..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İnsanların arasında yaşadığımız sürece, onları sevelim. -Andre Gide
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Toplumbilim > Cemal Zöngür




3 Ağustos 2018
Ticaretin Doğuşu, Kapitalizm, Sosyalizm ve Tüketici Analizi - 2 -  
Din Korkusu İnsanı Tanrıya Götürürken, Aklın Niteliksizleşmesine Sebep Olur

Cemal Zöngür


Şunu herkesin kabul etmesi gerekir ki, insan doğru ve bilimsel temelde gerçek bilgilerle eğitilip yetiştirilmediği sürece, dünyanın en tehlikeli vahşi canavarıdır. Bunu tarihler boyunca din ve ekonomik çıkar yüzünden, birbirine karşı yaptığı entrika ve savaşlardan biliyoruz. Gerçek durumun bu şekilde olmasına rağmen, her insanın aynı düşünmediğini, üç karakter üzerinden ele alarak birbirinden ayırmak durumundayız.


:HCC:

Kapitalizmin Doğuşu :

İnsanın bilinç ve düşüncesi; üzerinde yaşadığımız dünyanın güneş etrafında ve kendi eksenindeki döngüsüne benzemektedir. Nasıl ki bu döngüyle gece gündüz, yağmur, su, rüzgar ve sayılamayacak kadar olaylar meydana geliyorsa, insan düşüncesi de bunun gibi bir üretime sahip.

İnsandaki bu üretimsel çalışkan zeka ve düşünce; öce dini, arkasından tarımı bulmuştur. Daha sonra madeni para, kağıt, kağıt parayla birlikte mekanik araç ve gelişmiş tüccarlığı (Merkantalist) icat etmesiyle, kapitalizme giden yol açılmış oldu.

Bilindiği gibi kapitalizm ana mal ve kârın üstüne kâr (Artı Değer) koymak demektir. Bu düşünce ve yaşamın başlaması, ifade edildiği gibi insanın birçok şeyi doğallığı içerisinde icat edip, farklılaştırmasıyla ortaya çıkan durumdur.

İnsanın bilinç ve düşünce yapısının gelişimi hiçbir şekilde durdurulmayacağına göre, kapitalizme giden yolun açılması da kaçınılmazdı. Böylece kapitalizmin doğuşu demek, dinlerin icadı gibi bir daha ondan kolayca vazgeçilmeyecek ya da onsuz yaşanmayacağı anlamına asla gelmez, gelmemeli de.

Din ve kapitalizm gibi yaşam şekillerini icat eden insan, aynı şekilde daha insanı ve barışçıl bir yaşamı da icat etmesi mümkündür. Ancak barışçıl insani yaşam örneklerini çok az ve bazı yerel topluluklarda görebiliyoruz.
İşte tam bu noktada harikalar yaratacak insan, daha çok canavarca yaşam ve düşünce şekli olan kapitalizmi, neden sürekli yüceltip yükseltmeye devam ediyor?

Bu sorunun cevabında psikoloji, din, devlet ve sermaye (Maddi) gibi dörtlü bir denklemin olduğu kaşımıza çıkıyor. Bunun oluş ve birbirine bağlılığı, doğru, bağımsız, bilimsel ve korkmadan açığa çıkarılmadığı sürece, kapitalizmin gerçek yüzünü insanlar hiçbir zaman anlayamayacaklar.

Ne hazindir ki, psikoloji, din, devlet ve Kapitalizmin birbirine nasıl ve neden bağlı olduğunu anlayıp çözen insan sayısı, sosyalistler arasında bile sınırlıdır. Bunun birden çok nedenleri var. Fakat bu bölümde kapitalizmin dini, ırkı, devleti, insanı ve parayı nasıl kullandığı üzerinde durmaya çalışacağız.

Şunu herkesin kabul etmesi gerekir ki, insan doğru ve bilimsel temelde gerçek bilgilerle eğitilip yetiştirilmediği sürece, dünyanın en tehlikeli vahşi canavarıdır. Bunu tarihler boyunca din ve ekonomik çıkar yüzünden, birbirine karşı yaptığı entrika ve savaşlardan biliyoruz. Gerçek durumun bu şekilde olmasına rağmen, her insanın aynı düşünmediğini, üç karakter üzerinden ele alarak birbirinden ayırmak durumundayız.

Bunlardan ilk sırada gelip toplumun çoğunluğunu oluşturanlar, eğitim ve kültürden yoksun sürekli güçlüye bağlanma ihtiyacı duyan psikolojik olarak korkak insanlardır.

İkinci sıradakilerse, zekasını ve eğitim durumunu çok iyi kullanan şeytani bir avuç kapitalisttir. Bunlar toplumun yoksunluğunu, eğitimsiz ve tanrısal güçten korkmasını, egoist çıkarlarında kullanmaktan asla utanç duymayan ahlaksız kişilerdir.

Üçüncü kategoriyi oluşturanlarsa hümanist, sosyalist, gerçek demokrat insanlar. İfade edilen karakterdeki insanlar sayısal olarak azınlıkta olup, yaşama insani felsefeden bakmaya devam edenlerdir. Toplum tarafından anlaşılmaları zor ve zaman alması, sürekli aleyhlerine olmuştur olmaya devam ediyor.

Kapitalizm hiçbir sınır ahlak ve insani duygu taşımadan, insan psikolojisini çıkarlarında nasıl kullandığının analizini kısaca şu şekilde özetleyebiliriz.

Kapitalist düşünceye sahip insanlar, amaçlarına ulaşmak için her şeyden önce kutsal bir din ve ırk milliyetçiliğini en büyük ilke sayarlar. Bunlar olmadan kapitalizmin varlığı veya yaşaması hiçbir koşulda söz konusu değildir.

Kapitalizmin gelişmişi veya güdüğü; esasında evrensel hiçbir ticari yasa ve ahlak tanımayan, faize dayanan paradan para kazanır. Bunun alt yapısındaysa, ürettiği ya da sattığı malın gerek ödemelerindeki zamanı faizle değerlendirmesi, gerekse arz ve talebi büyük bir artı değer getirecek silah olarak kullanması.

Buna ilave olarak sözde modern ürünlerin reklamı, moda denen aptallaştırma ve yeni ürünlerin biteceği korkusunun eklemesi, kapitalizmin en büyük kaynaklarıdır. İfade edilenlerin dışında insanın insanca yaşamıyla doğru orantılı ve doğasına uygun hiçbir faaliyet kapitalizmde bulunmaz.

Halbuki para nedir? İnsanın kağıt ve madenden icat ettiği doğal bir madde. Bu neden zaman farkı bahane edilerek faizle insanlığın yaşamını cehenneme çevirsin? Adeta yaşamın ayrılmaz parçası haline getirilen faiz ve döviz kuru, insanı yaratan güçte mi ki, insanlar bu cendereden kurtulamıyor.?

Örneğin bazı gıda ürünlerinin dışında para başta olmak üzere, üretilen birçok malın kolayca çürüme ve orijinalı bozulma gibi bir durumu olmadığına göre, neden her şeye faizli bedel biçiliyor?

Aynı şekilde döviz ve kur farklılıkları bir uydurmadan başka bir şey değil. Bir ülkenin parası diğer bir ülkenin parasından neden yüksek veya kıymetli olsun ki? Hepsi aynı kağıt ve madenden değil mi? Tüm paralar arasında herhangi bir farklılık yaratmadan, ya da tüm dünya ortak bir parayla her işini rahatlıkla sürdürmesinin önünde hiçbir engel yoktur.

Herhangi bir alış veriş durumunda, her ülke ticaret yaptığı devletin parasını rahatlıkla kullanıp, faiz söz konusu olmadan geri transfer edebilir. Paranın elden ele değişmesi neden değer kaybettirsin?

Ticaret ödemeleri doğru mantıklı ve evrensel hukukla ciddi yaptırımlara tabı tutulsa, istisnaların dışına en ufak bir sorun yaşanamayacaktır. Şunun kesinlikle bilinmesi gerekir. İstisnaların dışında en zor koşullarda üretilen ve maliyeti yüksek olan ürünler, bu maliyetiyle insan yaşamını cehenneme çevirecek şekilde asla üretilmez.

Kur taktiği, faiz uygulaması, dövizin yükselip düşürülmesi, her yıl yeni modern ürün üretme, moda adı altında insanların duygularını kullanmanın tek nedeni vardır. Birilerinin sürekli diğerlerini hakimiyeti altına alıp kendi zevk ve çıkarlarında kullanmak için, askeri ve siyasi güçle aptallaştırmaktır.

Kapitalistler bunu hem kendi toplumu içerisinde, hem de dünya toplumlarının gözünde meşrulaştırıp garantiye almak için, şu planlarla hareket ederler. Önce insanların dini korkularını daha da büyütüp kolayca silinip zayıflamaması adıyla, ibadet kurum ve kuruluşlarını teşvik etmeleri.

Arkasından devletin temellerini din, ırk ve maddi üstünlük sağlayan sermayeye bağlı olunduğunu, anayasal ve temel kural olarak topluma kabullendirilmesi. Belirtilen ilkeler doğrultusunda toplumu kendilerine göre yetiştirecek eğitim programlarını kesintisiz devam ettirmesi.

Özetlenen mantıkla devleti yöneten güçler, kapitalizm ve serbest piyasanın her derde deva olduğuna tanrıları kadar inanır ve inandırırlar. Böylece kendini savunma adıyla din, ırk, ekonomik ve askeri yayılmacılığı, demokrasi diye dünyaya yutturmaktan utanmazlar.

İfade edilen düşüncelerle herkesin daha çok para kanacağı yalanıyla, ağızları sulandırıp iyice aptallaştırıldıklarını ne hazin ki çoğu insan bilmiyor. Eğitilmemiş, kültürsüz, yarım akılla yaşayanlar bu yalanlara inandıkları için, kapitalizm tek ve en büyük kurtarıcı olarak görülmeye devam ediliyor.

Dünyadaki devletlerin büyük çoğunluğu din ile devleti birbirinden ayırmadıklarından, insanlar tüm yaşam ve varlıklarının buna bağlı olduğuna inanır. Ve her zaman devletin dediğinin dışında diğer şeylere kolayca itibar göstermeleri, sadık köleler anlamına geliyor.

Laiklik ve Sekülerizmi kabul eden Avrupa ve Batı ülkelerdeyse, din devletin resmiyeti dışında özerk şekilde topluma empoze edilir. Etnik milliyetçilikse, ulusal kültür adıyla devletin resmi görevi olup, sermayenin yayılım durumuna ve güçlüğüne bağlı aşamalı olarak canlı tutulması.

Sürekli insanların bilincine yerleştirilen tanrı korkusu, din, ırk, devlet ve sermaye gücü, kendinden başka tüm kültürleri tu kaka göstermekte utamaz. Arkasından dünyaya karşı demokrat ve barışçıl görünmeleriyse, çirkefiliğin küreselleşmesi demektir.

İfade edilen kapitalist anlayışın dışında, farklı insanca yaşamın mümkün olduğunu düşünen zeki, hümanist, sosyalist ve demokrat insanlar, kapitalizme karşı sürekli bir mücadele içerisindedirler. Ancak tüm iyi niyet ve fedakarlıklarına rağmen, düşüncelerini toplumun çoğunluğuna anlatıp kabul ettirememelerinin sebebini, sosyalizm bölümünde irdelemeye çalışacağız.

Cemal Zöngür




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplumbilim kümesinde bulunan diğer yazıları...
Alevilik İle Sosyalizm Arasındaki Düşünsel Fark ve Bütünleşme Sorunu
Kapitalist Düzende, Komünist Yaşam Mümkün Mü?
Ana Tanrıçalar, Hz. İbrahim'in Tek Tanrı Masalına Nasıl İnandılar?
Avrupa'daki Türklerin Yaşamı ve Dünyaya Bakışları
Türkiye'nin Yaşam Kalitesi ve Mutluluk Tablosu
Siyasal Düşüncelerin İnsanlığı Getirdiği Nokta!
Sosyalist Devlet Başkanları ve Politikalarının Analizi
Hayvan İle İnsanın Birbirinden Ayrılışı - 3 -
İnsan İle Hayvanın Birbirinden Ayrılışı - 2 -
İnsanda Tapınmanın Oluşumu

Yazarın İnceleme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
İsrail - Filistin Düşmanlığının Tarihçesi
Her Şeye Muktedir Tanrı ve Kapitalizm Ölüm Döşeğinde
Türkiye Solunun Sorgu ve Özeleştiri Kültürü Üzerine
Türkler Şamanist mi Kalsaydı?
Halktan Para Dilenerek Büyük Devlet Olmanın Hafifliği
Coronanın Hatırlattıkları, Dünyanın Geleceği
Türkiye Siyasetini Tıkayan Etkenker (Araştırma Yazısı)
Alevilik; İslam Dışı Din Değilse Pozitif Felsefe Midir?
Şii Fars ve Araplara Neden Alevi Denilmektedir?
Kudüs, Dinler Savaşı ve Haklı Olan Kim?

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Dinlerin Doğuşu ve İslam'ın Gerçek Özü (1) [Deneme]
Lider mi Toplumu Şekillendirir; Toplum Mu Lideri? [Deneme]
Hz. Ali ve Ehlibeyt Alevi Midir? [Deneme]
Dinlerin Doğuşu ve İslam'ın Gerçek Özü (3) [Deneme]
Tbmm'de Yedi Maddelik Anayasa Değişikliği Neyi Çözer? [Deneme]
Dinlerin Doğuşu ve İslam'ın Gerçek Özü (2) [Deneme]
Alevilerin Kapılarına Saldıranların Açık Kimliği [Deneme]
"Türkleri Yeniden Tanımak" Araştırma Kitabımı Yazma Nedenim : [Deneme]
İşte Türkiye'nin Yaşam Kalitesi ve Mutluluk Karnesi..! [Deneme]
İslamiyet Yeniliğe Açık Bir Din Midir? [Deneme]


Cemal Zöngür kimdir?

Ben Cemal Zöngür, Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi mezunuyum. Sosyoloji, Tarih ve Siyaset üzerine araştırmalar yapmaktayım. Yayınlanmış bir kitabımın dışında çeşitli gazetelerde yüzden fazla makalelerimde yayınlanmıştır. Ve iki kitap dosyam yayına hazır durumdadır.

Etkilendiği Yazarlar:
Tam bağımsız Tarih ve Siyaset üzerine yazan her Yazar


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Cemal Zöngür, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.