye geçirdiğimiz zamanda boğulmayalım. Elimizdeki değerlere sahip çıkalım hayatımız boyunca paha biçilmesi mümkün olmayan, bizi biz yapan bu değerlerin yok olmasına engel olalım.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hüseyin İbiş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |