Hayaller olmasaydı, umutlar dünde kalırdı. - Dolmuş atasözü |
|
||||||||||
|
(Mevlâna Hz.leri.) *** Bâki olan yalnızca Allah (c.c.)… Biz âdemoğlu ise fâniyiz. Mademki bâki olan Allah (c.c.), o zaman fâni olarak fenalığa ne hacet… Hamdolsun ki, ahiret hayatı var. Ya ahiret hayatı olmasa idi tüm vicdanlara Allah’tan başka kim hükmedebilirdi? Hüküm ve hikmet sahibi Allah olduğuna göre, insanda ahiret inancı olmasa, dünyadaki anarşi, terör, zulüm ve isyana her âdemoğlu kendi kudretince katkıda bulunmaz mıydı? Allah, kullarına akıl, fikir ve irade vermiş… Ama kullanma hakkını âdemoğluna bırakmış. İşte bu noktada İslamın ahiret inancı ve müslümanın Allah’ın mutlak adaletine sonsuz güvencesi, bu dünyada yaşanabilecek olumsuzluklara doğrudan engel olmaktadır. Akıl, fikir ve iradesini doğru yolda kullananlara da “ALTLARINDAN IRMAKLAR AKAN CENNET” vaat edilmiş. İşte bu vaade iman eden salih kullar, iyiliği emredip, kötülüğü nehyetme gayretlerini, geçici dünyanın kazanılması ve bâki dünyanın servetine nail olma için bir fırsata dönüştürmektedirler. Bu fırsatı yakalamanın da yolu: “Amel defterini açık tutacak; salih evlat yetiştirmek, insanlara hayrı dokunacak bir eser ve faydalanılan bir ilim bırakmaktır.” Baki kalan bu kubbede hoş bir sedayı bu şekilde anlamak, yorumlamak ve yaşamak, cümlenin Mevlânâ’ca izahıdır. Mevlânâ Hazretleri de hem kitapları, hem düşüncesi ve hem de yaşamındaki örnek hayatıyla hoş seda bırakanlardandır. Yedi yüz yıldır, insanoğlu onun tefekkürünün etkisiyle İslam’a koşmakta ve kavuşmaktadır. Bundan daha güzel hoş sedâ ne olabilir ki? *** Mevlânâ Hazretleri ile aramıza madden 700 yıl girse de, manevi olarak birlikteyiz. Damarlarımızda aynı kan dolaşmakta, gözyaşlarımız ortak acılar için yanaklarımızdan süzülmekte, pusulamız aynı kıbleyi göstermekte, onun gönlünü dolduran aşk iksirinin membaı bizim de gönlümüzün membaıdır. Manevi olarak birlikteyiz. Çünkü onun, semada aşk halinde iken, neyden daha kuvvetli nefesiyle söyleyip, Hüsameddin Çelebi’nin kaleminden günümüze ulaşan mesneviden damlalar her daim gönül süsümüzdür: “Her şey mâşuktur, âşık bir perdedir. Yaşayan mâşuktur, âşık bir ölüdür. Kimin aşka meyli yoksa o kanatsız bir kuş gibidir, vah ona!” *** “Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol, Şefkat ve merhamette güneş gibi ol, Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol, Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol, Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol, Hoşgörürlükte deniz gibi ol, Ya olduğun gibi görün, Ya göründüğün gibi ol.” (Mevlana Celaleddin Rumi) *** “Gördün ya beni gamdan başka kimse hatırlamıyor, gama binlerce defa aferin.” (Mevlâna) … Gamsız bir hayat; yaşanmamış bir hayattır. İnsanların dertlerini kendine dert edinmek ve Mevlânâ gibi deva üretmek ise yaşanılmış hayatın ta kendisidir. Ey gönül dünyasındaki bereketli nuru, âdemoğluna ulaştıran Mevlânâ; biz seni hatırlayacağız ve temsil ettiğin değerleri her daim taşıyacağız, inşallah. Hoş bir seda bırakan Mevlânâ’ya Allah’tan rahmet dilerken, gam yükünü omuzlayanlara da kelam ile selam etmek, yapılabilecek erdemlerdendir. Selam ve muhabbetle.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Adem KALINSAZ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |