Barışı bulacağız. Melekleri duyacağız, göğün elmaslarla parladığını göreceğiz. -Çehov |
|
||||||||||
|
Can Dündar’ın “Eski bayram kokuları” başlıklı bir yazısı vardır. Okuyanlar bilirler. Okumayanlar için anımsatayım ucundan. “Ah nerde o eski bayramlar diye yazmak için epey bekledim” der ve sonra başlar bayram anılarını anlatmaya… Kolalı mendiller, bilyeler, sinema keyifleri, sabah namazlarının heyecanını anlatır ve oğluyla birlikte ziyaret etmek istediği akrabalarını sıralar, kimisi için geç kalmıştır… Kaloriferden yakınır, ısıyı odalara dağıttığı için odunlu sobaların başında toplanan insanlar da diğer odalara kaçmıştır ve yer sofralarını özler. Özlediklerinin başında sevdanın ve vefanın ertelenmesi gelir elbette… Bizim tarafta henüz kuzineli odalara tümden veda edilmemiştir. Sağ olsunlar, köylülerimiz, kestaneleri pazarlara dizerler. Bizlerde patateslerin topraktan çıkarılmasını görmeye veda etmemişizdir daha. Eski bayramların tadını bilmiyorum ama yeni bayramların da tadı hiç öyle eskiyi aratır cinsten değil! Üniversite yıllarımda hiçbir bayramı kaçırmadım. Çok önemli dost davetlerinin olduğu, sınav telaşlarının yaşandığı, yılbaşı partilerine rastlayan ya da önemli bir projenin bitirilme arifesinde buluştuğum bayramlar hep oldu. Ve bu zamanlarda yapılan otobüs yolculuklarıyla doğduğum yerlere gelmenin keyfini hep yaşadım. Ve bayramı aileye uzak olmanın verdiği heyecanla doyasıya yaşadım. Yer sofralarına oturdum. Fırından bir iki gün önce çıkmış köy ekmeklerinin tadıyla başlanan bayramları unutmak ne mümkün. Bütün ailenin bir arada buluşmasıyla kesilen kurban bayramlarına yetiştim çok şükür. Ve bunda yöremizin gelenek muhafazakârlığı yapmasının büyük önemi var. Deşilmemiş kültürü ve el değmemiş adetleriyle bayram yaşadığım için kendi yöremi müsaadenizle hep ayrı tuttum. Sadece bayramlarda değil elbette. Kışın bacası tüten herhangi bir eve girseniz yer sofrasının kuruluş aşamalarını zevkle izlersiniz. Akşam beş saatlerine denk gelirseniz sobaların fırınlarına patates atılışlarını da izlersiniz. Sözün kısası özlenen bayram dostlukları, ziyaretler, çocukların heyecanlı bayram zıplamaları büyük oranda korunur. Her nerede olursanız olun sizin baktığınız yerden tatil diye görünse de bayramlar, bayramların sımsıcak bir bekleyişi vardır Dağ Yöresi’nde. Büyük adam olmaya gidenler ya da büyük adam olmuşlar adam gibi beklenirler. Vefalarını, dostluklarını, yüzlerindeki ışıltıyı kaybetmeden beklenirler. Bu beklemelerde denizi görmemiş nineler çok vardır içlerinde, cumhuriyet gibi ak aktır yüzleri. Torunlarına etek kıvrımlarında kıstırırlar ederi ile ne alınacağını kestiremedikleri paraları. Bursa görmüş, kıt kanaat imkânlarla hacı olmuş dedeler çocuklar için bulunmaz fırsattır. Bursa’ya giden paralanır sanırlar. Hele “ömrünü köyde tüketmiş toprak dedeler” vardır. Bursa’ya gitti mi duramayan, eğri büğrü yolları özleyen… İşte bu dedeler her elini öpen çocuğa para dağıtmak ister. Ve yetmez gücü, hayvancılıktan ya da oğlundan gelen paralarla kazandığı emekliliği… Yine de “Allah zeval vermesin” der devlete. Bu dağın insanı öyle her şeye kulak kabartmaz. Olur, olmadık işlere delirmez. Her şeyi devletten beklemez. Bayramdan önce ödenen emekli maaşları bile mutlu eder onları. Yalnızca, büyük şehirlere adam olmaları için yaşlı gözlerle gönderdikleri yöre insanını beklerler. Duyguları sömürülmemiş, insanına el uzatırken kafasında dozerler çalışmayan çocuklarını. Yani samimi insanını beklerler… Bu bayram el öpmeleriniz daha içten olsun. Sizi bekleyenlerinizi, beklediklerinizi daha sıkı sarın ki yaşatalım bayram coşkusunu. Nerde o eski bayramlar derseniz. “Samimiyetinizde” derim. Hiçbir zaman eskimeyecek olan samimiyetinizde. . Büyüklerimin ellerinden küçüklerimin gözlerinden öperim. Eski mektuplardaki gibi… Samimi ve iyi bayramlar…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Yunus Emre Coşan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |