• İzEdebiyat > İnceleme > Söyleşi |
61
|
|
|
|
Nasılsın canım?
-Berbat!
-Aa, neden berbatsın?
-İflas ettim...
-Çok kötü!..Üzüldüm...
-Nasıl mı? Hayatı çok seviyorum, ama hayat beni sevmekten vazgeçti.
-Aaa, bu ne demek oluyor şimdi?
-Duymadın değil mi?
-Neyi? |
|
62
|
|
|
|
İ Resimlerimde Anadolu insanının çilesini, derdini, umudunu, beklentisini gündelik yaşam içinde anlatmaya çalışıyorum. Tabi ki zaman zaman ele aldığım konular benim yaşadığım çevreden halk yaşantıları olduğu için anıları gözümde tekrar yaşama imkanı buluyorum.”
|
|
63
|
|
|
|
Arif Zeren, derneğin amacının “Türk Kültürünü tanıtmak, yaymak ve yaşatmak olduğunu, Ülkemizde yaşayan insanlar arasındaki ayrımcılığı ortadan kaldırmak olduğunu” belirtti. |
|
64
|
|
|
|
KÖY ÇOCUKLARI KÜTÜPHANELERİ OLUŞTURMA, KÜLTÜR-SANAT VE DAYANIŞMA DERNEĞİ adı altında köylere ATATÜRK ÇOCUKLARI KÜTÜPHANESİ adı altında KÖY KÜTÜPHANELERİ kuruyoruz.
|
|
65
|
|
|
|
O yıllar televizyonlarda yayınlanan ve Mehmet Ali Erbil’in de rol aldığı bir komedi dizisi vardı. İşte biz bu diziden esinlenerek birbirimize “kuzen” demeye başlamıştık.
Uğur Dershanesi’de uzun yıllar birlikte aynı odayı paylaştık. |
|
66
|
|
|
|
Kimse özgürüm diye başkasının özgürlüğünü çalmaz ve hastalıklı ruhlar akılcı zenginliğe dönüşür/se bir gün... ve en önemlisi de SAVAŞ lar olmaz..
|
|
67
|
|
|
|
"30 yıldan beri tiyatronun içindeyim. Tiyatroyu hep amatör ruhla yaptık. Fedakârlıklar içindeyiz. Devlet mercilerinin bize yöneldiğini hiç görmedim. Şu ana kadar hiç kimse bize, “Ne yapıyorsunuz? Bir yardıma ihtiyacınız var mı? Sizin için ne yapabiliriz?” diyen hiç olmadı. Bu ülkede sanata ve sanatçıya değer verilmiyor. Sanatsal etkinliklerin çoğu bireysel fedakârlıklarla zoraki yapılıyor. Herkes kendi imkânlarını zorluyor. Tiyatro, zor bir sanat." |
|
68
|
|
|
|
Milli Bütünlüğümüzle Varız!
01 Adana İl Kültür ve Turizm Müdür Sabri TARİ İle Röportaj |
|
69
|
|
|
|
İnsanı ne mutsuz eder?.. Ne çok neden var saymaya kalksak…’İnsanı ne mutlu eder ?’sorusunun cevabı ise göreceli. Kişiden kişiye değişir mutluluğun tarifi. Bu nedenle mutluluğun resmini çizmek çok zor belki de…Beklentilerimiz farklı.
|
|
70
|
|
71
|
|
|
|
Şoförün hemen yanında ki koltuğa ilişir iseniz de şoför ile sohbet etme imkanınız olacaktır haliyle... Havadan, sudan, dereden, tepeden konuşsanız da çok da fazla lafa tutmayın ki şoför beyin de dikkati dağılmasın, sonrasında da kaza yapmasın... |
|
72
|
|
|
|
Alabildiğine derin bir mavi denizdir, O.
Ama üzerinde gezinen gemileri sığlıklarında yüzdürebilecek kadar da naif bir deniz. Derinliğini gösterirken el veren, bir o kadar da öğretendir. Ama siz ister istemez daha derinlerine gitmek istersiniz.
Bu doğal çekimidir O’nun. Elinizde olmadan kapılırsınız dalgasındaki akıntıya. |
|
73
|
|
|
|
Prof Dr Necati Demir, öğrencilere Atatürk’ün “Türk genci atasını tanıdıkça daha önemli işler yapacaktır” deyişini hatırlatarak kendimizi tanımadığımızı, bu nedenle dünyanın da bizi tanımadığını belirtti. Eğitimimizin daha ziyade medyatik olduğunu, Türk Kültürünü yeteri kadar tanımadığımızı söyledi. |
|
74
|
|
|
|
Trabzon’da ‘basın’ deyince akla gelen ilk isimlerden biridir Nevzat Yılmaz… Çünkü o, Trabzon’un en eski gazetecilerinden biridir. O, çocukluğundan beri gönlünü gazeteciliğe vermiştir. Ortahisar’daki küçük matbaasında büyük işler yapan bir dost simadır O…
|
|
75
|
|
|
|
Özdemir Nutku – Bir gün anneannem bana, “sen tiyatro nedir biliyor musun?” diye sordu. Hayır, bilmiyorum deyince, işte bu hikayelerde anlatılanlar insanlar tarafından canlandırılıyor dedi. Peki, görmek ister misin deyince tabii, görmek isterim dedim. Biz o zamanlar taaa, Kadıköy Acıbadem’de oturuyorduk. Oradan bir arabaya biniyor, Haydarpaşa iskelesine gidiyorduk. Oradan vapura biniyorduk. Karaköy’e geliyor, Karaköy’de tünele biniyor. Tünel’den tiyatroya gidiyorduk yani, yani benim için uzun bir “Ay Yolculuğu” gibi bir şeydi. İşte, o ilk tiyatroya gidişimde, ilk defa Tünele binmiştim. Orada, Tünel’de çok zangırtılı gürültülü bir şeydi, bayağı korkmuştum. O da bana ayrı bir serüven olmuştu. Sonra, gece aynı serüveni ben bir kere daha yaşamıştım. Daha ilkokul birinci sınıfa gidiyordum ve benim için çok maceralı bir gün olmuştu.
|
|
76
|
|
|
|
M. Altan: Samimiyetiniz, manevi güzelliğinizin içindeki onurlu duruşunuz, şiir adına verdiğiniz emek dolu çalışmalar size ulaşmam için en güzel ayrıntılardı... Sayın Ayşenur Yazıcı çok çok teşekkür ederim verdiğiniz emek zaman ve paylaşım için… |
|
77
|
|
|
|
eşimi hastanede bırakamadık, hem ölenlerden hemde oradaki hasta yaklaşımları çok fenaydı..üç kez hayata gidip geldi..kanser ilaçları zor ilaçlardı..
ve biz doktor la görüşerek eve gelmek istedik ve ona moral kazandırdık..
yoksa doktorlar yaşamaz, sayılı |
|
78
|
|
|
|
"...Belki oturduğunuz yerden dünyayı sarsacak bir müzik eseri besteleyebilir, bir akım açacak resim yapabilir ya da nobel alacak kitap yazabilirsiniz ama sinema yapamazsınız...." |
|
79
|
|
|
|
"Kızı kökten, şarabı küpten alacaksın!" |
|
80
|
|
|
|
Günden güne yalnızlaşan toplumda sahte mutluluklar |
|