Tüm insanlık bir tutkudur; tutku olmadan din, tarih, romanlar, sanat, hepsi etkisiz olurdu. -Balzac |
|
||||||||||
|
Şinci sen, “Fatma Nineciğim gene korkunç bi ürya mı gördün?” diyecen. Nerden bildin ? Gündüz ne düşünürsem, gece o üryama giriyo. Hem ne girmek! Bi sıkıntı, bi güç gurusu, bi garmaşa; anlatılır gibi değil. Bazen de hiç aklıma gelmeyecek üryalar görüyom. Dün geceki üryam da işte böyle bir üryaydı. Ne düşündüklerimle ilgili, ne yaşadıklarımla. Anlatıverim de dinle: Üryamda belediye başgan adayı olmuşum. Hıh! Sanki her iş bitti de, sıra belediye başganlığına geldi. Gadın başına ne işin var belediye başganlığında ? Sanki memlekâtımızda gadının adı varmış gibi. Milletvekili adaylık listesinde, gadınların seçilemeyecek sıralara alındığını bilmiyomuşum gibi. Buna rağmen aday olmuşum. Çok cesurmuşum. “Rakibim yok.” diyomuşum. “Öteki adaylar, çekirdek, çerez.” diyomuşum. Senin anlayacağın, samanlıkta yatarken, vezir üryası görüyom. Şu saçmalığa bi bakıver hele. Ama şimdiki halimden hem çok gençmişim, hem de güzel. Havam o biçim. Çalışma ekibi guruyoz, afişle basdırıyoz, müzikle çalıyoz; mitingle, gonvoyla düzenliyoz falan. Çalmadık gapı bırakmıyoz. Herkesin elini sıkmakdan, ellerim yorgun düşüyo. Öyle bi goşturuyoz ki, kimse hızımıza yetişemiyo. Erkek adayların çalışması, benim çalışmamın yanında sivrisinek vızıltısı gibi galıyo. Biz , Mehter Takımı gibiyiz. Gümbür gümbür gidiyoz gittiğimiz yere, gümbür gümbür geliyoz. Gonu gomşu, “Desteğimiz size.” diyo, başga bi şey demiyo. Derken sevgili günlüğüm, oy verme günü gelip çatıyo. Heyecandan, akşamı zor ediyom. Hatta bi ara beni bayıldıyorla, sandıkların açılma sehedine yakın ayıldıyorla. Her şeyi düşünüyo arkadaşlar, sağ olsunlar. Sandıkla açılıyo. Gerisini ne sen sor sevgili günlüğüm, ne ben söyleyim. Seçimleri 8 oyla gaybeletmeyelim mi? Unca emek boşa gitmesin mi? Hani herkes bana oy verecekti? Dedi ki arkadaşlar; “İtiraz ede’m, oylarımızı yeniden saydıra’m.” Neyse ki itirazımızı gabul ediyorla, oyları tekrar sayıyorla. Meğer bizim oyları eksik saymışla sevgili günlüğüm. Başganlık rakip partiden bizim partiye geçiyo. Ve ben belediye başganı oluyom. Amanin bizde bi sevinç bi sevinç. Beni havaya atıp atıp dutuyorla. Saçlarım örüzgerde uçuşuyo, her bi telinde yıldızla parıldıyo, üstüme gökyüzünden çiçekle yağıyo. “Başgan Fatma, Başgan Fatma !” diye ünneşiyorla. Sarılan sarılana, yanaklarımdan öpen öpene. Gucaklayım derken, nerdeyse gaburgalarımı gıracakla. Memet Amcan da uzakdan öööyle bakıyo. Bana gözlerini bölerdiyo. Adamlar beni havaya atıp atıp dutdula ya, gucakladıla ya, gısgandı besbelli. Ne var gısganacak! Bu hengâme sırasında kimin aklına haşne – fişne gelir? Somurtacağına, bi sevin, eşinle bi gurur duy, di mi? Hem sen başgan eşi oldun, Mudurnu’da hava atacan. Bana ha bire gaş- göz edip durdu, bi şeyler anlatmaya çalışdı da, anlamazdan geldim. Şinci benim işim gücüm var. Hem artık ben çok meşgul bi gadın olacam. Kendisini ihmal etmek isdemem de, hem ev işlerini, hem belediyenin işlerini tek bedenle nasıl yürüdecem? Memet Amcan artık yağda yımırta bişirmesini bari öğrensin. Garnı acıkdıça, tavaya yımırtaları gırıp gırıp yesin. Ben vaktimin çoğunu belediye işlerine ayıracam. Yemek memek yapamam diyom. Millet tebriğe geliyo akın akın. Kimi su böreği isdiyo, kimi guzu çevirme; kimi gırk gatlı baklava, kimi gaymaklı ekmek gadayifi. Baklava yaptırıver bakalım, su böreği açdırıver bakalım, guzular çeviriver bakalım. Derken sevgili günlüğüm, kasa tamtakır galdı diyemeyecem, çünkü zaten tamtakırdı. Bi sürü borca girdim. Elim, hiç cebimden çıkmıyo ki. İşde böne böne ederken; borç boyumuzu aşdı. Neyse! Sağlık olsun diyom. Diyom ama, içimden bi ses ; “Paran yoksa sağlığın da olmaz.” diyo…..Doğru söylüyo. İnsan borcunu düşündükçe hasda olur, ödeyemeyince uykusu gaçar, alacaklılarından gaçarken itibarı sarsılır. Derken küt, yatağa düşer. Başganlığı gazandık diye sevinç çığlıkları atdık, havayi fişekle fırlatdık, hemşerilerimize sofralar gurduk. Her gören, “Başganım, size destek verdik; siz de bizim şu işimizi yapıverin, bizim çocuğa iş buluverin.” diyo. Oy veren de vermeyen de birbirine garışdı. Mudurnu’da herkes, sanki bana oy vermiş. Halbuysam; 10 - 15 tene oy eksik alsaydım; başganlık güme gidecekdi. Bi hafta sonra aklımız başımıza geldi. Artık daha fazla şımarmayam, gutlamaları bırakam da çalışmaya başlayam dedik. Tam çalışmaya başlayıverecem sevgili günlüğüm, gelen haberle dünyam yıkıldı. Rakip parti YSK’ya başvurmuş, seçimler iptal olmuş. Bu haberi duyunca şak diye düşüp bayılıyom. Gafamı bi yere çarpıp, ayılıyom. Ürya değil de, sanki Türk filmi. Gözümü bi açıyom sevgili günlüğüm, yatağımdayım. Meğer gene saçma bir ürya görmüşüm. Oh! Çok şükür yarabbi… Hem, ben kim, başganlık kim? “Altım hasırdayken, gözümü Mısır’a dikmenin” hiç alemi yok.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |