• İzEdebiyat > Roman > Politik Roman |
41
|
|
|
|
Mavi bulutlar, yağmur yağacakmış gibi kararmıştı.
Birden kaldırım taşlarını eliyle tutmaya çalıştı.
Kara bulutlar arasından her biri güneş iriliğinde iki gözün kendisine baktığını gördü. "Tanrım!... Bu gözler?..."
|
|
42
|
|
|
|
Bes, adamın gücü ve görüntüsü karşısında gerekli ve yeterli yanıtı veremeyeceklerini anlamakta gecikmedi. Cebindeki çakı bıçağını çıkararak korkutma amacıyla; adamla kendisi arasında... |
|
43
|
|
|
|
Sağkol, elinin tersiyle alnındaki birikmiş teri sildikten sonra, kızgın ve küçümser bir tavırla; "Karşı taraftan da epey adam birikti," dedi. "Ortalık alevlenebilir... |
|
44
|
|
|
|
Ber, gözlerini açtı. Karanlık odada bir çift göz gördü. Işık parlaklığında iki göz... İki mavi göz... İrkildi, titredi. Tüyleri diken diken oldu. Vücudunu kabarık ürpertiler sardı. Gözlerini kırpıştırdı. İki eliyle, iki gözünü ovuşturdu. |
|
45
|
|
|
|
Markız; enfes bir fiziğe, sempatik görüntüye, derinlik ve huzur veren iç gıdıklayıcı bakışlara, devamlı gülümser izlenimi veren harika bir yüze sahipti. Reyon düzenleme işi yapıyordu. |
|
46
|
|
|
|
"Sizin yasanıza göre bu durumda soğuk su içmeniz gerekiyor."
İcra Görevlisi,"Ağzınızı düzeltmezsiniz, sizin hakkınızda tutanak tutmak zorunda kalacağım" |
|
47
|
|
|
|
Boğazı düğümlendi.... Öksürdü... Ses telleri arasında bulunan balgamı sökmüştü. Ve yuttu. Ortamın estetiğine uygun davranış buydu.
|
|
48
|
|
|
|
Örgütlenmeleri ve raporları o kadar ayrıntılı ki; küçük bir ülkenin, küçük bir köyünde bulunan bireyin geleceğini bile bir şekilde düzenleyebiliyorlar..."
|
|
49
|
|
|
|
Ber, kulaklarında uğuldayan sesleri duyuyor ama bir türlü gözlerini açamıyor, arada uyuyor ve yarım uyanıklık yaşıyordu. En son gözlerini zorlamayla açtı. |
|
50
|
|
|
|
Dinleyicilerden birinin, "Desenize tutukluyu bir sümüklü mendil kurtardı," demesi üzerine tümü katıla katıla gülmeye başladı.
|
|
51
|
|
|
|
Ad kentinde öğrendiği ve bu tür güzellikleri anlatmak için kullanılan “Tanrı, boş vaktinde yaratmış...” deyişini anımsadı. Bu deyiş Markız’da örtüşüyordu...
|
|
52
|
|
|
|
Ber’de Kent sakinleri gibi Kimyasal ve Biyolojik başlıklı FÜZE’de somutlaşan ölümü sürekli ensesinde hissediyordu.
|
|
53
|
|
|
|
Ber, gözlerini açtı... Çığlık attı... Yatağından fırladı. Ayağa kalktı. Karşısındaki duvara bir kez daha baktı. Sırtını döndü.
Gözlerini ovuşturdu.
|
|
54
|
|
|
|
Birde gelenekselleşen ve yansımasını filmlerde sürekli bulan bayan yanındaki koruyucu, soğukkanlı erkek tipini oynamalıydı.
|
|
55
|
|
|
|
"DEVMALDEN-Y.DOM isimli holding, ülke tarihinde görülmemiş bir beceriyle milyarlarca sermayeyi iç etti." dedi, ağzından iştahlı sesler çıkararak. "Valla helal olsun! Tereyağından kıl çeker gibi... |
|
56
|
|
|
|
Med. "Bu kez Sodgom ülkesine özelde Ad Kentine bir saldırı olmayacak... Senaryo böyle düzenlenmiş..."
|
|
57
|
|
|
|
Bireysel geleceğinde olduğu gibi Yerel halkın geleceğini tayinde az veya çok belirleyici olabilecekti, belki de. Buda kendisinin yüce varlığın gücüne yakınlaşması demekti... |
|