Herkes aynı notayı söylediğinde uyum elde edilmiş olunmuyor. -Doug Floyd |
|
||||||||||
|
Kahveye girer girmez elimize nargileyi tutuşturuverir. Tabii bu “nargileyi tutuşturuverir “ lafın gelişi. Nargilenin marpucu ele tutuşturulmaz, masanın üzerine konur ve siz oradan alırsınız. Ayrıca başkasının nargilesinin ateşinden sigara da yakılmaz. Tabii dayak yemeği göze aldıysanız o başka.... Bu arada bizim içtiğimiz nargilenin hakiki tömbeki değil, Arap ülkelerindeki gibi meyve aromalı olduğunu belirteyim. Bu meyve aromalı, içinde ne olduğu belirsiz ( meyve püresi, bal, aroma, vs.) nargilenin “kanser yaptığı” iddia ediliyor. Eğer doğru ise benden kurtulmanıza az kaldı.... Neyse lafı fazla uzatmayıp konuya girelim: Nargilemizden bir fırt çekip, çayımızı yudumlayarak kahvenin Nuh’tan kalma televizyonundaki diziyi seyretmeye başladık. Ailenizin televizyonu ATV’ deki, “Savcının Karısı” isimli dizinin konusu çok ilginç. İstanbul’daki bir adliyede görev yapan Savcımızın ( Savcı Yardımcısı) bir makam odası var ki, benzeri İstanbul Valisinde yok. Zaten Savcımız köşkte oturuyor. Tabii bu köşk babasının Boğazdaki yalısı kadar muhteşem değil. Devletimiz Savcı beyimize son model ve yabancı marka bir makam arabası da vermiş. Savcı beyimizin kendisinin de zaten Honda’nın son modeli güzel bir otomobili var. Ve de ayrıca Savcı Beyimiz akşam yemeklerinde saraylardan bozma lüks restoranlara takılıyor! Demek ki AKP Hükümeti adliye personelinin maaşlarını hayli arttırmış. Bu arada Savcı beyimiz neredeyse hafta içi her gün uçakla İstanbul’dan Ankara’ya gidip dönüyor. Bunu niye yaptığını anlayamadım. Belki de sadece uçmayı seviyordur... Ama nedense Savcı beyimiz hep FLY Air firmasının uçağı ile seyahat ediyor. Zaten FLY Air firmasının da bu hatta tek uçağı var. Bu gidip gelmeler esnasında uçağın hosteslerinden birisi Savcı beyimize aşık oluyor..... Unutmada belirteyim, Savcı beyimiz aslında Ünlü Sihirbaz Zati Sungur’un torunu oluyor. Filmin bir sahnesinde eline aldığı Browning P 35 marka silahı bir plan sonra Beretta 92 F marka oluyor. Silahlar tabii ki hakiki değil, aslının çok güzel kuru sıkı kopyaları ama bir anda nasıl değişiverdiklerini biri bize anlatsa.... Bu arada Savcı beyimize aşık olan hostes kızımız soluğu Savcının köşkünde alıp cumburlop diye kendini Savcı beyimizin yatağına atıveriyor. Bizimkisi önce biraz tutuk davranıyor, sonra on beş dakika önce aldığı 150 miligramlık Viagra etkisini göstermiş olacak ki harekete geçiyor. Ve işlem sonucu çok memnun kalmış olmalı ki, Hostes kızımız ile evleniyor. Oluyor Hostes kızımız, “Savcının Karısı”. Şaka bir yana, ayağa düşürmedikleri bir tek Yargı Kurumu kalmıştı. Onu da rezil edip yalan yanlış tanıtmak için bu diziyi yapmış olmalılar. Kendi halkından bu kadar kopuk ve gerçeklerden bu kadar uzak bu heriflerin eline bizim Nadir nargilenin marpucunu verse yeridir. Can Macit
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Can Macit, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |