..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Mermere sıkışmış bir melek gördüm ve onu özgürlüğüne kavuştuncaya dek mermeri oydum -Mikelanjelo
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > M.NİHAT MALKOÇ




21 Kasım 2010
Şiir ve Okur Aynı Paydada Buluşur  
M.NİHAT MALKOÇ
Şiir sabır ve tahammül ister. İnce bir iştir şiir… Kuyumcu titizliği ve sabrı gerektirir. Yahya Kemal’in ömrü boyunca şiirlerini bir kitap haline getirmemesi, bir kısım şiirlerinin tamamlanmasını on yıllara yayması şiirde titizliğin önemine işaret eden müşahhas örneklerdir.


:ABHA:

M.NİHAT MALKOÇ

Şiir sabır ve tahammül ister. İnce bir iştir şiir… Kuyumcu titizliği ve sabrı gerektirir. Yahya Kemal’in ömrü boyunca şiirlerini bir kitap haline getirmemesi, bir kısım şiirlerinin tamamlanmasını on yıllara yayması şiirde titizliğin önemine işaret eden müşahhas örneklerdir.

Şiirin müşterisi okuyucudur. Siz duygusal bir üretim yaparsınız, okuyucu onu alır okur; ya beğenir, ya da beğenmez. Fakat okuyucunun beğendiği şiir güzeldir, beğenmediği kötüdür kanaati sağlıklı bir şey değildir. Öte yandan sizin yazdığınız şiir okuyucunun muhayyilesinin genişliği kadardır. Şiir okuru nasibine düşeni alır mısralardan…

Şiirleri derinleştiren ve zenginleştirenler bilinçli okuyuculardır. Okur şiiri tamamlayan son tashihçi gibidir. O, şiire bambaşka bir anlam zenginliği katar. Şiir ancak ruh ve mana derinliği olan okurların yüreklerinde büyür, gelişir, serpilir. Aslında iyi bir şiir okuru iyi şairle kötü şairi çok iyi tanır ve iyi olanın elinden tutar; kötü olanı ise görmezden gelir.

Şiirden anlamak için dilci, edebiyatçı veya şair olmak gerekmez. Bu, ruhla alakalı bir durumdur. Ruhların aynalarının sırları dökülmemişse gerçek şiir o aynadan bütün ihtişamıyla yansır. Günümüz modern şiirinde anlam, imge yorganıyla iyice örtüldüğü için okurlara daha çok iş düşmektedir. İmge yoğunluğu olan şiirleri anlamlandırmaya çalışan okurun işi çok da kolay olmasa da, onun şiirden alacağı haz, tembel okurunkiyle asla kıyaslanamaz. Zira şiir deşildikçe iç güzelliğini cömertçe sergiler. Gizler açıldıkça şiirdeki esrar perdesi kalkar.

Bilinçli okurla şiir aynı frekanslarda hareket eder durur. ‘Okur kolay anlasın, fazla zahmet çekmesin’ diye şiiri basitleştirmek şiire ihanettir. Zira şiir basitliğe düşünce derinliğini, yoğunluğunu ve özünü kaybeder. Şair basitleşmemeli, okur şairin ruh ve duygu mertebesini anlayacak düzeye gelme gayreti içerisinde olmalıdır. Bilinmelidir ki şiir, duygu ve düşüncelerin yoğunlaştırılmış halidir. Behçet Necatigil’in şu sözleri şiir-okur ilişkisini ne güzel ifade ediyor: “Modern şiirin biraz da okuyucu tarafından doldurulması gerekli boşluklar taşıdığını bilmeyen, böyle bir şiir tecrübesinden geçmemiş kimselere bu tür şiirler biraz katıdır, kapalıdır, kabul ediyorum. Ama, şiirin ilk bakışta çapraşık ve bilmeceli görünmesi, onun çözülemeyeceği anlamına gelmez. Ön planla geri plan arasında bağlar, belirli motif, örgüt ve atkıları varsa, her şiir, bir kumaş gibi iplik iplik açılabilir.”

Şair her zaman sözü olan, yeni şeyler söyleyen insandır. Şair tekrara düştüğü noktada bitmiş demektir. Tekrar şairin felaketidir. Şairin daima bir arayış içerisinde olması gerekir. O, hayatının her safhasında yeni duygular peşinde koşmalı, bu koşusu son nefesine kadar devam etmelidir. Zira şiir sonsuz bir ummandır. O ummanda kayığını yüzdüren şair, kürek çekmekten yorulmamalıdır. Ufuk ne kadar ötede de olsa şair daima ufkun ötesini düşlemeli, geriye dönmeyi, kıyıya çıkmayı asla düşünmemelidir. Zira geri dönenler hep kaybedenlerdir.

Günümüz gençliği boş uğraşlarla zamanını zayi etmektedir. Bu gençleri şiire yöneltmeliyiz. Gençlerin şiire yönelmesi onların sığ ruhlarını derinleştirecektir. Zira şiir ruhun dirilişidir. Şiir umut denizlerinde sonsuzluğa yelken açmaktır. Çocuklarımıza şiiri sevdirmeliyiz. Onların nazarlarını aptal kutularına çivilenmekten kurtarmalıyız. Bunu da okullarda ancak Türkçe ve Edebiyat öğretmenleri başarabilir. Öğretmen arkadaşlarımız şiirin katı kurallarını ezberletmek yerine, onu sevdirmeli ve gençlerin şiir okuyup yazmasını sağlamalıdır. Zira geçmişin ve bugünün usta şairleri ilk şiir sevgilerini okul sıralarında almışlardır. Lakin günümüz müfredat programları şiiri sevdirmekten çok uzaktır. Fakat buna rağmen öğretmenlerimiz kendi çaba ve gayretleriyle şiiri gençlerimize sevdirebilir. Bunu başarabilirsek gençlerimizi kötü alışkanlıklardan da önemli ölçüde kurtarmış olacağız.

Günümüzde şiir yazmaya duyulan rağbet, şiir okumaya duyulmuyor. Bunu ‘şiir yazanlar bile şiir okumuyor’ diye de değiştirebiliriz. Burada en büyük vazife gerçek şairlere düşüyor. Zira gerçek şair; okurunu eğiten, ona ruh derinliği kazandıran insandır. Şairle şiir okuru şiir paydasında buluşur. Fakat bu öyle bir çırpıda olmaz; bu belli bir süreçte gerçekleşir.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ölümünün 16. Yılında Türkülerin Efendisi Erkan Ocaklı
Şehadetinin 29. Yılında Batı Trakya Türklerinin Yolbaşçısı: Dr. Sadık Ahmet ve Davası
15 Temmuz Gecesi Tankların Önünde Yatan Yiğitler Vardı
Futbolun Efendisi: Fatih Tekke
Köprübaşı Lisesi'nin Eğitim Çınarı: Recep Aydın
İçimde Ne Varsa Yazı Döktüm
30 Ağustos Zafer Bayramı
Ben de Yaşadım
Kirli Hava Kader Değil
Baharın Müjdecisi: "Nevruz Bayramı"

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
beklenen Nesil
Vahşet Çağının Vicdanı: Aliya İzzetbegoviç
Anadolu Âşığı Bir Gönül Adamı: Sabahattin Eyüboğlu
Şair Nurettin Özdemir'le Trabzon Lisesinde Bir Gün...
102. Sene - İ Devriyesinde 30 Ağustos Zafer Bayramı
Türkçenin Berrak Sularında…
dünden Bugüne Malazgirt Zaferi ve Edebiyatımızdaki Yeri
Vali Recep Yazıcıoğlu ve "Köprü"nün Hikâyesi
Çağ Kapayıp Çağ Açan Bir Fethin Hatırası: Ayasofya
Sizin Çocuğunuzun da Bir Pulsuz Dilekçesi Vardır

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Senin Olan Sana Gelir (Manzum Reçeteler - 1) [Şiir]
Sen Kurtuldun, Bizler Öldük [Şiir]
Ümmetin Yetimleri [Şiir]
Kıyameti Bekle Bir Gün! [Şiir]
…... Gecenin Kanat Sesleri…... [Şiir]
Derbeder [Şiir]
Sen Hep On Beş Yaşındasın! [Şiir]
Berceste Mısralar - 310 [Şiir]
Zihnimiz İşgal Altında [Şiir]
Kıyameti Bekle Bir Gün! [Şiir]


M.NİHAT MALKOÇ kimdir?

NİHAT MALKOÇ’UN BİYOGRAFİSİ Beş çocuklu bir ailenin en küçük ferdi olarak 1970 senesinin 1 Haziran’ında Trabzon’un Köprübaşı ilçesine bağlı Gündoğan Köyü’nde hayata “Merhaba” dedi. İlkokulu komşu köy olan Güneşli Köyü’nde okudu. Orta ve lise öğrenimini Köprübaşı Lisesi’nde tamamladı. En büyük emeli iyi bir hukukçu olmaktı. Lise son sınıfta girdiği üniversite imtihanında KTÜ/Fatih Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Bölümü’nü kazandı. Dersaneye gitme imkânı ve zaman kaybına tahammülü olmadığı için kazandığı fakülteyle yetindi. 1992 yılında okulu bitirdi. İlk göz ağrısı olarak nitelediği Gümüşhane’de beş yıla yakın öğretmenlik yaptı. Her geçen gün öğretmenliği daha çok sevdi. Artık öğretmenliği bir tutku olarak görüyor. Vatan borcunu İstanbul’da Kara Kuvvetleri Lisan Okulu’nda Yedek Subay Öğretmen olarak onurla yerine getirdi. Bu peygamber ocağında yüzlerce yabancı subaya güzel Türkçe’mizi öğretti. Ankara’da girdiği sınavı kazanarak Akçaabat Anadolu İmam-Hatip Lisesi’ne Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni olarak atandı. Burada iki yıl görev yaptı. Daha sonra girdiği yazılı ve sözlü imtihanı kazanarak Türkî Cumhuriyetlerden Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’a,üç yıl görev yapmak üzere, öğretmen olarak gönderildi. Burada Mahdumkulu Türkmen Devlet Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’nde ve İlâhiyat Lisesi’nde Türk Dili öğretmeni olarak çalıştı. Yine Aşkabat’ta Türkçe Öğretim Merkezi’nde(TÖMER) bir yıl boyunca değişik milletlerden kişilere Türkçe’yi sevdirerek öğretti. Şu anda Akçaabat’a bağlı Derecik İlköğretim Okulu’nda görev yapmaktadır. Bugüne kadar,en büyüğünden en küçüğüne kadar onlarca dergi ve gazetede fikrî,edebî,felsefî ve kültürel konularda yüzlerce yazı ve şiir yazdı. Bu yayın organlarından Türk Edebiyatı,Türk Dili,Bizim Çocuk,Çınar,Bizim Azerbaycan,Anadolunun Sesi,Üniversitelinin Sesi,Türkiye,Bizim Okul,Şenliğin Sesi,İnsanlığa Çağrı,Yeni Sesleniş,Gençliğin Sesi gibi dergilerde;Türksesi,Demokrat Gümüşhane,Kuşakkaya,Ortadoğu,Yeni Mesaj,Hergün,Candaş,Edebiyat,Bolu Üçtepe,Akçaabat Yeni Haber,Karadeniz Olay,Hizmet gibi gazetelerde yıllardan beri deneme,makale,fıkra ve şiirler yazmaktadır. “Bizim Okul” isimli kültür,sanat ve edebiyat dergisinin Yazı İşleri Müdürlüğü’nü yaptı. Kültürel organizasyonların çoğunda aktif olarak görev aldı. Sevgi,Dostluk ve Kardeşlik konulu şiir yarışmasında birincilik,Trabzon Belediyesi’nin düzenlediği Çevre ile ilgili yarışmada birincilik,yine aynı belediyenin düzenlediği “İki binli Yıllara Doğru Trabzon” konulu makale yarışmasında mansiyon,Akçaabat Belediyesi’nin değişik zamanlarda organize ettiği şiir yarışmalarında birincilik,ikincilik,üçüncülük ödülleri kazandı. Karadeniz Yazarlar Birliği kurucularındandır. Halen bu birliğin üyesidir. Bunların yanında elinin altındaki öğrencilere rehberlik ederek ve bizzat örnek olarak,onların da pek çok kültürel yarışmada ödüller almasına zemin hazırlamıştır. İkisi kız,biri erkek olmak üzere üç çocuk babasıdır.

Etkilendiği Yazarlar:
Necip Fazıl Kısakürek,Mehmet Akif Ersoy,Yahya Kemal Beyatlı


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © M.NİHAT MALKOÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.