"...Ve hepimiz az ya da çok rüyacı değil miyiz!" -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Poşetten ücret alınmaya başladı ya vatandaş sanki bir yıl önceden alınmış bir karar değilmiş de ilk defa duymuş ayağına yatarak kendi kendine gelin güvey oluyor. Onları bu halde görmek gerçekten son derece eğlendirici... Dolar bir ara yedi buçuğa tırmanmışken şeyine takmayan, bir poşetten 25 kuruş alındı diye veryansın ediyor. Gel de inan. Valla ben bizim insanımızın aklıselimle düşünebildiğine hiçbir zaman inanmadığım gibi, iyi niyetli olduğuna da inanmıyorum. Basın ve medyada rastladığımız abuk sabuk tepkilerin hemen tamamı günah çıkarmaktan başka bir şey değil. Zorla değil ya, inanamıyorum bizim insanımızın ne söylediklerine ne yaptıklarına. Yol ve köprülere hatta daha öncesinde deprem vergilerine gösterilen tepkileri hatırlarsanız anlarsınız neden bu kadar komik olduğunu. Yahu hepsi günah çıkarma. Biri elini şıklatıp ‘Ya ezan Türkçe olsaydı?’ dese, birden her şey değişir. Ortalık süt liman oluverir. Kurbağa yine beyaz atlı prense döner. Bu hipnoz ve şartlı refleks yıllardan beri hep böyle olagelmiştir. Okumayan bir millet olduğumuza göre bundan sonra değişmesini beklemek de abesle iştigal olur kanısındayım. Bunun daha gerisi gelecek. Onu da her yılın ocak ayında mayalı ayini gibi yalandan tepkilerle geçiştireceğiz. Eee sonra… Sonrası var mı canım, seve seve en az eskisi kadar poşet almaya devam edecxeğiz. İletişime dayanan deprem vergisi söylendiğinin aksine tekrar ediyorum zamanında söylendiğinin aksine her sene zamlanarak devam ettiği halde iletişimde bir gerileme yaşandı mı dersiniz? Ne gezer? Vatandaşı mangalda kül bırakmadığına kulak verirseniz aldanırsınız. Poşet meselesi de bundan farklı olmayacak. Emin olun olmayacak. 2019’da elli, 2020’de en iyimser ihtimalle yetmiş beş kuruş olacak. Belki de yakın gelecekte bir poşet bir ekmekle aynı fiyat olacak. Vatandaş yine kendi aleminde günah çıkarma seansına devam edecek. Siz bakmayın vatandaşın abuk sabuk davranışlar sergilediğine. En kötü ihtimale tepkinin dozajı artsa bile biri kalkıp da ‘Ya ezan Türkçe olsaydı?’ dese, her şey yoluna girer. Onun için kimse endişe etmesin. Poşete yirmi beş kuruşu seve seve veririz.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © serdar adem işler, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |