Olgular görmezden gelindikleri için var olmaya son vermiyorlar. -Huxley |
|
||||||||||
|
Kırım Kongo Kanama Ateş KKKA. Yani Kırım Kongo Kanamalı Ateşi… Bu ateşli hastalık göç yolunu kullanan hayvanlar ve kuşlar aracılığıyla coğrafyaları dolaşıyor ve keneler üzerinden de tüm dünyayı tehdit ediyor. Yapılan istatistiklere göre 850’ye yakın kene çeşidinin yaklaşık 20’sinde bu virüs bulundu.. Virüslü kenelerin ısırdığı insanlar Kırım Kongo Kanamalı Ateşi olarak bilinen hastalığa yakalanıyor. Yüksek ateş ve halsizlikle kendini gösteren belirtiler kimi zaman 4, kimi zaman da 10 günde hastanın ölümüne neden olabiliyor. 1950’li yıllarda Dünyada görülen hastalığın adı ise ilk çıktığı bölgeler Kırım ve Kongo’dan geliyor. Mayıs ve Temmuz ayı arasında çalılık ve dağlık alanlarda etkili olan virüslü kenelerin oluşturduğu tehdit Türkiye’de ise ilk defa 2003 yılında teşhis edildi. Türkiye’de ‘virüslü kene’ teşhisini ilk defa 2003 yılında ortaya koyan Türk doktoru Sami Kartı’ya göre ABD Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı virüsünü taşıyan kenelerle ilgili ‘Biyolojik Silah olabilir mi sorusunu tartışırken Türkiye, virüsün tanısını yeni bulmuştu 11 Eylül saldırıları ve Irak işgali ile birlikte küresel hedef haline gelen ABD, 2000 yılından sonra artan ‘virüslü kene’ tehdidine karşı “Biyolojik Silah Saldırı” ihtimalini düşünerek dünya çapında bilim adamlarını ülkeye davet etmiş. ABD Sağlık Bakanlığı’na bağlı Emergin Infectious Diseases (CDS) tarafından tüm masrafları karşılanan bilim adamları 2005 Haziran’ında Washington’da bir araya gelerek hastalıkla ilgili tüm verileri paylaşmıştı. Türkiye’de Kırım Kongo Kanamalı Ateşi olarak bilinen ‘virüslü kene’ tanısını ilk defa ortaya koyan Yard. Dç Sami Kartı da ABD’de hastalıkla ilgili bilgi veren bilim adamları arasında yer aldı. Türkiye’de hastalığa ilk teşhisi koyan doktor, ilk vakanın nasıl ortaya çıktığını ve konunun skandala varan boyutlarını anlatırken ilginç tespitlerde de bulunuyor. Türkiye’de resmi olarak ilk tanının 2003 yılında Trabzon’da kendisi tarafından konulduğunu söyleyen Kartı, Kelkit havzası olarak bilinen Gümüşhane Artvin ve Giresun’dan dokuz vakanın geldiğini, hastanede çalışan bir hemşirenin de virüsten etkilendiğini belirtiyor. Vakalar arasında 2 hastanın öldüğünü belirten Kartı, KKKA’dan dolayı hayatını kaybeden ilk kişinin hastane hemşiresi olduğunu söyledi. Sami Kartı Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Tıp Fakültesinde kalarak çalışmalarına devam etti. 2000 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı’nda Yard. Dç. olarak görev yapmaya başladı. 2002’de dâhiliye uzmanı olarak Acil Servis’te çalışırken Giresun ve Gümüşhane’den 9 hasta ona getirildi. Gelen hastalardaki belirtiler lösemiyi taklit ediyordu. Ancak yapılan Kemik İyiliği İncelemeleri sonucunda belirtilerin lösemi olmadığını gösterdi. Sami Kartı bulguların tümünün bir virüs olduğundan kuşkulandı. Ancak hastalar hayati tehlike yaşamadan taburcu edildiğinden ciddi tahliller yapılmamıştı. 2002 yazında yaşanan bu olay sonrasında 2003 yazında aynı belirtilerle bu defa 9 farklı vaka hastaneye geldi. Hastalar yine Kelkit Vadisi olarak bilinen Artvin, Giresun ve Gümüşhane’den geliyordu. Virüs hastanede çalışan bir hemşireye de bulaşmıştı. Hastaların durumu 4. gününde ağırlaştı ilk kurban hastanede çalışan hemşire olmuştu. İki kişinin öldüğü ikinci bulgularda bir teşhis konulamadı. Kartı, hastalarda gribal enfeksiyondan ziyade bir virüsün varlığından kuşkulandığı için 5 hastadan serum örneği alarak daha sonra yurt dışında inceletmek üzere sakladı. Teşhisi ilk defa ortaya koyan doktor ise Sami Kartı oldu. Kartı Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı’nda Yard. Dç olduğu dönemde 5 hastanın değişik günlerde alınmış serum örneklerini topladı. Bu hastaların Artvin, Gümüşhane ve Giresun’dan geldiğini söyleyen Kartı, gelen hastalardan bazılarının kendilerini hastalık daha önce teşhis edilmediği için Lösemi sandığını söylüyor. Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı’nda Yard. Dç. Sami Kartı bulguların tümünün Kırım Kongo Kanamalı Ateşi olabileceği şüphesiyle durumu ABD’deki arkadaşı Dç. Dr. Zekaver Odabaşı’na anlattı. Gerekli temaslar sonrasında ABD Sağlık Bakanlığı’na bağlı Atlanta CDC Enfeksiyon Merkezi’ne hastalara verilen serum örneklerini gönderdi. Merkez bulgularla ilgili olarak özel ilgi gösterdi. Özel bir soğutucu ile ABD’ye giden örnekler çeşitli analizlerle 1 hafta boyunca araştırıldı. Araştırma sonucunda serumda KKKA’ya karşı antikor bulundu. Yani virüs bulunmuştu. ABD’de yapılan inceleme 15 gün sürdü. Virüs Rusya’da görülen virüsle aynı özellikler taşıyordu. Rusya’dan göçmen kuşlar aracılığıyla Türkiye’ye girmiş olabileceği belirtildi. 2003 Temmuzda, ABD’den Türkiye’ye analiz sonuçları geldi. Yard. Dç. Sami Kartı, ABD’den gelen sonuçları Karadeniz Teknik Üniversitesi Enfeksiyon Bölüm Başkanı İftihar Köksal’la beraber durum Sağlık Bakanlığı’na bildirdi Aynı tarihte Sağlık Bakanlığı’nın konuyla ilgili çalışma yaptığı ortaya çıktı. Bakanlık kamuoyuna açıklamadan bu belirtileri Fransa’da bulunan Pasteur Analiz Merkezine gönderdi. Gelen sonuçlarda da virüse rastlandı. Böylece iki ayrı analizde KKKA olduğu saptandı. Kartı, bu konudaki tüm çalışmalarını 2004 yılında İstanbul’da yapılan Hematoloji Kongresinde Türk kamuoyu ile paylaştı. Kongrede ilk defa bu vakaların görüldüğünü ve virüsün teşhis edildiğini anlatan Kartı, Türkiye’nin çeşitli yerlerinden benzer şikâyet ve tanı alan doktorlarla bir araya geldi Kartı’nın Akademik çalışmaları ABD’nin de dikkatini çekti. Makaleleri ABD’deki hakemli sağlık dergilerinde yayınlanan ve ABD Sağlık Bakanlığı tarafından tüm masrafları karşılanmak üzere davet edildi. Sağlık Bakanlığı’na bağlı Emergin Infectious Diseases (CDS) dünyanın her tarafında rastlanan bu virüsün bir biyolojik silah olma ihtimalini hesaba katarak dünyanın farklı ülkelerinden 80’e yakın bilim adamına davet göndererek araştırmaları paylaşmaları istedi. Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı’nda Yard. Dç Sami Kartı Haziran 2005 yılında Washington’a gittim ABD’de, bu kanamalı ateş hastalığına yol açan virüsün bir biyolojik silah olarak kullanılabileceğinden şüphe ediyorlardı. Bunun için de dünya çapındaki uzmanları davet ederek bilgi alıyorlardı. Dünya çapından 80 uzman bakanlık tarafından davet edilmişti. Literatüre göre bu tür şeylerin biyolojik silah olma olasılığı her zaman mevcuttur. ABD özellikle buna çok dikkat ediyordu. Türkiye’ye dönen Kartı Virüs görüldükten sonra işin uzmanlarıyla Kelkit Vadisi’nde inceleme yapmayı planladı. Çalışmalara Marmara Üniversitesi’nden Zekaver Odabaşı’nın yanı sıra Volkan Kortel, Mustafa Yılmaz, İftihar Köksal’ın da aralarında bulunduğu ve diğer uzmanların katılacağı çalışma Kartı’nın 2004 Aralık ayında Denizli Devlet Hastanesi’ne tayin olması nedeniyle gerçekleşmedi. Halen Denizli Devlet Hastanesi’nde bulunan Kartı, burada kan hastalıkları bölümü olan Hematoloji servisini kurdu. DÇ Dr. Sami Kartı ile 26 Haziran 2008'de yaptığım söyleşiden derlenmiştir. Orhan Turan
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Orhan TURAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |