..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yaşamak için topu toplam altı haftam kalsaydı ne mi yapardım? Tuşlara daha hızlı basmaya bakardım. -Isaac Asimov
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Anı > Kâmuran Esen




8 Haziran 2004
Hafızam Beni Nasıl Yanılttı  
Kâmuran Esen
Siz siz olun, büyük lâf etmeyin...........


:DIHD:


Çok güçlü bir hafızam var. Öyle hiçbir şeyi kolay kolay unutmam.Yıllar önce ezberlediğim şiirler, okul arkadaşlarımın okul numaraları, dostlarımın telefon numaraları, mektup adresleri hep hafızamda. Bilgisayar gibiyim yani.

Hani insan bazen bir eşyasını bir yere koyar, sonra bulamaz; ya da etmesi gereken telefonu, gitmesi gereken bir nikâhı, düğünü unutur ya, ben asla unutmam. Kaçırdığım bir düğün, bir nikâh, bir tören olamaz. Hele hele, son anda hatırlayıp da bir çağrıya, bir randevuya geç kalmak; hiç bana göre değil.Süper sekreter gibi hafızam var çünkü.

Aslında bazı şeyleri unutmayı çok isterdim. N’olur sanki gitmem gereken bir yeri unutsam ! Unutsam da, koşturup durmaktan kurtulsam. Güçlü bir hafızaya sahip olmak yoruyor beni. ” Şunu yapacaktın, bunu yapacaktın, şuraya gidecektin, buraya gidecektin,” diye dürtüp duruyor. Ben de onun emirlerini yerine getirmekten yorgun düşüyorum.

Geçen gün bir arkadaşa gitmem gerekiyor. Oturdum bilgisayara, çalışıyorum. Birden arkadaşa gideceğimi anımsadım. Hemen kalkıp, evişlerine giriştim. Her tarafı temizleyeyim, akşam yemeğimi de hazırlayıp öyle gideyim dedim. İki saat içinde, dünya kadar iş yaptım. Derken kapı çalındı, baktım sütçü. Hemen sütü ocağa koydum. Sütten yoğurt yapacağım ama, arkadaştan gelince yaparım artık. Sonra, yapmam gereken diğer işlerimi de bitirdim. Giyindim, kuşandım, iki dirhem bir çekirdek evden çıktım....Yorulmuşum ya ! Ben mi yaşlanıyorum da işlere yetişemiyorum, günden güne işler mi çoğalıyor, bilmiyorum. Neyse, açık hava iyi gelir belki. Şuna bakın, ne güzel heryer. Ağaçlar yeşil yeşil gülüyor gibi.

Arkadaşta bir sohbete başladık ki; bütün yorgunluğumu unuttum, neşem yerine geldi. İyi ki gelmişim buraya. Kimi fıkra anlatıyor, kimi anılarını anlatıyor. Bende yüzlerce fıkra var. İnsanı gülmekten şöyle bayıltan cinslerinden anlattım birkaç tane. Kimde can kalır! Herkesin gözünden yaş geliyor gülmekten. Bu işte çok iyiyim canım. Zaten her gittiğim yerde anılarımı ya da fıkra anlattırırlar bana. Sohbetim hoştur, öğünmek gibi olmasın. Bir arkadaş; “ Ya sende de ne hafıza var,” dedi. ” Yüzlerce fıkra dinledim, biri bile aklımda yok.”

Hafızam kuvvetli ya, başladım övünmeye.”Aaaaaaaa! ” dedim.....” Bir çırpıda, hiç ara vermeden onlarca fıkra anlatabilirim.Ta ilkokuldaki arkadaşlarımın isimlerini, birçoğunun numaralarını söyleyebilirim. Benim sözlükte - unutmak- diye bir şey yok ," diye çok ileri bile gittim.

Unutmaktan lâf açılınca, bir arkadaş, ütüyü fişte bırakıp şehir dışına çıktığını anlattı. Başka biri, dolmayı ateşte bırakıp gezmeye gittiğini, hem dolmanın hem dolma tenceresinin nasıl mahvolduğunu anlattı. Bir başkası, hemen hemen her pazar günü, pazarda aldıklarının birkaçını mutlaka bir tezgâhta unuttuğunu anlattı......Ne unutkanlık böyle ! Şaşırdım kaldım. Olur da, bu kadarı da fazla artık. İçimden “ Böyle aklım olsa, o kafayı keser atarım,” dedim.

Derken bir arkadaşımız, “Geçenlerde sütü ocak........” der demez, bana bir şeyler oldu.Yerimden fırlayacaktım, zor tuttum kendimi. Çünkü ben sütü ocakta unuttum. Üstelik evden çıkacağım, çabuk kaynasın diye ocağın altını iyice açmıştım. N’olacak şimdi?

Sesimi de çıkaramıyorum, “Sütü ocakta unuttum,” diyemiyorum. Çünkü az önce, mangalda kül bırakmadım. ”Benim sözlükte - unutmak yok – falan dedim. Hay dilimi eşek arısı soksaydı da diyemeseydim.

Şimdi bir bahane bulup, burdan kalkmalı, eve gitmeli. Ne yapsam ne yapsam? Derken aklıma geldi.”Cep telefonum evde kalmış. Çok önemli bir telefon bekliyorum. Gidip alayım,” deyip fırladım. Şaşırdı arkadaşlar, “bu ne telâş,” diye. Hatta biri, “ Kimmiş bu seni arayacak, yoksa cumhur başkanı mı?” diye alay bile etti.

Çıktım evden. Ayağımda bir karış topuklu ayakkabılar, koşamıyorum.Yolda karşılaştığım birileri beni lâfa tutacak diye onları görmezden geliyorum. Allahtan ev yakın.Yakın olmasına yakın da, bitmiyor yol. Acaba süt taşınca ocak söndü mü? Tencere büyük olduğu için, taşan süt ateşe gitmez. Kaynaya kaynaya bitmiştir süt, tencere yanmıştır. Yandığı bir şey değil de, o yanık süt kokusu nasıl çıkacak evden?

Evimizin önüne geldim. Pencere açık ama, yanık süt kokusu falan duyulmuyor. Anahtarı kilide sokmakta bile zorlanıyorum.Telâşımdan ellerim titriyor. Neyse, koridora girdim; uçarcasına mutfağa yöneldim. Ocağın yanına gelince, bir tencere sütün ocakta öylece durduğunu gördüm. Ne taşmış, ne dökülmüş. Bir tuttum tencereyi ,buz gibi. Allah Allah! Kim söndürdü bunu? Baktım, ocağın düğmesi açık ama ocak yanmıyor.

Meğer tüp bitmiş...........Ohhhhhh! ........Allahım, sana çok teşekkür ederim.Tüpgaz dolum tesislerine de. Eğer tüpü, bir tencere sütü kaynatacak kadar fazla doldursalardı, benim ocak batmıştı şimdi. Beş kilo süt gitmişti. Koca çelik tencere de............Çok sevindim....”Allah fakir kulunu sevindirmek isterse,; eşeğini kaybeder, üç gün sonra buldururmuş,” ya, bana da öyle yaptı.

Siz siz olun, büyük lâf etmeyin.......İşte o günden beri, hafızama hiç güvenmiyorum .



.Eleştiriler & Yorumlar

:: :)))))))))
Gönderen: ayse candan / İstanbul/Türkiye
12 Haziran 2004
Yine her zamanki gibi müthişsiniz; sizi okumak o kadar keyifli ki bunu sözcüklerle izah etmem çok zor inanın hafızanızdan hiçbir zaman şüphe etmeyin lütfen ,sadece size hoşbir oyun oynamış hepsi bu :)) güzel Mudurnuya kucakdolusu sevgiler.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın anı kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sen Bir Garip Çingenesin / Nene Gerek Gümüş Zurna !
Çocukluğumdaki Çerçiciler Ve Düğünler
Yağmur , Güneş , Rüzgâr ve Babam
Eşeği Düğüne Çağırmışlar
Biz Üç Kardeş
İpotek
İspiyoncu Kuşlar
Yaramaz İsmail Abi
Kesim Motoru / Anı
Salıncak Çamı

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Farzederek Yaşayamazsın
Kiralık Evin Şartları...........
Yanmayan Bir Ampulden Nasıl Mutlu Olunur
Bir Doğum Günü Öyküsü
Bir Boyama Kursu Öyküsü
Ağır Misafir
Kadın Hastalığı
Keltepe'nin Öyküsü
Bir Memleketin Dönüşüm Hikâyesi
Kiracının Kapısını Her Gece Ecinniler mi Çalıyor!

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Dönüşü Olmayan Gidiş [Şiir]
Seni Özlemenin Kitabını Yazabilirim [Şiir]
Bensiz Yaşamaya Alışacaksın [Şiir]
İşte Gidiyorsun [Şiir]
Gelseydin Eğer [Şiir]
Ne Zaman Seni Düşünsem [Şiir]
O Beklenen Hiç Gelmeyecek [Şiir]
Çek Beni İçine Bir Nefeste [Şiir]
Sığınacağım Başka Yürek Yok [Şiir]
Uykularında Sev Beni [Şiir]


Kâmuran Esen kimdir?

Okumak ve yazmak bir tutkudur benim için. Yazdıklarımı okuyucularla paylaşmak amacıyla buraya gönderiyorum. Yıllardır, yerel bir gazeteye haftalık köşe yazıyorum. Mudurnu Belediyesinde gönüllü kültür müdürü olarak çalışıyorum. Yayımlanmış Kitaplarım: -Şiirlerle Öyküler - şiir / Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yazarlar Dizisi ( 1988). . . . . . . . -Sevgi Yumağı - şiir ( 1997 ). . . . . . . . . -K. Esen'in Kaleminden Mudurnu - derleme / Mudurnu Kaymakamlığı Kültür Hizmetleri Dizisi ( 2002 ). . . . . . . . . . . -Oynatmayalım Uğurcuğum- deneme , anı / --Senfoni Yayınları ( Haziran / 2004 ) -Mudurnulu Fatma Nine'nin Günlüğü - Baskıya hazırlanıyor

Etkilendiği Yazarlar:
Okuduğum her yazardan veya yazıdan etkilenirim. Bende bir etki bırakmayacak, herhangi bir şey öğretmeyecek bir yazı düşünemiyorum.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.