Yaşamın her anı hakkını ister. -Goethe |
|
||||||||||
|
Bu topraklarda yaşayan %80 nüfusun ne dünyanın nereye gittiğinden haberi vardır, ne gerçek tarihini, ne dilini bilir, ne kültürünü tanır, ne de toplumsal değerlerin evriminden haberdardır. “Muhteşem Yüzyıl” TV dizisini salyaları akarak seyrederken Avrupalının dünyayı keşfettiğini, bilim ve teknikte nasıl ve neden ileri gittiğini görmek istemez. Kişiye özel bir genelevden farksız haremde sefahat hayatı süren, kültürlü insanları ve bilim adamlarının kafasını vurduran, uçkur düşkünü padişahların rezil seks hayatını ve saraydaki iğrenç entrikaları zevkle ve imrenerek izler. Avrupa’da ilk yenilgimizi I. Viyana bozgunu ile 1529da Muhteşem Yüzyıl devrinde aldığımızı, Kanuni Süleyman’ın Fransa kralı I. François’yı hapisten bir mektupla kurtardığını bilir de, o François’nın kurduğu “Collège de France” ın bugün dünyanın en önemli araştırma kurumlarından biri olduğunu düşünmek bile istemez. Bizim şehvet düşkünlerinin hangi kurumu ayakta kaldı? Hangi kurumlarının insanlığa bir faydası oldu? Muhteşem Süleyman’ın yaptığı en büyük iş oğlu Şehzade Mustafa‘yı Hürrem uğruna katlettirip, devleti bir ayyaşa teslim ederek imparatorluğun yıkılış sürecini başlatmak olmadı mı? Peki, 17 Kasım 1922 de İngiliz savaş gemisi “HMS Malaya” ile bu ülke topraklarını terk eden kimdi? II. Dünya Savaşında yenik çıkan Japon devlet adamları utançlarından harakiri yaparak intihar ettiler. Yoksa onur ve erdem konusunda Osmanlı’yı mı örnek alsalardı? Biz millet olarak lüks otomobillerle dolaşmaya, tesettürlü haşemalı ucubeliklerle plajlara çöreklenmeye, kentlerin çirkin gökdelenlerine tıkışıp kapı önlerine kokmuş pabuçlarını yığmaya, oraları güya «modernize» ederek yaşanmaz hale getirmeye bayılırız. Zengini ve fakirimizle çapulcu güruhundan farkımız yoktur, kentlisiyle köylüsüyle halkımız zır cahildir. Buna rağmen, bizim millet Avrupalıyı ve Müslüman olmayan ulusları dinsizlik, kafirlik, gavurluk ve ahlaksızlıkla suçlar. Oysa aynaya bakmaya cesareti olsa asıl dinsiz, kafir, gavur ve ahlaksızın kim olduğunu görecektir. Bağnazlığın, hurafelerin ve dinselliğin gemi azıya aldığı, çağdaşlık ve akılcılıktan hızla uzaklaştığımız bir dönemde gün geçmiyor ki cinsiyet veya feodal ahlaksızlıklar yüzünden tecavüze uğrayan, öldürülen çocuk yaşta kızlar ve kadınlar ile terör kurbanlarının ve şehit askerlerin haberleri gazetelerde, televizyonlarda yer almasın. Tüm bunlar olurken ülkemiz rüşvet, hırsızlık ve avanta lavanta işlerinde Avrupa birincisi, dünya dördüncüsü; toplu cahillik sıralamasında en ön saflarda; dünya üniversiteleri arasında ilk 500 arasında hiçbir üniversitesi yok, devleti yönetenlerin hakkında bulunan suç dosyaları nedeniyle de dünya birincisidir. Büyük bir iştiyakla cenazeden cenazeye koşan, gözünün içine baka baka, göstere göstere yapılan yüz kızartıcı eylemleri, hareketleri, kayırmaları, yolsuzlukları ve toplu ölümleri kanıksayan bu millet iyicene tozuttu mu, yoksa inancın ahlaksızlığı ya da ahlaksızlığın inancı onun gerçek değerlerini mi yansıtıyor? Milletin gözü önünde, televizyon kameraları karşısında, binbir çeşit rezilliği ve aymazca davranışları sergileyenleri öven, diplomasinin ne olduğunu bilmeyen seviyesiz ve terbiyesizce konuşan siyasetçileri alkışlayan, buna karşın bütün dünyada bize saygınlık kazandırmış, onurlu insanlar olmamızı sağlamış cumhuriyeti kuran lideri ve kadroları aşağılayan çokbilmiş, ukala tavırlı süzme cahilleri her gün karşımıza diken görsel ve yazılı medyayı daha ne kadar izlemek zorunda kalacağız? (Bu yazı için faydalandığım kaynak: Prof. Celal Şengör, Bilim Teknoloji - Cumhuriyet sayı:1258)
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hulki Can Duru, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |