"Leyla'nın işi naz ve işve; Mecnun'un gözü yaşı çeşme çeşme..." -Fuzuli (Leyla ile Mecnun) |
|
||||||||||
|
— Yan baktı. Dili çözüldü. “Adam mısın?” dedi. Öldü. — Harf alayım. — Baş harfi K Beş harfliydi. Soran sorusunu sordu. Zaman ilerlemeye başladı. Soruya yanıt verecek olan, erkek yarışmacı, olduğu yerde bir takım artistik hareketler sergilemeye başladı. Aklının var olduğunu biliyordu. Ama soruya yanıt veremediği her dakika, ağırına gitmeye başladı. Çok düşünmesine engel olacak, “Geçiniz.” Ya da “Pas” kelimelerinden herhangi birini kullanma ihtiyacı hissetmedi. Elinde kısa çöp olmasa da açık olan göğsündeki kılları koparmayı tercih etti. Tam yanıt vereceği sırada, zaman bitti. — Dekolte giyinenlerin, kendisini tahrik ettiğini söyledi. Tahrik kelimesini de sevmediği için tahrip etmeye karar verdi. Tahrik edenin giydiğine ve yaşına bakmadan tecavüz etti. — Harf alayım. — Baş harfi S Bu kelime de beş harften oluşuyordu. Soruya yanıt verecek olan erkek yarışmacı, bir önceki soruda olduğu gibi, derin düşüncelere dalıyormuş gibi pozlara büründü. Gözlerinin önünden coşkulu şekilde akan film şeritleri ardı sıra geçmeye başladı. Coşkusunu doruğa çıkartan o filmler yeniden gözünün önünden geçerken, kafasının üstünde küçükte olsa ampul yanar gibi oldu. Coşmuş iken coşkun halde tam yanıt vereceği sırada, yine zaman bitti. — Bütün suç şeytana yüklendi. Şeytanın canı istediğinde dolduruyordu. İnsanoğlu masumdu. Çocukluğunda içine su doldurarak tanıştı. Büyüdüğünde sululuk oranı fazla olduğundan eğlencelerde bile kullanılır oldu. Hiç eğlenceli olmadığı ise zamanla anlaşıldı. — Harf alayım. — Baş harfi S Sorulan kelimelerin beş harfli olması, erkek yarışmacıyı gerdikçe geriyordu. Soru sorulduktan sonra istem dışı hareketle oturduğu yerde, elini beline götürdü. Alışkanlıklarının vazgeçilmez olduğunu anladı. Elini belinden çektikten sonra, elinin işaret parmağını şakağına doğru dayayarak, bir önceki sorularda olduğu gibi düşüncelere daldı. Düşünür gibi yaptığını biliyor ama çaktırmıyordu. Yarışmadan sıkılmış olduğuna karar verdi. Bulunduğu ortamda yeri olmadığını hissetti. Zaten eğitim üzerine de geçmişte parlak dönemler yaşamamıştı. Kısa bir süre gitmiş olduğu okulu sık sık asması bile, geleceğini şekillendiriyordu. O şekli ise sadece bilen biliyordu. Bütün bunlar yaşanırken, zaman yeniden bitti. Sorular soruldu. Yanıtlar ise verilmedi. Her seferinde alınan ise sadece harfler oldu. Başka kimse alınmadı. Kelimeyim. Ama oyunun değilim. 27 Şubat 2011 İstanbul
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Oğuz Tepe, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |