Eğer bir kelebeği sevebiliyorsak, tırtıllara da değer vermemiz gerekir. -Antonie de Saint-Exupery |
|
||||||||||
|
Ayağa kalkarak uzunca gerindi. Bir saat kadar çömelmiş vaziyette durduğu için bacakları karıncalanmaya başlamıştı. Tenini yakan güneş ışınları yüzüne doğru esen serin rüzgarla biraz olsun etkisini kaybediyor ,terlemesine izin vermiyordu. “Şimdi ne yapacağım ki” diyerek iç geçirdi. Cebinden cep telefonunu çıkararak , rehberde “aşkım” yazan kayda dokundu. Telefonu, ekranında “aşkım aranıyor” ibaresini görünce hemen kulağına götürdü. İçi bir an neşe ve umutla dolsa da santral den gelen “aradığınız kişiye ulaşılamıyor” uyarısı ile yeniden karanlıklara gömüldü. Başına gelenleri anlamak istemeyen bir çocuğun edası ile “Niye gittin ki. Ne kadar mutluyduk,” diye iç geçirdi. Gök yüzünün kızıla çaldığını fark ettiğinde saatine baktı. Saatin beş olduğunu gördüğünde “Vay anasını” diyerek iç geçirdi. Altı saattir aynı yerde kök salmış gibi durduğunu o zaman fark etti. Gitmesi gerektiğini bilse de, gitmek istemiyordu. Ellerini beline götürdü ve derin bir nefes aldı. “Şimdi ne yapacağım ki” İlk tanıştıklarında ne kadar da genç olduklarını hatırladı. “Üstünde yeşil bir hırka vardı,” diyerek iç geçirdi. Bir ay dolaşmışlar, sonrada aşık olmuşlardı. Her günü birlikte geçirirler, evlenecekleri günün hayalini kurarlardı. Hatta bazen, doğmamış çocuklarını nasıl yetiştirecekleri konusun da kavga bile ederlerdi. Bir insanla çok sevişince onun kokusunu ezberlersin. Ve o koku senin ruhunun bir parçası, bedenine nüfus eden , bağımlılık yaratan eroinin olur. İşte artık yanındaki o kızı öpmez, koklar olmuştu. O koku olmadan yaşayamayacağını iyi biliyordu. Üniversite biter bitmez askere gitti. Onsuz günler çok zor geçse de asker den döner dönmez evlendiler. Artık sonsuza kadar birlikte olacaklarından emindi. Karısının tuhaf huylarını da evlenince öğrendi. Dört sene sevgili olarak yaşalar da, bu genç kızın yalnız kalmaktan ve karanlıktan korktuğunu, onunla aynı evde yaşamaya başladığında gördü. Hani derler ya , “insan başına gelecek kötülüğü hisseder” işte bu düşüncenin tamamen palavra asparagas bir inanış olduğunu artık biliyordu. Çünkü o gün güneşli güne uyandığında çok mutluydu. Hatta gün içinde işleri de gayet iyi gidiyordu. Kendisini arayan polis memuru nun araba çarptığında karısının acı çekmeden ,orada hemen öldüğünü duyunca bile, birileri tarafından işletildiğini zannederek ilk başta gülmüştü. Ama şimdi buradaydı işte. Karısının mezarının karşısında. Artık eve gitmesi gerektiğini bilerek ve hiçbir yere gidemeyerek duruyordu. Mezara bakıp “Niye gittin ki sanki. Biraz daha dikkatli olamadın mı” diyerek sitem etti. Tekrar karısını aramak için telefonu eline aldı. Mezara bakarak telefonu kulağına götürdü. Ama yok. Yine santral “Aradığınız kişiye ulaşılamıyor” diyordu. Yalnızlıktan ve karanlıktan korkan karısını mezarda bırakmak istemese de , artık yorulmuş ve eve gitmek istiyordu. Kendisini ilk defa karısına sırt çeviriyormuş gibi hissetti. “Erkek adam kadınını korur” diye ortalık da dolaşan biri için mezarda yatan karısına sırt çevirmek biraz ironik olmuştu. Ama anlamıştı ki hayat erkeklik yapılmayacak kadar kahpeydi. Kokusunu özlediği karısına dönerek son kez mezar taşına baktı . “Elveda canım” Mehmet Burak Yüksel
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © mehmet burak yüksel, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |