İnsan melek olsaydı dünya cennet olurdu. -Tevfik Fikret |
|
||||||||||
|
Gece yarısı evden fırlamış. Hastanenin acil bölümünden bir şekilde geçiş yaparak gündüz doğumlarının yapıldığı doğumhane kısmına ulaşmış.Kilitli kapıyı zorla kırmış. İçeride ne var ne yok hepsini kırmış. Yanına ulaştığımda dikkatimi ilk çeken bileklerindeki morluklar oldu. Araya birileri giriyordu. Kumandanın düğmesine yanlışlıkla basmıştı. Orta yaşlı bir kadın öldükten sonraki durumuna ilişkin konuşuyordu.Bu bir çeşit rehabilite ve adaptasyon programı idi. Kadına ilk önce ne hissettiğini sordular. "Şeyyyy..." diye uzun tereddütlü bir düşünme payından sonra konuşmaya başladı. "Ölümü bu şekilde kabullenmek zor geldi sanırım." Sustu ardından gülümsemeyle kahkaha arası bir tepki ile konuşmasına devam etti "Acı çekmemek için ölüyoruz ama; Bu kararı alırken bile çok acı çektim.Önce kocamı öldürdüm.Sonra çocuklarımı. Doktorlar bu öldürme şeklinden olabildiiğince kaçmayın diyorlar" "Öldükten sonra; en fazla iki ay içerisinde tüm olanları unutmaya başlıyormuşsunuz. Bir yıl içerisinde tüm tortularınız silinip gidiyor." Gülümseyerek devam etti kadın. "Ben ve ailem öleli dört gün oldu.Sanırım zor bir süreçten geçiyoruz. Derin acılarımızın çoğunu unutmak ve hissetmemek üzereyiz. Kanserden ölen 25 yaşındaki oğlumun duvarlardan fotoğraflarını kaldırdım.Onu unutmak için değil tabi ki . Her nedense onun acısını artık tam olarak hissetmiyorum dersem yalan söylemiş olurum." "Doktorlar hepsi geçecek diyorlar" Ağlamaya başladı bir anda kadın.Gözlerinden hızlı,hızlı yaşlar süzülüyordu. "Keşke oğlum Barışta bizim gibi ölseydi.Hiç acı çekmeseydi." Komidin'in üstünde Barış'ın bir fotoğrafı vardı. Birlikte çok mutluydular.Babası ve Annesi ile bir mesire yerinde yan yana sarılarak poz vermişlerdi. Çocuk ve ailesi o gün çok mutlulardı. Gülümsemişti kadın. "Doktorlar bu şekilde onun ve bizim çok daha mutlu olacağımızı söylediler" Sustu kadın.Donuk gözlerle kameraya bakıyordu. Bu bakış on gündür uykudan uyanmamış ve aniden uyandırılarak apar topar kamera karşısına çıkartılmış bir hali yansıtıyordu. Kadının konuşması bittikten sonra bir çok görüntü ekrana geldi. Bir çok ailenin ölüm sonrası yaşamlarından kesitler eşliğinde konuşma devam ediyordu. "Organizma her gün binlerce insan ve aileye ulusal internet ağı üzerinden çeşitli testler gönderiyor. Bu arada amaç ölüm sonrası yaşamı tercih eden kişilerin sağlıklı bireyler olarak topluma ve organizmaya kazandırılması." Bir adam belirdi ekranda esmer şişmancana kel bir adam. Konuşurken arada bir elini bilinç dışı bir hareketle kafasına götürüyor. Kafasını kah dokunarak kah da kaşıyarak konuşuyordu. "Organizma bizlere her gün ulusal internet ağı üzerinden çeşitli testler gönderiyor. Bu testlerle tam olarak neyin ölçüldüğünü ya da neyin amaçlandığını pek bilmiyorum." Ekranda görünmeyen bir kadın sesi sordu. "Ne gibi testler bunlar?" Adam soruya cevap verdi. "Daha çok mutlu anlarımız üzerine kurulu görüntüler.Bunun dışında kişisel ya da ailemi ilgilendiren testlerde var.Daha çok acı hissimizi ölçüyorlar sanki.Ölüm sonrasında yaşadığımız acılara ilişkin ne hissettiğimiz ile ilgili." "Yeni ölenler için mutlaka yapılması gereken testlermiş. Organizma'da çalışan yetkililer bu testlerin her gün mutlaka yapılması gerektiğini ısrarla söylüyorlar." Kapadı televizyonu. Belma yukarı katta bulunan yatak odalarında çok derin bir uykuya dalmıştı. O gün doğumhane de yaşadıklarına dair hiç bir şey hissetmiyordu. Belma'nın aniden ortaya koyduğu bu reaksiyondan endişelenmişti. Acaba ölüme Belma'dan daha mı çabuk alışacaktı.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © erdal divriklioğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |