"Bazen bir mısra yaşamı değiştirir." -Kafka |
|
||||||||||
|
4. Bölüm 2000’li yıllar Türk toplumu için yeni ve farklı oluşumları hazırlayan ve bu oluşumlara geçit vermek üzere birtakım olumsuzlukların yaşandığı yıllar olarak hatırlanacaktır. Ta ki 2002’de yapılan seçimlere kadar… 2002 Türk Toplumu için değişim yılıdır. Yeni bir oluşum Türk siyasetine egemen olmuş, beklenenin çok üstünde başarıyı yakalamıştır. Halk, bu oluşumdan, bir yandan büyük bir beklenti içindeyken , diğer yandan bu oluşumun daha önceki söylemlerinin değişip değişmediği konusunda tereddütler yaşamaktadır. Dünya basının ‘Ilımlı İslam’ diye tanımladığı yeni anlayış tempolu bir yürüyüşe geçmiştir artık. Çok geçmeden yeni oluşumun destekçilerinin sayısında büyük bir artış olduğunun gözlenmesi, Türk siyaseti açısından bir başkalaşımın vesilesi olacaktır. Yeni oluşumun başlangıç noktasında, dünya ülkeleriyle işbirlikçi bir anlayış sergilemesi, dünya piyasası içindeki ekonomiyle barış içinde olması, halkın önemli bir bölümünün güvenini kazanmada oldukça etkili olmuştur. Enflasyonun düşmesiyle ilgili veriler, finans piyasasındaki istikrar, öngörülen rakamlar umutları artırmış, özelleştirme büyük bir hızla devam etmeye başlamıştır. Halkın nabzında ise bu oluşumun dini temayülleri, türban sorununa , meslek liselerine yaklaşımı ilgi konusu olmuş, bir önceki yapılanmanın yaklaşımlarından rahatsız olanlar, umutlu bir bekleyişin kapılarını aralamışlardır. 2002- 2007 yılları arasında Türk insanı, özelleştirmelerin, ABD ilişkilerinin, AB sürecinin, IMF ile olan birlikteliğinin gel-gitlerine şahit olacak, çok da alışık olmadığı bu durum karşısında, farklı bir yaklaşımı merakla takip edecekti. 2003’te kitle imha silahlarına sahip olduğu gerekçesiyle ABD ‘nin Irak’a savaş açması, hassas dengelerde dünya siyasetinin değişiminde büyük rol oynayacaktı. Bu esnada Türkiye’nin içinde bulunduğu durum oldukça ilginçtir. Müslüman bir ülkeye yapılan bu saldırının hem destekçisi hem de tenkitçisi olmak durumunda kalmış, ABD’nin Saddam Hüseyin ‘e karşı aldığı bu tavır, 11 Eylül 2001 tarihinde ikiz kulelere yapılan saldırının bir sonucu olarak yorumlanmıştır. Bu durum ABD Başkanı Obama’nın 31 Ağustos 2010 tarihinde ABD askerini Irak’tan çekmesiyle son bulacaktır. ‘Son bulacaktır’ ifadesi elbette bugün tarihi itibariyle henüz çok erken bir kesinlik olsa da önümüzdeki günler gelişmeleri gösterecektir. Toplumun özellikle dini konulardaki hassasiyeti yeni oluşumun ayakta kalması için elbette çok önemli bir etkendir. Ancak, nedeni yalnızca bunda aramak da çok nesnel sonuçlara ulaştırmaz bizi. Daha önceki bölümlerde, Türkiye’de siyasi olgunun Cumhuriyet’ten bu yana yapılanmasından, 2002 yılına kadar olan süreçte altını önemli çizdiğimiz konu özellikle Mustafa Kemal Atatürk ilke ve inkılâplarıyla başlayan sürecin daha sonraki yıllarda devam ettirilememesi olmuştu. Türk halkı gelişim bekliyordu, istikrar bekliyordu, refah bekliyordu. Ancak hiçbir hükümetten umduğunu bulamamıştı. Siyasi liderlerin haksız kazançlarına şahit olmuş, umutları yeşermeden kurutulmuştu. Sol söylemler sosyalist perspektifini yitirmiş, yalnızca ulusalcı çizgide sığ kalmıştı. Özellikle – daha sonra geniş bir açıdan ele alacağımız- terör ve güneydoğu sorunu yeni anlayışın farklı bir argümanıyla karşı karşıyaydı. Ekonomide dünya ülkeleriyle paylaşılan sıkıntılar, siyasi gücün yakınlarına sağladığı refah, din anlayışındaki farklı ve esnek tavır, kredi kartı infialleri, en önemlisi Fransa, İsrail gibi ülkeler karşısındaki duruş…. gibi daha sayabileceğimiz pek çok şey en baştan önlemleri alınarak dile getirilse de yeni oluşuma halkın destek vermesini önleyememiştir. Halen süregelen eski oluşumlara yönelik yanlışların bugünü haklı kılması yanında, geçmişte yapılan yanlışların bugün de yapılmasında ‘geçmişte de bunlar yapılmıştı’ gibi mazeretler belki de bu dönemin gelecekte en kayda değer açıklamaları olarak tarihe geçecektir. İlginç olan bunun kabul edilebilir olması, önemsenmemesidir. Bu da Türk halkının değişiminin en kayda değer göstergesidir. Görüşmek üzere…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hilâl Erboyacı, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |