Sevginin bulunmadığı yerde us da arama. -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Ah benim duzsuz tereyağım( Duzlusu, tansiyonumu yükseldiyo çünkü.), çağıldayan ırmağım, gadayıf üsdü gaymağım.Nasılsın, iyi mi’n? Ben nasıl mıyım? Esgi hamam, esgi tas. Benim halim, sonu belli Türk filmleri gibi. İçimde; hiç geçmeyen bi sıkıntı, bi garamsarlık va.Yok yok, Memed Amca’nla gavga mavga etmedik. Etmedik de, aramız limoni. Ama, sabrediyom; yapdıklarını etdiyarlığına veriyom. Temsil misal; ciğarası bitmiş, gidip ciğara almaya üşeniyo. Sanki Şam’a gidecek. Bakgal dediğin iki adım yer. Ah birisi ciğarasını alıp getiriverseymiş, çok sevaba girermiş. Bak bak bak! Kendin git, sevabı kendin gazan. Tembel badem yemek isdermiş de gabuğunu soymaya üşenirmiş ya; Memed Amca’n da keyif yapmak isdiyo ama, çıkartdıracağı keyfin alt yapısını hazırlamaya üşeniyo. Hem garnı tok olacak, hem börek tepsisi bozulmayacak.Yok öyle yağma. Neyse, geçelim, Nihat Genç gibi. Benim derdim başga. Problem, amcan değil de hiç halim yok sevgili günlüğüm. Kendim, kendime yük oluyom gibi. Gollarım, bacaklarım bile sanki fazlalık. Onları nereye goyacağımı bilemiyom.Vakit gelir, tilkinin guyruğu kendine yük olurmuş ya; benim de yürürken, ayaklarım ağır geliyo. Ayaklarımı galdırmıyom da sanki galdırım daşı galdırıyom. Ihhh! Niye böyle olduğumu biliyom aslında.Gasteleri okudukça - tabi ikdidar yanlısı olmayanları- moralim bozuluyo, yüreğim küçülüyo. Derken, gücüm guvvetim tükeniyo sevgili günlüğüm. Memet Amca’n da, okuma gaste falan diyo. Neme lâzımmış, kim ne yaparsa yapsınmış.Ben öyle duyarsız vatandaş olamam. Memlekât meselelerine gulak şapırdatamam. İşde böyle her şeyde gafa yorunca da, sağlığım bozuluyo. Başbakan merhamete gelmiş; tutuklu asgerler için, tutuksuz yargılanabilirlerdi, demiş. Geçmiş ola. Olsa’yla bulsa’yı ekmişle, hiç çıkmış. Bor’un bazarı geçdiğine göre, eşeği Niğde’ye sürmekden gayrısı yalan. Hem, durup dururken bu merhamet nerden çıkdı? Başbakan bu sözleriyle, içimin denizlerine bi daş atdı. Sonra o daş, suda halkalar yapdı,halkalar genişleyerek büyüdü büyüdü.Aklıma; bu merhametin(!) bi ucu acaba Öcalan’a gadar gidiyo mu sorusu geldi. Kör olası şeytan dürtdü işde, ya düz mantık dürtdü. Hangisi olduğunu bilemece’m. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım; “Ya Boğaziçi Üniversitesi'ne ya da İstanbul Teknik Üniversitesi'ne gidecekdim. Önce Boğaziçi Üniversitesi'ni ziyaret etdim. Bi bakdım denişik bi dünya. Denişik binalar, surlarla çevrilmiş alan. Sonra baçcesinde gençler gızlı - erkekli oturuyo. Ben çok şaşırdım. Burada yoldan çıkarım dedim. Ondan sonra teknik üniversiteyi seçdim.” demiş. Gızlarla erkekleri bir arada görünce yoldan çıkacağından gorkan, böyle zaafı olan bi bakandan, bu memlekâta ne hayır gelir sevgili günlüğüm? Eee, adama hem ulaşdırma, hem denizcilik, hem de haberleşme işini verirsen; sonunda böyle saçmalar. Kağnıya bile fazla yük goyarsan, gıcır gıcır ses çıkarır. Yakında okullarda, otoboslarda, hasdanelerde, pasdanelerde haremlik- selâmlık düzeni gelirse hiç şaşırmam. Perşembenin geleceğini çarşambadan görememek için insanın kör veya aptal olması gerekiyo. Ben ne kör, ne de aptal olmadığım için, sonumuzu görebiliyom sevgili günlüğüm.Gidiş, bunu gösderiyo. Aycık bekleyem bakalım. Hele sular bi çekilsin, kimin donsuz yüzdüğü belli olur, af edersin.(Bu, bir deyim; ben uydurmadım.) Görevinden alınan bakanla, meclisde odasız galmışla. Eee, normal. “Taşı düşünce, yüzük de kıymetden düşer.”miş. Gastede resimleri vardı, odasız galan iki bakanın. Daha düne gadar gozurduyolardı, şinci mahcup mahcup bakıyorla. Bakanlık goltuğu gidincesi, havaları sönmüş. İ.Naim Şahin; “Başbakan beni harcadı.” demiş. Çeşitli bahanelerle harcanan yüzlerce kişiyi düşünsün de haline şükretsin. Böyle harcanmaya can gurban. Tabi bakan, ölümü bilmediği için bayılmaya razı olamıyo. Silivri’dekileri düşünsün, teselli olsun. Ya bir ilde veya ilçede CHP’li belediye başganı olsaydı nolacakdı? Her gece kâbuslar görürdü. Ne bakanlık müfetdişlerinden gurtulabilirdi, ne basgınlardan. İşde, vaziyetle bundan ibaret sevgili günlüğüm. Canımın neden sıkgın olduğunu anladın mı? Yandaş gastelerin doğalgaza şubatda zam yok mücdesi, yurdumuzun bilmem neresinde – hiçbi zaman çıkaramayacağız- yer altı rezervi bulunduğu haberi bile içimi ferahlatmadı. Ben, garanlık günlere doğru gidişimizi net görüyom. Çünkü, bağıra bağıra geliyo. Allah sonumuzu hayır etsin.Eğer bi gün, ”Gızılırmak daştı,” derlerse , “Çeviriverin bizim eve.” diyece’m. Ölü’m de gurtuluverim sevgili günlüğüm. Her gün aycık aycık ölmekdense, bi seferde ne olacaksa olsun. Ihhh!
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |