..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Dünyanın her tarafından öğretmenler insan topluluğunun en fedakâr ve muhterem unsurlarıdır. -Atatürk
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Türkiye > Yûşa Irmak




11 Mayıs 2021
Mekanlar ve Fikirler  
Yûşa Irmak
Şahsiyetleri mekanlar oluşturur. Coğrafya kadar şehirler de etki eder insanın kişiliğine. Doğulu insan ile batılı insanın macerası biraz da bu mekanların macerasıdır.


:AJJF:
Şahsiyetleri mekanlar oluşturur. Coğrafya kadar şehirler de etki eder insanın kişiliğine. Doğulu insan ile batılı insanın macerası biraz da bu mekanların macerasıdır.

Şehir ile kasabanın, köy ile mezranın farkı, bilgi ve kültür olarak yansır benliğimize. Hatta bir şehrin iki ayrı semtinde bile ayrı kişilikler kazanır insanlar. Muhit ile merkezin, varoş ile kapitolün farkı kadim ile özentinin farkı kadar belirgindir üzerimizde. Tarihî bir semtte büyüyen çocuk ile eğlence muhitinde yetişen çocuğun bilinci elbette farklı olacaktır.

Bilmem doğru mu düşünüyorum; son yüzyılda düz, keskin çizgili, köşeli mekanlarda oturduğumuzdan mı nedir düşüncelerimiz de keskin ve köşeli olmaya başladı. Bugün, düşüncelerin önüne duvarlar koymayı, setler çekmeyi, engelleri keskin hatlarla belirlemeyi alışkanlık edindik. Farklı çizgiler ve münhaniler hayatımızdan çıktı çıkalı anlayışlarımız ve düşüncelerimizden de farklılıkları kovduk gitti. Dayatmacılık ideolojisi biraz da bu keskin köşeli mekanların eseri olarak yansıdı düşünce dünyamıza; şehirler ruhlarımıza mezbaha kesildi.

Evlerimiz basık mekanlarda küçüldükçe küçülüp bastırdı üstümüzden. Tıpkı düşüncelerimiz gibi. Kentlerimiz ağır betonlarla örtülüp hantal kasvetlere dönüştü. Aynı hayallerimiz gibi. Rengarenk bahçe kültürünü yitireli renklerimiz de siyah ve beyaza hapsolundu; griler unutuldu.

Atalarımızın hoşgörülü hayatı acaba taşıdıkları mekan duygusundan mı kaynaklanıyordu? Yahut tersinden soralım: Şimdiki keskin bakış açıları acaba keskin duvarlar ve köşelerden mi kaynaklanıyor? Ve bir ağaca tırmanmanın hazzını yitiren çocukluğumuz acaba yapraktaki yeşilin anlamını kavramaktan aciz mi yetişiyor?

Münhanileri kaybeden insan renk ve ahengi de yitirmiş demektir. Bakınız soyut resme, renkler ne kadar keskin, çizgiler ne kadar kasvetli ve şekiller ne kadar anlamsız. Bakın pop müziğe, ritimler ne kadar yeknesak, sesler ne kadar tırmalayıcı. Ve bakın şairlerin dizelerine, sözcükler ne kadar hissiz, dizeler ne kadar soğuk… Bütün bunlarla kuşatılmış insanın alternatiflere tahammülü olabilir mi?

Eğriler bazen kesin doğru olamaz mı? Eğri gibi görünenlerin de başkalarının doğruları olduğunu hiç akletmeyecek miyiz?

Büyük şehirlerde kırkına gelip de bir dağ kulübesinde, tabiatla iç içe ve sere serpe yaşamayı hayal etmeyen var mıdır acaba? Bir kır çiçeğine dokunmayalı ne kadar zaman oldu; bir kelebeğin kozadan çıkışını hiç hatırlıyor muyuz? Tepelerin eğilip ırmakları öptüğü, bulutların yayılıp dağları kucakladığı, yıldızların yaklaşıp hayallerimize göz kırptığı inişler ve çıkışlar gurbet mi bizim için, yoksa daussıla mı? Gurbetleri vatan edineli vatan gurbetlenir oldu yüreklerimizde. Caddeleri ip gibi uzayan şehirler mi daha mutlu eder insanı; yoksa bir ağaca rastlayınca kıvrılıveren sokaklar mı, bilmiyoruz. Çıkmaz sokaklar ile açmazlara mahkum dayatmalar arasında bir denge var mı bizim farkına varamadığımız?!.

İnsanların köşeli duvarlar arasında, paravanlar içinde mutlu olmaları imkansızlaştı gitgide. Başını yastığa koyunca tavanın nakışları arasından uzak yolculuklara çıkan, kündekârî pervazların çerçevelediği ufuklardan aşıp giden kadim zaman güzelleri geri dönmeyecek mi? Ayağı toprağın münhanilerine değmeyen insanın kara toprak ile alışverişi ne olabilir ki?

Keskin çizgiler çok zaman münhaniler içinde güzeldir. Deniz ufkuna lirizmi veren onun dalgalarıdır bizce. Bir minarenin şakulî estetiği keskin hatlarını değiştiren şerefesinde yahut kubbede gizlidir.

Güneş her zaman bir tepenin üstünden doğar ve ay her gün bir başka şekilde batar: Dolunay ya da hilal… Güneş, Ay ve yıldız… Işık, daima köşesizdir.

Ve şahsiyetleri mekanlar belirler…




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın türkiye kümesinde bulunan diğer yazıları...
Başörtülü Cadılar
Üçüncü Dünya Savaşı ve Müslümanların Hâli
Ne Doyum Kaldı, Ne de Gerçek Mutluluk
Kültür ve Medeniyet
Zurnanın Zırt Dediği Yerde Limoncunun Suçu Ne?

Yazarın İnceleme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yaşadığımız Kaos Türklerin İdrakini Gösterecek
Oyun veya Siyaset
12 Eylül Fermanı
Sefil Tarihçilerimiz!
Tarihimizi Aydınlatan Bir Kitap
Büyük Şairlerin Şiirleri Nasıl Okunur?
"Tufandan Önce" Kitabı Üzerine Notlar
Dilin Düşündürdükleri
Pavese’nin Yaşama Uğraşı
Edebiyat Düşüncesi Üzerine…

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Geldim [Şiir]
Bir Hicran Nağmesi [Şiir]
Sakin Bir Acı [Şiir]
Sözün Çiçeği [Şiir]
Sevgiliye Hasretle [Şiir]
Geceye Kâside [Şiir]
Benimle Ölür Müsün? [Şiir]
Gözbebeği Turşusu [Şiir]
Beste-i Nigar [Şiir]
Bilemezsiniz [Şiir]


Yûşa Irmak kimdir?

Felsefe ve edebiyat aşığı! Yayıncı, gazeteci ve kitapsever. . .


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Yûşa Irmak, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.