"Kirazlar ve dutların tadını çocuklar ve serçelerden sor." -Goethe |
|
||||||||||
|
Ben onu bunu bilmem, benim iki beka sorunum var. Biri pahalılık, öbürü mülakat sınavları... Hiçbir şey cebimdeki yangından ve isteyip de elde edemediklerimin yarattığı hayal kırıklıklarından daha önemli görünmüyor bana. Mesele kış mevsiminde domatesin fiyatının kızıla çalması, biberinse fiyatının isottan acı olması meselesi değil. Doğrudur neyimize bizim kış mevsiminde yaz sebzelerini almak. Öyle ya zemheride ne yapacağız domatesi biberi? Hele patlıcanı, kabağı… Töööbee… İnsanın aklına kötü kötü şeyler geliyor ya. Hem sonra Tanrı bilmez miydi kışın da güneşi domatesin, biberin, kabağın ve kemer patlıcanın emrine vermeyi? Tanrı bilmez miydi kışın da ürün alınabilecek mevsim şartlarını yaratmayı? Bir bildiği var ki sebzeleri yazlık kışlık diye iki sınıfa ayırmış. Biz ne demeye zorlarız küçük aklımızla şansımızı anlamıyorum. Zorlamaya kalkarsa fiyatlar böyle fırlar işte… Nisan ayına geldik soğana domatese gene yaklaşılmıyor. Buna ne diyeceksiniz? Taneyle alır olduk sebze meyveyi. Dünya üzerinde tarımsal üretimde kendi kendine yeten yedi ülkeden biriydi. Sayenizde elin sebze meyvesine muhtaç olmak yetmezmiş gibi, hasret kaldık tarımsal ürünlere. Bundan büyük ve önemli beka sorunu mu olur? Şakası bir yana da neye el atsak el yakıyor. Fiyatlar cebimizi çöle, hayatımızı küle çevirmek üzere. Bu fiyat anarşisi ve ekonomik belirsizlik yüzünden hayallerimiz suya düşmekte, ümitlerimiz kırılmakta. Geleceğe dair inanç ve güvencimizi kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyayız. Bundan büyük beka sorunu mu olur? Adına ekonomik kriz yerine manipülasyon deyince bir şey değişmiyor. Mazotun, doğal gazın, elektriğin ya da ekmeğin suyun fiyatı düşmüyor. Bilmem anlatabiliyor muyum? Gıda ve enerji fiyatlarındaki hızlı ve kontrolsüz artış yüzünden hayat standartlarımı düşürmek zorunda kalıyorum. Bundan başka beka sorunu mu olur? Ayrıca Mülakat Sınavları yüzünden şanla şerefle vatani borcumu eda ettiğim ve yıllarca sektirmeden vergi borcumu ödediğim öz yurdumun hiçbir nimetinden yararlanamıyorum. Hem de on yıllardan beri Kim gelirse gelsin bu kader değişmiyor bir türlü. Hiçbir tarafa eğilmedim, yamulmadığım için... Bu şartlarda mülakat sınavlarının yarattığı ruhsal çöküntüden başka beka sorunu mu olur? Ne dersiniz?
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © serdar adem işler, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |