..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir gün karşıma biri çıkacak ve bana: "Herşey olması gerektiği gibi olmaktadır, efendim" diyecektir. -A. Ağaoğlu, Yazsonu
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Bireysel > Kâmuran Esen




26 Şubat 2003
Yanmayan Bir Ampulden Nasıl Mutlu Olunur  
Mutluluğu yakalamak öyle kolay ki!

Kâmuran Esen


Sorun çıkarmak yerine, sorunlardan mutluluk çıkarmak.........


:AAEHC:
Kadın, akşam yemeği için masayı hazırlamak ve salata yapmak üzere mutfağa girerken elektrik düğmesine bastı. Işığın yanmasıyla sönmesi bir oldu. Birkaç kez bastı düğmeye, yok, yanmadı. “ Galiba ampul yandı ” diye düşündü. Hemen bir ampul bulup değiştirdi, yine yanmadı. Yapacak başka bir şeyi yoktu. Bu işlerde de o kadar beceriksizdi ki, öyle anlatılır gibi değil. Anahtar sıkışan bir kapı kilidini açmak, radyoda aradığı bir istasyonu bulmak, ocağın tüpünü değiştirmek onun için oldukça zordu. O nedenle şansını zorlamadı, yanmayan ampulle uğraşmaktan vazgeçti. Aspiratörün ışığını yaktı. Yarı aydınlık mutfakta çalışmaya başladı. Nasıl olsa az sonra eşi gelir ve gerekeni yapardı. Eşi, tüm onarım işlerinde çok iyiydi. Ancak birazcık ihmalkârdı ve de unutkan, hatta çok... “ O, bıçağa sap takıncaya kadar, hıyarın vakti geçer.” di.

Salatayı yaptı, yemek masasını hazırladı. Derken eşi geldi; yarı aydınlık mutfağa girince, mutfak lâmbasına baktı. Kadın :
-Ampul yanmıyor, dedi.
Eşi hemen bir sandalyeye tırmandı. Ampulü sıkıştırdı yanmadı, gevşetti yanmadı; çıkarıp tekrar taktı, yeniden bastı düğmeye, yok ...... Başka ampul denedi yine yanmadı. Kadına döndü:
-Ampul sağlam, duyu bozuk bunun. Neyse yarın bakarım, bu akşam böyle idare edelim. Birkaç dakikalık bir işi var, o kadar. Hele bir yarın olsun.

Yemeğe oturdular. Loş ışıkta yemeklerini yediler. Aspiratörden yansıyan ölü gözü gibi ışıkta, yemek tabaklarının üzerinde oynaşıp duran gölgelerin karanlığında lokmalarını bulup karınlarını doyurdular.

Ertesi gün erkek, akşamdan epey sonra geldi eve. Yemek için mutfağa girdiğinde, yanmayan ampülü görünce kadına baktı:
-Hay Allah ! Unuttum duy almayı. Zaten çok işim vardı. Neyse ! Yarın bakarım.
“ Bu yarınlar hiç bitmez ya, neyse! ” diye içinden söylendi kadın.
- Akşamları işten geç geliyorsun. Ben yarın bir elektrikçi çağırıp yaptırayım.
Erkek: - Yok yok! Yarın yaparım, iki dakikalık iş, ne olacak ki !
Yine yarı aydınlıkta yemeklerini yediler. Erkek için pek sorun yoktu zaten. Karanlık mutfakta sadece yemek yerken sıkıntı çekiyordu birazcık. Yani onbeş bilemediniz yirmi dakika. Bu kadar kısa sürede insan tilki derisine bile katlanır. Kadın masayı topluyor, kabı kacağı toparlıyor, yemek sonrası kahve yapıyor; böylece karanlık mutfağın sıkıntısı içini daraltıyordu. Olan kadına oluyordu yani.

Daha ertesi gün erkek yine geç geldi işten. Aslında yorgundu zavallı. Ama ihmalciliği ve unutkanlığı da su götürmez bir gerçekti. Bozuk duyu çoktan unutmuştu nasıl olsa. Mutfağa yöneldiğinde yanmayan ampul aklına geldi veya loş ışığı görünce hatırladı belki. Mahcup bir tavırla kadına döndü:
-Yine unuttum duy almayı......İşim de öyle çoktu ki ! Yarın bakarım.

Yanıtlamadı kadın. Bozulan eşyaların, âletlerin günlerce onarılmamasına alışıktı zaten. Su kaçıran musluklar, kapanmayan kapılar, vidaları gevşemiş veya düşmüş sandalyeler , çarpılmış dolap kapakları vs. hep erkeğin ilgisini bekliyordu. Erkek, tamirci çağırmaya gerek olmadığını, bunları onarmanın birkaç dakikalık bir iş olduğunu söylediği için , kadın tamirci de çağıramıyordu . Erkeğe dönüp:
-Ben yarın bir elektrikçi çağırayım, senin vaktin yok. Diye şansını bir kez daha denedi.
Erkek atıldı hemen:
-Yok yok ! Yarın erken çıkacağım işten, yeni bir duy alırım, gelince yaparım. Birkaç dakikalık iş nasıl olsa.

Dördüncü gün yine akşam oldu. Kadın karanlık mutfağa girdi. Aspiratörün yetersiz ışığında sabırla salatayı yaptı, yemek masasını hazırladı.....Mutfak öyle karınlıktı ki ! Korku filmi gibi...Hele yemek masası daha da karanlıktı. Masaya büyükçe bir mum koydu, yaktı. Hiç olmazsa aydınlık olsundu biraz. Mum birden aydınlattı masayı ve mutfağı. Kadının da içi aydınlandı mum ışığıyla. Gölgeler oynaşıyordu mutfağın duvarlarında.
-“ Ay ! Ne güzel ! Çok da romantik! ” dedi içinden.

Masaya kuru çiçeklerden oluşan bir arajman iliştirdi. Mum ışığı ve çiçeklerle güzel bir görüntü oluşmuştu. Sanki özel bir sofra hazırlıyor gibiydi. Her gün kullandığı su bardaklarını koymadı o akşam, başka bardaklar çıkardı. Daha güzel ve daha yeni.......Masaya şöyle bir baktı, çok hoş görünüyordu. ” İyi ki yanmıyor ampul.” Diye geçirdi içinden. Eşi neredeyse gelirdi artık. Böyle güzel bir masaya, üzerideki günlük giysilerle oturmak istemedi. Hemen yatak odasına indi. Üzerindekileri çıkardı, daha derli toplu bir şeyler geçirdi üzerine . Bir de saçlarına şekil verdi aceleyle. Aynaya baktı, solgundu yine. Ruju benek benek değdirdi yanaklarına, eliyle dağıttı, gözlerine kalem çekti. İyi ! Oldukça güzel görünüyordu. Beğendi aynadaki görüntüsünü. Telâşla yukarı çıktı, mutfağa girdi.

Derken erkek geldi. Her zamanki gibi hemen mutfağa yöneldi. Masadaki yanan mumu, ışıkta parlayan bardakları, çiçekleri görünce şaşırdı.Telâşlandı birden. Sözcükler arkaarkaya döküldü ağzından:
-Bugün özel bir gün mü? Bu masa ne böyle? Biz hangi aydaydık? Ayın kaçı bugün? Yoksa doğum günün mü bugün? Yine mi unuttum?
Kadın gülümseyerek:
-Yok canım ! Ne başka bir özel gün, ne doğum günüm......Duy bozuktu , ampul yanmıyordu ya, unuttun mu? O nedenle mum yaktım ve masaya her zamankinden birazcık daha özen gösterdim, hepsi bu.

Erkek kadına sevgiyle sarıldı, yanağına sıcak bir öpücük kondurdu:
- Kusura bakma, yine unuttum duy almayı. Yarın bakarım. Aslında iki dakikalık iş de, inan onu düşünecek zamanım yok, çoktan unuttum.

Gülümsedi kadın. Mum ışığıyla aydınlanan masaya oturdular. Bu değişik ortamda, her akşamkinden daha zevkli yemek yediler, güzel sohbetler ettiler. O akşam, yemek oldukça uzun sürdü. Hatta erkek, karnı doyar doymaz masadan kalkmadı her akşamki gibi. Kahvelerini yemek masasında içtiler. Eski günlere döndüler, anılarını tazelediler. Ne zamandır yapmamışlardı bunu.


( Aradan bir hafta geçti ve o duy hâlâ bozuk. Belki yarın onarılır. Ne olacak canım, nasıl olsa iki dakikalık iş. )




.Eleştiriler & Yorumlar

:: Çok etkili
Gönderen: Nermin Güday Kaçar / , Türkiye
20 Ekim 2014
Merhaba Kamuran ablacığım, Daha önce okumuş ve çok etkilenmiştim bu öykünüzden. Tekrar okudum yine çok etkileyiciydi. Kaleminize kuvvet. Sevgilerimle.

:: =)
Gönderen: sevgikolik / İzmir/Türkiye
11 Ocak 2008
Gerçekten harika bir hikayeydi,çok etkilendim. Büyük mutlulukların aslında küçük şeylerde gizli olduğunu kanıtlayan harika bir yazıydı.Yüreğinize sağlık.Her şey gönlünüzce olsun.sevgiler S.D/izmir

:: kadın
Gönderen: Yaprak / Çorum/Türkiye
17 Ocak 2007
Kamuran yazılarına bayılıyorum.Kadının her zaman ki gibi onarıcı,yapıcı,anaç ruhunu çok güzel yansıtmışsın.Birde erkekler düşünceli olmayı denese.Biz toplum olarak çocukken böyle eğitiliyoruz malesef.Tam tersi olsa kadın unutsa acaba erkek aynı romantizmi yakalayabilirmi?

:: mükemmel
Gönderen: nihal çekiç / Ordu/Türkiye
16 Ocak 2007
bence erkek ihmal etmiş ama sonuda böyle bişeyle karşılaşacağını bilseydi beklkıde eve hiç ampul almazdı:)dikkat ettiyseniz mumu gördüğü zaman verdiği tepki bişeymi unuttum bugün günlerden ne diye sordu...ah erkekler siz herşeyi unutursunuz...ama kadınlar size hatırlatır en güzel şekilde...öykü mükemmeldi...romantizm hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olarak kalsın...

:: bakış açısı
Gönderen: yavuz demirel / İstanbul/Türkiye
21 Mart 2006
inanın insanların arasındaki fark bu yorumlarda okadar bariz ortaya çıkıyorki, sevil hanımın yorumunda sadece insana saç baş yolduracak kadar evine umarsız bir erkek varken, benim yorumumdaysa, gerçek bir evliliğin içerisinde kadın ve erkek bütünleşmesi var, kadın kocasının zayıf ve aslında bilindik yönlerini nekadar güzel ve akıllıca kapatıyor, elinde telafisi için güç bulunmayan zorlukları bile başka meziyetleriyle gideriyor.

:: unutkanlıklar
Gönderen: sevil coşkun / İstanbul/
6 Mart 2006
Evet, sorun çıkarmak yerine, sorunlardan mutluluk çıkarmak, hayatı daha katlanılır gibi bir hale getirdiğini sanırız yanılgıyla..Oysa erkek, o denli müsaittir ki, durumu suistimal etmeye.O yüzden de bir gün kadın çıldırma noktasına gelir. Aynı adamdan bir tane de ben de var. Buruk bir gülümsemeyle içim daralarak okudum.Yazınız o denli etkileyiciydi,benim açımdan.Başarılı bir anlatım,tebrikler...

:: :)))
Gönderen: Selcan / Trabzon/Türkiye
28 Mayıs 2005
Severek ve gülümseyerek okudum...Tesekkürler.))

:: mükemmel
Gönderen: ayşe / istanbul
23 Mart 2003
sizi vurguladıgınız yaklaşımdan dolayı tebrik ediyorum,insanlarımızın gülmeyi unuttukları şu zamanda her olumsuzlukta bir olumluluk yaratmak düşüncesiyle yaklaştıgınız yazınız gerçekten bir harikaaaa 1 aydır yerde duran dolap kapagım var bende buna nasıl bi yaklaşımda bulunabilirim diye düşünüyorum????

:: Çok hoş
Gönderen: Guvercin / Ankara
28 Şubat 2003
Romantizm çok güzel bir olgu ve sevdigin insanlar harika bir kimya oluşturuyor romantizm.Aslında hayatta ufak noktalardan yakalanabilecek çok güzel olgular ama görmek gerekiyor galiba:)Yazınız çok güzel ve hş olmuş anlatımınızda çok iyi tebrik ederim diğer güzel öykülerinizdede buluşmak ümidiyle kendinize iyi bakın...

:: uretmek
Gönderen: yasin / kutahya
27 Şubat 2003
çok ilginç bir yazi verilen tema ögüt olarak verilseydi bu kadar etki etmezdi bir olaya bağlanınca unutma problemi de ortadan kalkıyor en onemlisi de ortaya 1 eser çıkıyor yani uret-mek tebrik eder başarilar dilerim

:: :))))
Gönderen: Tayyibe Atay / Bolu
27 Şubat 2003
Merhaba Kamuran!Gene gülerek okudum bu hikayeyi.Ne hikayesi!...Hayatımızın bölünmez parçasını!..:)))Ampulü değiştirmeyen,daha doğrusu unutmanın arkasına saklanan erkek çok haklı bence...Çünkü elektrik parasını ödemekten bıkmış bana kalırsa,mahsus değiştirmiyor:))))Ama kadının zekası daha üstün!..Durumu lehine çevirmeyi bilmiş arkadaşım..Sana garanti veriyorum ki,sonraki akşam elinde bir demet kırmızı gülle gelecek eve ve aspilatörün ışığını da söndürelim karıcığım!.. diyecek erkek.Bekle de gör:))))Teşekkürler sana hoş yazıların ve hayata dokundurmaların için..Devamını diler,sevgi ve saygılar gönderirim..




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın bireysel kümesinde bulunan diğer yazıları...
Farzederek Yaşayamazsın
Bir Doğum Günü Öyküsü
Kadın Hastalığı
Kır Gelinciği

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kiralık Evin Şartları...........
Sen Bir Garip Çingenesin / Nene Gerek Gümüş Zurna !
Bir Boyama Kursu Öyküsü
Ağır Misafir
Çocukluğumdaki Çerçiciler Ve Düğünler
Yağmur , Güneş , Rüzgâr ve Babam
Keltepe'nin Öyküsü
Eşeği Düğüne Çağırmışlar
Bir Memleketin Dönüşüm Hikâyesi
Biz Üç Kardeş

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Dönüşü Olmayan Gidiş [Şiir]
Seni Özlemenin Kitabını Yazabilirim [Şiir]
Bensiz Yaşamaya Alışacaksın [Şiir]
İşte Gidiyorsun [Şiir]
Gelseydin Eğer [Şiir]
Ne Zaman Seni Düşünsem [Şiir]
O Beklenen Hiç Gelmeyecek [Şiir]
Çek Beni İçine Bir Nefeste [Şiir]
Sığınacağım Başka Yürek Yok [Şiir]
Uykularında Sev Beni [Şiir]


Kâmuran Esen kimdir?

Okumak ve yazmak bir tutkudur benim için. Yazdıklarımı okuyucularla paylaşmak amacıyla buraya gönderiyorum. Yıllardır, yerel bir gazeteye haftalık köşe yazıyorum. Mudurnu Belediyesinde gönüllü kültür müdürü olarak çalışıyorum. Yayımlanmış Kitaplarım: -Şiirlerle Öyküler - şiir / Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yazarlar Dizisi ( 1988). . . . . . . . -Sevgi Yumağı - şiir ( 1997 ). . . . . . . . . -K. Esen'in Kaleminden Mudurnu - derleme / Mudurnu Kaymakamlığı Kültür Hizmetleri Dizisi ( 2002 ). . . . . . . . . . . -Oynatmayalım Uğurcuğum- deneme , anı / --Senfoni Yayınları ( Haziran / 2004 ) -Mudurnulu Fatma Nine'nin Günlüğü - Baskıya hazırlanıyor

Etkilendiği Yazarlar:
Okuduğum her yazardan veya yazıdan etkilenirim. Bende bir etki bırakmayacak, herhangi bir şey öğretmeyecek bir yazı düşünemiyorum.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.