Dünyada birbirinin eşi ne iki görüş vardır, ne iki saç kılı, ne de iki tohum. -Montaigne |
|
||||||||||
|
Önümüze çıkan tabela Uludağ Milli Parkı’nın gittiğimiz güzergâhta olduğu müjdesini veriyor. Ancak Bursa’ya ayırdığımız bir güne bu kadar çok tarihi, milli, dini ve kültürel alanı sığdırmak imkân dâhilinde değil. Bursa için en az bir haftalık bir proğram yapmak lazım ki, gidilmesi, görülmesi arzulanan her yer doyasıya gezilebilsin. Tarihi ahşap evlerle kaplı dar sokaktan aşağıya doğru bir göz atınca Ulu Cami’nin çifte minaresi karşıladı bizi. Pınarbaşı semti yamaçlarında bulunan Üftade Camii 1572 tarihinde yapılmış, küçük, mütevazı bir camidir. “Üftade Mehmed Muhiddin Hazretleri, Kanuni Sultan Süleyman devrinde Bursa’da müezzinlik ve imamlık yapmış büyük velilerdendir. Üstadın türbesi de camii yanında bulunmaktadır. Cami günümüze orijinal şekli ile gelememiştir. Kazım Baykal “Bursa ve Anıtları” kitabında buradan minare ve kubbesi yıkılmış bir cami olarak söz etmektedir. Bugün ahşap çatılı bir camidir. Buradan da ilk yapılışında kubbeli olduğu anlaşılmaktadır.” Bursa’nın birçok mevkiinden görülen ve adeta gel bana diyen Emir Sultan Hazretlerine doğru ilerliyoruz. Camii dışında bizi elişleri ve Emir Sultan Hatıraları satan seyyar satıcılar karşılıyor. Arkadaşlarla hediyelik bir şeyler alıp seyyar satıcıları memnun ve mesrur ediyoruz. Camiinin dış kısmındaki mezarlığın yanındaki sebilden su içtikten sonra hatırayı resimleştirmek için fotoğraf çektiriyoruz. İlginçtir, fotoğraf çekilirken (her zaman mı böyle bilmiyoruz ama) çeşmenin suyu birden kesiliyor. … Bursa’nın gülen yüzü Emir Sultan Hazretleri (1368 - 1430) Osmanlının kuruluş devrinde Bursa'da yaşamış olan büyük âlim ve evliyadır. “1368 yılında Buhara'da doğdu. Soyu Peygamber'in torunu Hüseyin'e dayanır. İsmi, Muhammed bin Ali, lakabı Şemsüddîn'dir. Ona, Buhara'da doğduğu için "Muhammed Buhârî", Seyyid olduğu için "Emîr Buhârî", Yıldırım Bayezid Hanın damadı olduktan sonra da "Emîr Sultan" denilmiştir. Bursa'ya 1391'de göç etmiş ve Yıldırım Bayezid'in kızı Hundi Hatun'la evlenmiştir. 1430'da Bursa'da vebadan vefat etmiştir. Türbesi Emir Sultan Camii yanındadır.” Hazretin türbesine girip dua ediyoruz. Akabinde muhteşem mimarili camiye geçip ikindi namazını ifa ediyoruz. Türk siyaset, sanat ve edebiyat hayatından birçok simanın Bursalı olduğunu biliyoruz. Bunlardan bir tanesi de “Sanat Güneşi” olarak anılan Zeki Müren. Zeki Müren’in, Emir Sultan mezarlığındaki kabrinin dizaynı diğer kabirlerden oldukça farklı bir yapıdadır. Şöyle ki; yaklaşık bir buçuk metre yüksekliğindeki altı mermer sütunun üzerinde iki adet kurşun renkli sekizgenlerden oluşan küçük kubbeler mevcut. Mezarının üzerine gül fidanları dikilmiş. Hemen yanı başında da aynı sitilde fakat tek kubbeli babasının mezarı bulunmaktadır. Emir Sultan’daki çay hanelerde çayın yanı sıra alternatif içecekler de söz konusu. Bunlardan birisi de nar suyu. Nar suyu yudumlayarak çay hanede bulunan istediğiniz gazeteyi okuyabilirsiniz. Çünkü burada aşağı yukarı bütün gazeteler mevcut. Bursa’ya veda etmeden önce görülecek yer çok, zaman az, biz de bu zamanımızı tarihi İnkaya Çınarı’nı ziyaret ederek değerlendirmek istedik. İnkaya Çınarı: Uludağ’a giden yolun sağ tarafında İnkaya Köyü mevkiindedir. Çınar 600 yıllık tarihi ve 9.5 m. gövdesi, 35 metre boyu ile Türkiye’nin en eski ve en büyük Çınar’ı olarak kabul edilmektedir. Yerli ve yabancı turistlerin ziyaretgâhlarından olan çınarın çevresinde çay bahçeleri ve piknik alanları mevcuttur. Herhalde, haklı gerekçelerle Türkiye’de en çok fotoğrafı çekilen ağaçtır, İnkaya Çınarı. Rekora bir katkıda bizden olsun istedik ve o ânı makinelerimizin belleklerine nüfuz eyledik. *** İsterdim bu eski yerde seninle Başbaşa uyumak son uykumuzu, Bu hayal içinde... Ve ufkumuzu Çepçevre kaplasın bu ziya, bu renk, Havayı dolduran uhrevî âhenk. Bir ilâh uykusu olur elbette Ölüm bu tılsımlı ebediyette, Belki de rüyâsı bu cetlerin, Beyaz bahçesinde su seslerinin. (Ahmet Hamdi TANPINAR) *** Bursa izlenimlerimizi şair Tanpınar’ın o muhteşem “Bursa’da Zaman” şiiriyle süsleyerek yazmaya çalıştık ki bu şiirde Bursa’nın ihtişamının özeti mevcuttur. Biz şiiri üç yazımızda parça parça aldık, sizler isterseniz bir yerlerden bulup şiirin tamamını bir bütün olarak okuyun ki, Bursa’ya dair lirizmi daha etkin yaşayın. Tanpınar şiirinin son bölümünde: “İsterdim bu eski yerde seninle Başbaşa uyumak son uykumuzu,” diyerek Bursa’ya verdiği değeri en güzel şekilde izah etmiş ama isteğine kavuşamamış, çünkü mezarı İstanbul Âşiyan’da bulunmaktadır. Elveda Devlet-i Âliye’yi Osmaniye’nin ruhu… Elveda… Selam ve muhabbetle.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Adem KALINSAZ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |