Bir kalabalığın içinde cop kimdir, yumruk kimdir, kırılan parmaklar kimdir. Etten ve tırnaktan oluşan bir düşünce, insan beynini tırmalamadıktan sonra linçtir. Sesler, feryadın ve haykırışların oluşturduğu bir kapı gıcırtısıdır ve tüm eşiklerde sıkışan insandır. Bir olay ve ardından aynı düşüncede sıkılmış bir yumruk gibi beş, on kişi. Ve polisler o yumruğun altında ezilen çaresizliktir. Balkonlar dolu, pencerelerde insan suretleri, yoldan geçen arabalar sadece bir tekerlek polislerin işaret parmaklarını ezmekte. Polisler, parmak basmak isterken kuralsızlığa, eşkiyalığa, vurdumduymazlığa, ellerinde kalan kırık parmaklar olmakta. Artık polisler ellerindekileri değil, ellerini kaybetmekte. Bir şehir vurdumduymazlıkta, vurup kırmakta her yeri dağıtmakta. Her yer dağınık bir masa gibi... Rize sofradan yeni kalkmış insanların dağınık bıraktığı bir masa... Kimse kalkıp da ortalığı temizlememekte. Pis masada kötü kokulu pozlar vermekte insanlar. Yine de o pozlarda gülümseyen insan yüzleri ve dudaklar yemek artıklarıyla parlamakta. Görgüsüzlük, arsızlık şehrin hudutlarını çizmekte. Nerede küfür varsa, nerede sataşma varsa Rize'nin caddelerinde gezmekte. Rize kendi elleriyle duvarlarını karaya boyamakta. İnsanlar dövülmekte sokak ortasında. Herkes izlemekte. Polis kimseden yardım isteyememekte. Tüm sözler jilet keskinliğinde, kulaklardan kan damlamakta. Bir acı tebessüm, dayak yiyen polislerin yüzünde fıkra yanlızlığında. Zorla gülmeye çalışmakta, trajikomik bir olayın içinde var olanlar. Şehrin her yerinde it dalaşı olmakta. Kadınlar ay çekince köpekler üzerine vardığında, ay sensin tacizleri başlamakta. Bir şehrin toprağında hep kaçış izleri. Kimse bu topraklarda yaşamak istememekte. Herkes bir otobüs parası biriktirmekte. Bir şehrin küçüklüğü çıkış yollarına yazılmakta. İçerde kalanlar vurdumduymazlığa, anlayışsızlığa mahkum olmakta. Rize insan gölgelerinin karanlığa hapsettiği bir kasaba. Bu yüzden hiçbir şey olgunlaşmamakta. Her yerde hamlık ve çığlık kol gezmekte. Rize aslında bunu hak etmemekte. Kimse elleni taşın altına sokmadığı için, tüm katılık olduğu yerde kalmakta. Herkesin bir kötülüğü dokunmakta şehrin sokaklarına. Burada oluşan cehennemde bir yukarı bir aşağı gidip gelerek kendimizi hapishane avlusunda yaşatmak için her yolu denemekteyiz. Hayırlı olsun kendi yarattığımız cehennem hepimize.