• İzEdebiyat > Öykü > Erotik |
21
|
|
|
|
on’dan geriye doğru sayıyorum. sonra durup o’ndan geriye doğru sayıyorum. matematiğim o kadar zayıf ki bir türlü “sıfır” diyemiyorum. |
|
22
|
|
|
|
Genç kıza devlet sahip çıkıyor... |
|
23
|
|
|
|
İtelenmiş bir kadının hayat hikayesi... |
|
24
|
|
25
|
|
|
|
Yalnız bir kadın olan Zerrin'in yaşamından kısa bir kesit. |
|
26
|
|
|
|
Kız çaresiz... Ne yapacağını bilemiyor... |
|
27
|
|
|
|
Onun, beni tanımaktan ne kadar uzak olduğuna bir kez daha şahit olmuştum. Üstelik bu seferinde kimsenin aklına da uymuş değildi. Kocaman bir kabın içine su doldurmuştu. Üstünde baloncuklar uçuşan suya beni soktuğunda canhavliyle elini tırmaladım. |
|
28
|
|
|
|
for whom the woman flounders. |
|
29
|
|
30
|
|
|
|
Orospu denilmesine neden kızıyorsun? |
|
31
|
|
32
|
|
|
|
Hayat sorgulanmaya değer mi? |
|
33
|
|
|
|
Mahallenin en iyi papatyaları kendi balkonundaydı. Beyazları en beyaz, sarıları en sarı, yeşillikleri en yeşildi. Belki bir kilometre öteden görünüyorlar, yoldan geçenlerin, özellikle kiralık ev aradıkları için kafaları havada yürüyen çiftlerin hemen dikkatini çekiyorlardı. Rivayete göre sokakta bir adres sorulduğunda, tariflere konu oluyordu balkondaki çiçekler. Ev kadınları kendi çiçekleriyle tüm gün ilgilenseler bile haftada bir iki gün eve uğranıp iki dakikada sulanan bu bekar evinin çiçekleriyle boy ölçüşemiyorlardı. Gece kapısı çalınana kadar o da bunun farkında değildi ama evdeki erkek ve kapıdaki kadın, bu papatyalar sayesinde tanışmışlar, aslında sadece birkaç dakika konuşmalarına rağmen, ev sahibi misafirini tekrar tekrar bekler olmuştu. İşin kötüsü kırk yaşındaki ev sahibi, onbeşlikken aşık olup, kızın da kendisine aşık olduğunu sandığı lisedeki abazo-platonik günlerine geri dönmüştü. Bir gece kapıya gelip de “Çiçekleriniz çok güzel, çok bakımlı. Bir kök almam mümkün mü acaba? Yanlış anlamayın, mahalleli laf etmesin diye bu saatte geldim” diyen bir kadın hakikaten çiçekler için gelmiş olabilir miydi? Bu kadar mı güzeldi çiçekler? Ama o gece hakikaten kadına bir kök çiçek verilmiş ve karşılıklı isimler bile öğrenilmeden veda edilmişti. Acaba nokta mı koyulacaktı hikayenin burasına, yoksa bir virgülün ardından ikinci kez mi çalacaktı zil? |
|
34
|
|
|
|
iÇİMİZDE VAROLAN ,BİZİMDE TANIDIĞIMIZ HAYATLARA İZİNSİZCE GİRİŞ VE SONUÇ |
|
35
|
|
|
|
Neden hep bana zamanımın yetmediğini soruyorsun? Ah, aşkım bilmiyorsun, senin daha çok vaktin var. |
|
36
|
|
|
|
Farklı formlar ama bir adam anca ediyorlar. |
|
37
|
|
|
|
Karanlık akşamdan cesaret alıp izlemeye koyuldu. Her parçası onu isterken bir an durup düşünmeli miydi? Hele ki etrafta buram buram ay ışığı kokuyorken. |
|
38
|
|
39
|
|
|
|
Ne yapacağını şaşırmıştı genç adam. Dudağından kan
sızıyordu karısının. Gözlerinden süzülen birkaç damla
yaşa engel olamadı. Kanı silmek üzere elini, karısına
doğru uzatmak üzereydi ki bu kez Şule'nin tokatı onun
suratında patladı. |
|
40
|
|
|
|
Ay ışığı altında yorgun gümüşi parlıyorduk. Tek şahidiydi ayışığı savunmasız, arsız çıplaklığımızın. Ara sıra tenimizi yalayarak geçen ve asla uzun süre yanımızda kalamayan utangaç rüzgârı saymazsak. |
|