Uygarlık, gereksiz gereksinimlerin, sonsuz sayıda artmasıdır -Mark Twain |
|
||||||||||
|
Acaba neden kazmayı vuruyoruz diye biraz düşündüm. Herhalde çok düşük maliyetle çok fazla enerji üretiliyor, eh bu üretiminde pek büyük bir riski yok, kimseye de bir zararı yok, bizim için çok önemli olmalı, bizim risklerimiz Japonya'dan farklı, ayrıca nükleer enerjiden başka kaynağımız da yok, gibi çeşitli nedenler olabileceğinden hareketle, sade bir vatandaş olarak nükleer santral ve diğer enerji kaynakları konusunda kendi çapımda küçük bir araştırma yaptım. Öncelikle güneş ve rüzgar gibi iki büyük enerji kaynağımız olduğunu ve bunları hemen hemen hiç kullanmadığımızı öğrendim. rüzgar enerji potansiyelimiz mevcut kullandığımızın iki katı imiş. Güneş enerji potansiyelimizde aynı şekilde. Rüzgar enerjisini sağlayan rüzgar güllerinin kurulum yeri konusunda dikkatli olunmaz ise kuşlara az da olsa zarar verebileceğini öğrendim. Bu nedenle sadece güneş enerjisine yoğunlaştım. Bu yolla üretilen enerjinin hiç bir riskinin olmadığını öğrendim. Nükleer santralin maliyetinin Başbakan'ın ağzından 20 milyar dolar olduğunu öğrendim. elekrik mühendisleri odası 51 milyar dolar diyorsa da ben başbakanın dediğini doğru kabül ettim. akkuyu nükleer santralinin gücü 4800 Mw olacakmış. Antalya'da 20 Mw'lık bir güneş santralinin maliyeti 60 milyon avro olacakmış. yani 240 adet Antalya'daki gibi güneş santrali kurulursa aynı enerji elde edilebilecek. Maliyet 15 milyar avro civarı. (23 milyar dolar) Nükleerin risklerine baktım. Deprem, terörist saldırı, yapılacak hatalardan oluşabilecek arızaları görmesek bile, üretim yapılan nükleer çubukların ömrü bitince atılması da büyük bir dertmiş. Bir çok ülke bu atıkları depolayacak yer arıyormuş. Ayrıca Akkuyu fay hattındaymış. Nükleer santrallarde çıkan arızalar sonrası çevreye nükleer sızıntı yayılması ihtimali varmış ve bu sızıntı etraftaki her canlı için ölümcül hastalıklar, hâtta ölüm anlamına geliyormuş. Güneş ve Rüzgardan enerji elde etmenin günümüzde usa en uygun yöntem olduğunu anladım. Maliyet hesabını bıraktım. İki alternatif arasında risk olarak bu kadar fark varken, riskli olan neden seçilir, ona şaşırıyorum. Şaşırmayı bırakıp, nedenleri düşünmeye başladım. Onları burada yazmıyorum, onu da okuyanlar düşünsün ve artık yudum insanı şaşırmayı bırakıp, nükleere sonuna kadar karşı çıksın, diye bekliyorum.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mustafa Mert, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |