..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Sevginin ölçüsü ölçüsüz sevmektir. -Spinoza
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Politika > Orhan TURAN




18 Nisan 2007
Korkut Özal'la Özel Söyleşi... Korkut Özal; 'Özal'ı Öldürdüler'  
Orhan TURAN
Bu özel söyleşide şu başlıklar yer alır: "Sezer’in “tehdit” algısı söylenti" - "Baykal hiçbir zaman iktidar olamaz" - "Erdoğan; Cumhurbaşkanı olmaya mecbursun!" - Özal’ın ölümü… - Özal öldürüldü mü? "Özal düzene çomak sokmuştu" - "Korkut Özal Kimdir?"


:DEGB:
Korkut Özal Turgut Özal’ın iki yaş küçük kardeşi… Turgut Özal ile aynı okulda okuyup onunla özel diyalogu vardı… Öte yandan Türk siyasi hayatının önemli isimlerinden olan Özal, bugün yaşanan tartışmalardan, dosyası bir türlü kapanmayan “Özal’ın ölümüne” birçok konuda çarpıcı açıklamalarda bulundu.


Prof. Dr. Korkut Özal… Bir dönem İçişleri ve Tarım Bakanlığı görevlerini yürütmüş, görüşleri nedeniyle yıllarca hapislerde yatmış buna rağmen siyasetin içerisinde var olmayı başarmış bir isim. O 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın kardeşi…
Konuşmalarının çoğu yerinde İslami söylemini ön planda tutan “ondan geldik ve ona döneceğiz” düsturunu benimseyen Özal, Türkiye’nin yaşadığı tüm sıkıntıları II. Abdulhamit sonrasında Sultan Reşad ve Vahdettin dönemleri sırasında ortaya konulan “oyunlara” bağlıyor.
Ona göre Özal’ın şaibeli ölümü, bugün yaşanan siyasi çalkantılar, ara ara baş gösteren krizler hep bu dönemden kalma ağrılarımızdı.
Peki ne vardı o dönemde… Yani Sultan Reşad ve Vahdettin döneminde Osmanlı İmparatorluğu’nda ne gibi bir değişim olmuştu ki, hala sancısı yaşanıyordu.
Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili tartışmaların kaynağının dahi aynı nedene bağlandığını söyleyen Özal, Başkan Recep Tayip Erdoğan’a da Cumhurbaşkanlığı ile ilgili net bir cümle kullanıyor. “Çıkmalı mı” değil, “o Cumhurbaşkanı olmaya mecbur”


Öğrenin-gereğini yapın ve sabredin

Korkut Özal’ın hareketli yaşamı içerisinde üzerinde durduğu en önemli konu ‘inanç’ çizgisi oluyor. Allah’a inanmış bir Müslüman için öğrenmenin farz kılındığını söylüyor. Sabrı ise her şeyin üzerine koyuyor. O yüzden “sabrediyorum” diyor.
“Bir şey sana Allah tarafından farz kılınmışsa, onun gerektirdiği her şeyi bilmen de farzdır. Bu açıdan bakıldığında öğrenmek farzdır. Bilmek farzdır. Bunun yanında sabır olmak çok önemli. Biri arabanıza vurdu. Onunla kavgaya tutuştuğun anda sabırlı olmadığın ortaya çıkacaktır. Sabrın ilk hamlesi her an bir musibetle karşılaşabileceğini bilmektir. Gereğini yapacaksınız, elinizden geleni yapacaksınız. Buna rağmen oluşan aksi durumlara sabır edeceksiniz. Sabır “ilk darbenin” gelişi sonrasındaki dayanmadır. Tahammül ise sonrasıdır.
Üç önemli çıkış yolunu bilmek lazım bu açıdan; Elinden geleni yap, gereğini yerine getir, hazırlıksız olma ve darbeyi sükûnetle karşıla!

Dünya’nın kurtuluşu
İslam’la mümkün olacak

Dünya’nın en kalabalık ülkesi Çin… Çin’de bugün 120 Milyon Müslüman’ın bulunduğunu kim biliyor? Kimse!.. Bakın Doğu Türkistan’ı bunun içine dahil etmiyorum… Uygur Bölgesinin bunun içine katmıyorum. Merkezi Çin’de yaşayan Müslüman sayısı, yani Çinli olup da Müslümanlığı tercih eden kişi sayısı 120 Milyondur diyorum. Bunu kim biliyor. İslam’ın bir dünya dini oluşu burada yatar. Değerlerimiz iyi korunursa Dünyanın kurtuluşu da İslam’la olacaktır.



Aynı oyunun devamı sergilendi

Türkiye’yi anlamak için “Osmanlı’yı kapatan gücü” anlamak lazım. 100 sene geri gidin. Abdülhamit padişah… Çok büyük reformlar yapıyor. 1907’de Osmanlı siyasette de dışarıda da iyi durumdaydı. Ancak 10 yıl sonra koca devlet çöktü. Selanik’te İttihat ve Terakki oluşturuldu. Bu grubun içinde asker orijinli kişiler vardı. Enver Paşa gibi… Bir birliktelik oluşturdular. 1908 gibilerde İstanbul’da bir şeyler oldu. İttihat ve Terakki Mason Locaları tarafından destekleniyordu. Bunun en büyük nedeni ise Abdulhamit’in İsrail devletinin kurulmasına izin vermeyişinden kaynaklanıyordu. Oysa İtiyatçılar, Filistin topraklarına bir Yahudi devleti kurulması fikrine sıcak baktılar. Masonların desteğini de bu yüzden aldılar.
Bu manzarayı yıllar sonra Türkiye’de de aynı şekliyle ortaya koydular. 80 İhtilali yapıldıktan sonra her şeyin biranda durulması da aynı oyunun devamıdır.

Siz asıl planlayana bakın

Bugün dünya siyasetinin en başında olanlara bakın, dünyayı yönetenlere yön veren isimlere bakın… Mesela Bush tepede ama planlayanlar onun arkasındadır. ABD’yi yönetenler aslında Bush gibi görünen yüzler elbette değil. Bugün Bush uyguladığı politikaların tümü İsrail güdümlüdür. Demek ki bir “Tepedekiler” mevcut. Tepedekilerin ne yapacaklarını söyleyen “Planlayıcılar” ise bunun gerisinde durmaktadır. Biz “planlayıcıların” ne yaptıklarını öğrenmek istiyorsak, “tepedekilerin” yaptıklarına bakmalıyız. Hepsi bir yana göremediğimiz başka bir şey daha var. Yani Tepedekilerin ve planlayıcıların gerisindeki… Osmanlı’yı yıkan Terakki’dir. Onlar İmparatorluğun son yıllarında iki de göstermelik padişah getirdiler. Biri Sultan Reşad, diğeri Vahdettin… Abdülhamit 30 yıl boyunca savaşa girmedi. Bu büyük bir olaydır. Osmanlı’nın yeniden dirilme sürecidir. Ama bunlar 1. Dünya Savaşı’na girdiler. Bu iki padişahın arkasında Terakkicilerin adamlarıydı. Türk siyasetinin de gerisinde güçler var. Tepede başkaları olabilir.
Tepedekiler hep vardı… Onların arkasında planlayıcılar hep oldu… Ama en geride, her şeyi planlayan güç de Allah’tır. Allah “planlayıcılar” en planlayıcısıdır


Sezer’in “tehdit” algısı söylenti

Cumhurbaşkanın “Cumhuriyet rejimi, hiç olmadığı kadar tehdit altındadır.” Sözleriyle ilgili olarak da konuşan Özal, bu konuda Cumhurbaşkanın sözlerini “söylentiden ibaret” olarak yorumluyor.
“Cumhurbaşkanının söyledikleri kulaktan dolma söylemlerdir. Dış İşleri Bakanı Abdullah Gül’de bununla ilgili bir açıklama yaptı. O da Sezer’in söylediklerinin, ekonomik, siyasal gelişmelerle çeyiştiğini söyledi. Eğer öyle olmasaydı, dışardan gelen yatırımcıların yatırım cesareti olmazdı. Oysa Türkiye bugün güven veren bir ülke konumundadır. Tehdit altında olsaydı yatırım gelmezdi. Bunlar söylentilerdir.

Baykal hiçbir zaman iktidar olamaz

“Deniz Baykal irtica irtica diye bağırıyor. İslam Kalkınma Bankası ile kurulan münasebetleri eleştriyor. Peki neden İslam Kalkınma Bankası’na Türkiye’yi dahil edenin kendisi olduğunu söylemiyor. İslam Kalkınma Bankası’na Türkiye’nin girişi Deniz Baykal’ın Maliye Bakanlığı yaptığı dönemde olmuştur. Ama şimdi İslam Kalkınma Bankası’na şeriat örgütü diyor. Bu nasıl çelişkidir?



Erdoğan; Cumhurbaşkanı olmaya mecbursun!

Korkut Özal, Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olması ile ilgili sorumuza da net cevap veriyor. “Kesinlikle olmalı. Cumhurbaşkanlığına mecburdur”
“Erdoğan’a diyorum… Cumhurbaşkanı olmaya mecbursun! Oraya çıkacak ve düzelteceksin!
Erdoğan Çankaya’ya çıktığın şu dört şeyi gerçekleştirmelidir.
1- Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında sorunlar çıkaracak konuları yasayla düzenlemelidir. Devleti yönetecek bir baş olur. İki baş olduğunda yönetim zafiyetleri ortaya çıkar. O da Başbakandır. Ancak Başbakan da denetlenmelidir. Mesela Tayip Beyi denetleyen yok! Denetlenecek.
2- Ankara hükümeti, temel konular dışında hiçbir şeye karışmamalıdır. Şu anda devlet askerin donunu bile dikiyor. Hayır böyle olmaz.
3- Asker iç güvenliğe bakmamalı, bana göre jandarma da kaldırılmalıdır.
4- Sosyal dayanışma sağlanmalıdır. Bu dört şıkkı başbakan ve cumhurbaşkanı sağlamalı, bunların dışındaki her şey millete bırakılmalıdır.


Özal’ın ölümü…

31 Ekim 1989'da Anavatan Partisi'nin meclis çoğunluğuyla 8. Cumhurbaşkanı seçilen Turgut Özal 9 Kasım 1989 tarihinde resmi olarak görevine başladı.
17 Nisan 1993 tarihinde koşu bandındayken kalp krizi geçirdiği öne sürülen Turgut Özal, otopsisi yapılmadan Adnan Menderes anıtının karşısında İstanbul'da özel bir anıtta toprağa verildi. Otopsi yapılmadan defnedilmesi Özal'ın ölümünde karanlık noktalar olduğu şüphelerini uyandırmaktaydı.

Kurtlar Vadisi de Özal’ın
ölümünü anlatacak

Kurtlar Vadisi Dizisinin ekrana yeni gelecek olan bölümleri içerisinde bu “komplo teorisi” de var. Dizinin ilk fragmanı oldukça ilginç görüntüler eşliğinde veriliyor. Başroldeki karakter Polat Alemdar, kendisine bilgi veren takım elbiseli “bilirkişiye” “Özal’ın ölmesini kimler istiyordu?” sorusunu soruyor. Soruya verilen cevap ise düşündürücüdür; “Büyük bir konsorsiyum”
Turgut Özal 1993 yılında 66 yaşındayken “koşu bandında geçirdiği kalp krizi” sonucu öldü.

Semra Özal anlatıyor

Özal’ın ölümü ile ilgili olarak eşi Semra Özal ve danışmanlarının söyledikleri oldukça ilginç… Semra Özal, Özal’ın Türki Cumhuriyetleriyle “tek bir ülke” haline gelmek için protokol imzalanması sonrasında ölmesinin ölümünün arkasında “dış güçler” bağlantısını ortaya koyduğunu iddia ediyor.


Özal düzene çomak sokmuştu

1990’larda gazeteler bir promosyon yarışına girdiler. İlk bakışta promosyon gibi görünen bu “kuponlamalar” aslında göründüğü gibi masum değildi. Gazeteler adeta bir finans sektörü haline gelmeye başlamışlardı. Gazete kuponlarıyla otomobil satışları başlamıştı. Ancak bu öyle bir satıştı ki, parası peşi peşin alınmasına rağmen, otomobil yıllar sonra okuyucuya vaat ediliyordu. Bu toplanan paraların işletilmesi anlamına geliyordu. Turgut Özal, yaptığı uygulamalarla bu düzenin içine adeta çomak sokmuştu. Özal, borcu bulunan basın kuruluşlarına kredi verilmesini engelleyen bir düzenleme yaptı. Basın patronları bundan hiç hoşnut olmadı. Özal, patronlarla Harbiye Orduevi'nde bir uzlaşma toplantısı yaptı. Toplantıda karşılıklı sert restleşmeler yaşandı. Patronlar Özal'ı tehdit etti, o da 'İnceldiği yerden kopsun' dedi, geri adım atmadı. Sonuçta saldırılar başladı.



Korkut Özal Kimdir?

Korkut Özal, (doğum 29 Mayıs 1929, Malatya) Türkiyeli mühendis ve politikacı. İstanbul teknik Üniversitesi İnşaat fakültesi'nde yüksek öğrenimini tamamladıktan sonra 1956 ve 1957 yılları arasında Amerika'da uzmanlık eğitimi aldı. Türkiye'ye döndükten sonra ODTÜ'de öğretim üyeliği görevinde bulundu. 1965'te kendisine profesör ünvanı verildi ve Devlet Mimarlık ve Mühendislik Akademisi'nde öğretim görevlisi olarak yeraldı. Siyasete atılarak Milli Selamet Partisine girdi ve 1973 ile 1977 seçimlerinde aynı partiden iki kere Erzurum milletvekili seçildi. 1974'te CHP-MSP koalisyon Hükümetinde ve 1975'te kurulan I. Milliyetçi Cephe Hükümeti'nde Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı, 1977'deki II. Milliyetçi Cephe Hükümeti'ndeyse İçişleri Bakanı olarak görev aldı. 12 Eylül 1980 Darbesi sonrası siyasi hayattan çekildi. 25 Eylul 1980'de geçirdiği ağır bir trafik kazasının etkilerinden uzun süre kurtulamadı. İyileştikten sonra ticarete atılarak ekonomik anlamda önemli başarı sağladı. Kardeşi Turgut Özal'ın ölümünden sonra yeniden siyasete atılarak Anavatan Partisi'ne girdi ve 1995 seçimlerinde ANAP'tan İstanbul milletvekili seçildi. TBMM İçişleri Komisyonu Başkanlığı ve AGİT Türkiye Parlamento Grubu Başkanlığı görevlerinde bulundu. 1997'de kurulan Anasol-D Hükümeti'ne başta güvenoyu vermesine rağmen, bu hükümetin ANAP politikalarına ters icraatler içerisine girdiğini düşünerek muhalif bir tutum aldı. Parti içerisindeki muhalefetinin sonuçsuz kalması üzerine, 13 Ağustos 1997'de partiden istifa etti. Yeniden kurulmuş olan Demokrat Parti'ye girerek, 28 Eylül 1997 tarihinde toplanan Demokrat Parti kongresinde partinin genel başkanlığına seçildi.



Not: Yukarıda yayınlanan söyleşi 14 Nisan Cumartesi günü Bilim Sanat Felsefe Akademisi / İstanbul’da, yapılmıştır.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın politika kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bir 'Çakma Skandal' Öyküsü
Benim Derin Devletim
Telekulak Skandal mı - Çıkış mı
22 Temmuz Sereci ve Statüko
Türkiye'nin Kırılma Süreci; "Egemen Zihniyet" ile "Geliştirici Zihniyet Mücadelesi

Yazarın İnceleme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yıl: 2554… Aşkın Metal Tarihi
1920"den 2007"ye; Türkiye Cumhuriyeti Afyonkarahisar Belediye Başkanları
Biyolojik Silah mı, Doğal Felaket Mi: Kene
Her Yönü ile Afyonkarahisar
Iı. Meşrutiyet'ten Günümüze Afyonkarahisar'da Yerel Basın
Afyonkarahisar"ın İlk Bankası Terakki Servet Bankası
Cumhuriyet Tarihi Afyonkarahisar Valileri
Dünya Gazetesi ile İlgili İstatistiksel Bir Çalışma
Türkiye"nin İlk Azınlık Milletvekili Berç Keresteciyan;
Bir Din Bilgini ve Profesör Kamil Miras

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Özledim [Şiir]
Yanacağım [Şiir]
Öncesi Yok [Şiir]
Seni Kendime Sakladım, Hepsini Bana Sapladım. [Şiir]
Bana Her Şey Seni Hatırlatıyor! [Şiir]
Benim Adım Mabure; [Şiir]
Su ve Ateş [Şiir]
Dua… [Şiir]
Tüm Ayrılıklara Dair [Şiir]
Utandım Filistin [Şiir]


Orhan TURAN kimdir?

Yazarken çarptığım kayalar, ruhumun akışını kemirince görüntü farklılaştı. Her otuzuna geldiğinde mi, muahasebe yapma gereği duyar insan. . . Cevaplanması gereken çok soru var şimdi. . . Allah'a af dileyerek, hayata ikinci defa başlamak. . . İkinci şans da bu olsa gerek!

Etkilendiği Yazarlar:
...


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Orhan TURAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.