Dilerim, tüm yaşamınız boyunca yaşarsınız. -Swift |
|
||||||||||
|
1926 yılında yapılan nüfus sayımına göre: Tümenliler 22.636; Tobollular 32.102; Tarlıklar 11.517; Buharalı ve Tomlular 11.659 ve Barabalar 7.828 olmak üzere bölgede yaşayan Türk boylarının kişi toplamı 85,442'dir. 1970 yılına ait rakamlara göre bölgedeki bu Türk boyları 194.000 nüfusa sahiptirler. Basit bir oranlama ile Baraba’ların 1970 yılında yaklaşık 16.700 kişilik bir topluluk olmaları gerekmektedir. Bugün (2002) bu rakamın Türk nüfus artışı olan yıllık %o 25 hesabıyla 37.000’e ulaşmış olması gerekir. Ancak bir başka kaynakta “Baraba’ların nüfuslarının, 1979 yılında 8.000 civarında olduğu sanılmakta” denilmektedir. Bu rakam esas alındığında da günümüzdeki (2002) nüfusları yine yıllık Türk nüfus artışı olan %o 25 hesabıyla 14.000 kişi olmalıdır. Sayıları ister 37.000 ister 14.000 olsun, Baraba’lar bölgeye sonradan yerleşen Rus, Ukraynalı ve Tatar (Kazan Tatarı) halklar arasında azınlık durumuna düşmüşlerdir. Bölgeye sonradan yerleşen Kazan Tatarları’na göre, daha esmer ve kısa boyludurlar. Konuştukları Türkçe, Kazan Tatarları ve Kazak-Altay (Kıpçak) lehçelerinin benzeri, Batı Sibirya’da konuşulan Tatarcadır. 19 yüzyıl sonlarına kadar dillerini korumuşlar. 1930 yılından sonra, bölgede çoğalan Rus yerleşimci ve idarecileri yüzünden Rus dilinin etkisi altında kalmışlardır. Bugün gençler Rusça’yı daha akıcı konuşurlar. Sosyal ve kültürel hayatta Rusça hakimdir. Anadil ise, yaşlı kuşaklar arasında günlük hayatta kullanılmaktadır. Baraba Tatarları’nın, 12. ve 13. yüzyıllarda, Batı Sibirya’nın, Ural Dağlarının batısında yaşayan Kıpçak kabilelerinin soyundan geldikleri sanılmaktadır. 13. yüzyılda Cengiz Han’a, daha sonraları 15. yüzyılda Sibir Hanlığına bağlandılar. Çinliler, Moğollar, Özbekler ve Ruslar ile ticari ilişki kurdular. Bölgedeki Samoyed ve Ugrian gruplarından vergi aldılar. Rus askeri güçleri bölgeye 1595 yılında girdilerse de, sonradan geri çekildiler. Buna rağmen bu istila Baraba Tatarları’nı yerlerinden ederek onların daha kuzeydeki Baraba bozkırlarına ve daha kuzeydeki bataklık bölgelere doğru yürümelerine sebep oldu. Barabalar 17. yüzyılda Kazaklara tabi idiler. Ruslar 18. yüzyılda tekrar bölgeyi işgale başlayıp, 1722 yılında ilk askeri kalelerini kurup, bölgeye “sürgün” köylüleri yerleştirmeye başladılar. 1840-1850 yılları arasında bu yerleştirme işi en yüksek boyuta ulaştı ve Baraba Tatarları kendi vatanlarında azınlık durumuna düştüler. 1822 yılından itibaren Baraba Tatarları ağır vergiler altında ezilmeye başladılar. Bu “ağır vergilendirme” 19. yüzyıl boyunca sürdü. 1919 yılından itibaren, yeni Sovyet yönetimi ağırlığını hissettirmeğe başladı. 1930 yılından itibaren, arazilerine, sığır ve at sürülerine devletçe el kondu. Devlet çiftlikleri kuruldu.. İslamiyet’e ve Milliyetçiliğe ait her şeye savaş açıldı. Camiler kapatıldı, kitaplar yakıldı..... İslamiyet, Batı Sibirya’da 10.yüzyılda yayılmaya başlamıştı. Baraba Tatarları (erkekler), hemen her köyde bulunan cami okullarında, mollalar tarafından 4-5 yıllık eğitime tabi tutuluyorlardı. Okur yazarlık bir hayli yüksekti. 19. yüzyılda Tatarlar, Batı Sibirya’daki en eğitimli kişilerdi. 1928 yılına kadar Arap alfabesi kullanmışlar (Kısa süre Latin harfleri de kullanılmıştır.) bu tarihten sonra da zorunlu olarak Rus alfabesine geçmişlerdir. Bütün bunlara rağmen Barabalar, bugüne kadar Terene, Tarı, Kölübü, Kargalı, Langa, Lüvey gibi oymak adlarını muhafaza etmişlerdir. Günümüzde bölge dışında yaşayan “özerk” Tatar topluluklarından temin ettikleri ders kitabı, roman, gazete, vs. ile kültürel hayatlarını sürdürmeye çalışmaktadırlar. Derleyen: Can Macit
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Can Macit, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |