Doğallık sahip olunan değil, kazanılması gereken bir erdemdir.
-Cervantes |
|
||||||||||
|
M. NİHAT MALKOÇ Onu tanıdığımda 12 yaşında bir çocuktum. Güneşli Köyü İlkokulu'nu bitirmiş, Köprübaşı Ortaokulu'na yeni başlamıştım. Gerçi o zamanlar ortaokulla lise tek çatı altındaydı. Okulun adı Köprübaşı Lisesi olarak geçiyordu. Ortaokul da onun bir parçası olarak eğitim öğretim hayatına devam ediyordu. Köyden geldiğim için ilk günler biraz çekingendim. Ne de olsa Köprübaşı, köyümün 20 katı büyüklükte bir yerdi. Farklı köylerden farklı insanlar vardı. Ortaokulun birinci sınıfına (6. sınıfa) başladığımda boyumdan büyük hayallerim vardı. Fakat dört tarafı dağlarla çevrili bu zor coğrafyada bu hayalleri gerçekleştirmek hiç de kolay değildi. Ama burada yaşayan herkes gibi ben de buna mecburdum. Bu düşüncelerle ilk dersime girince ilk sürprizle de karşılaşmış oldum. Gerçi sürpriz daha çok beklenmedik bir zamanda ortaya çıkan iyi şeyler için kullanılır. Benimkisi şaşkınlık getiren bir durumdu. Zira sınıfımız sonradan odunluktan dönüştürülen uydurma bir sınıftı. Beton üstünde çatı olmadığı için yağmur yağınca defter ve kitaplarımız ıslanırdı. Ana binanın bitişiğinde yer aldığı için kışın soğuğunda üşürdük. Fakat zamanla bizler de bu duruma alıştık, hatta bunu bir eğlenceye bile dönüştürdük. Zira köydeki evlerimiz de bundan farksızdı. Bir de serde çocukluk vardı. Müdürümüz bu odunluktan bozma sınıfımıza sık sık uğrar, biraz da mahcup bir hâlde hâl ve hatırımızı sorar, bizi motive etmeye çalışırdı. Öğrencilerin dışlanma duygusu yaşamaması için elinden geleni yapardı. Okulun fizikî imkân(sızlık)ları ne yazık ki bizi bu sınıfta okumaya mecbur etmişti. Biz bu sınıfta olmasak başka öğrenciler bu sınıfta olacaktı. Yani bizlere haksızlık filan yapılmış değildi. Fakat bu durum müdürümüzü fazlasıyla üzerdi. Bizim sınıfa büyük bir sevgi ve merhametle yaklaşırdı. Hafta başı ve hafta sonu (cuma) İstiklâl Marşı törenlerinde bir bahane bulup bizi yüzlerce öğrencinin önünde onure ederdi. Yukarıda bahsettiğim bu kıymetli müdür 06 Kasım 2023 tarihinde İstanbul'da, dünyadaki 81 senelik uzun ve bereketli ömrünü tamamlayıp sonsuzluğa göçen merhum Recep Aydın'dan başkası değildi. O, Köprübaşı Lisesi ve onun bir parçası olan ortaokulun kurucu ve efsanevî müdürüydü. İlçede etkili bir konuma sahip olan Karamehmetoğulları sülâlesinin son büyük çınarlarından biri olan Recep Aydın şahsen Köprübaşılıydı. Köprübaşı ilçesine bağlı Gündoğan Mahallesi'ndendi. Yani bu toprağın insanıydı. Göreve yeni başlayan öğretmenler gibi zorunlu hizmetini yapıp bir an önce bu ilçeden kaçmanın hesaplarını yapmıyordu. Köprübaşı onun doğduğu, çocukluğunu ve gençliğini geçirdi yerdi. Bu göklerin altında ıslanmış, bu göklerin güneşiyle içini ısıtmış, bu toprağın bereketleriyle karnını doyurarak hayatını idame etmişti. Köprübaşı'nın çocukları onun da çocukları sayılırdı. Onların başarılı olması için gecesini gündüzüne katıyordu. Mevcut bütün imkânları onlara seferber ediyordu. Ömrünü idarecilikle geçirmiş matematik öğretmeni Recep Aydın, 1942 senesinde Köprübaşı'na bağlı Gündoğan Mahallesi'nde dünyaya gelmişti. Babası Hasan, annesi Ayşe Hanım'dı. İlkokulu 1950-1956 yılları arasında Köprübaşı Merkez İlkokulu'nda okumuştu. Ortaokulu ise 1956-1960 yılları arasında Ordu'da ve Sürmene'deki ortaokullarda okuyarak tamamlamıştı. 1960-1964 yılları arasında da efsaneler yetiştiren Trabzon Lisesi'nde okumuş, buradan başarıyla mezun olmuştu. Daha sonra Trabzon Fatih Eğitim Enstitüsü'nü bitirerek Matematik Öğretmeni olmuştu. Kendisine "Hayatında iz bırakan öğretmenler kimlerdir?" sorusu sorulduğunda o da Murat Uzun, İsmail Uzun ve Mehmet Gümüştaş cevabını vermişti. Kıymetli Recep Aydın Hoca'mızın ilk görev yeri Elazığ Karakoçan Ortaokulu'ydu. 1966-1969 yılları arasında burada görev yapmıştı. Oradan 1969 yılında Trabzon'un Beşikdüzü ilçesine (Beşikdüzü Ortaokulu) tayin olmuştu. Bu görevdeyken geçici görevle ilk defa eğitim öğretime açılan Köprübaşı Ortaokulu'na tayin edilmişti. 1969-1978 yılları arasında bu okulda matematik öğretmeni ve okul müdürü olarak çalışmıştı. 1978-1979 eğitim öğretim yılında ortaokulun liseye dönüştürülmesiyle Köprübaşı Lisesi Müdürlüğü görevine getirilmişti. 1986 yılında Köprübaşı Lisesi'nden ayrıldığında başta biz öğrencileri olmak üzere, bütün Köprübaşılılar çok üzülmüştük. Onun yerine Kenan Babillioğlu müdür tayin edilmişti. Efsane müdür Recep Aydın 1986-1989 yılları arasında Trabzon Fatih Lisesi'nde çalışmış, 1989-1996 yılları arasında ise benim de sekiz yıl görev yaptığım Trabzon Lisesi'ne matematik öğretmeni olarak atanmıştı. Kendisinin de mezun olduğu bu güzide eğitim kurumunda yedi yıl çalıştıktan sonra 1996 senesinde emekli olmuştu. 1966 senesinde Elazığ Karakoçan Ortaokulu'nda başlayan öğretmenlik hayatı 1996 senesinde, eğitimin zirve noktası olan Trabzon Lisesi'nde noktalanmıştı. Bu da öğretmenlikte tam kırk yıl demekti. Merhum Recep Aydın bilgi ve donanımıyla, doğduğu topraklara yaptığı hizmetlerle Köprübaşı ilçesinde çok sevilen, saygı duyulan muhterem ve akil bir insandı. Aile bağlarına, akrabalarına ve hemşehrilerine çok değer verirdi. Otoriter olduğu kadar da hoşgörülü bir insandı. Ben onu saçlarının beyazlığıyla ve karakter özellikleriyle Türk kültüründe çok önemli bir yeri olan Dede Korkut'a benzetirdim. O benim gözümde Köprübaşı'nın Dede Korkut'uydu. Zira o da Dede Korkut gibi tavır ve davranışlarıyla bilge bir gönül insanıydı. Merhum Recep Aydın iyi bir müdür olduğu gibi çok da başarılı bir matematik öğretmeniydi. Mesleğini her şeyden çok seviyor, görevini hakkıyla ve lâyıkıyla icra etmenin heyecanıyla büyük bir gayret gösteriyordu. Onun için mesai kavramı yoktu. Sabahleyin çok kere mesai saatinden evvel okula gelir, okulun hizmetlisi Hasan dayıyla sobaların yakılma işini organize ederdi. O zamanlar kalorifer yoktu. Bütün sınıfların sobalarının yakılması gerekirdi. Biz okula gelince sıcak bir sınıf, mütebessim yüzler görürdük karşımızda. Kendisi Köprübaşı'nda oturduğu için çok kere okulun temizlik işlerini Hasan dayıyla organize eder, son kontrolleri yaptıktan sonra da okuldan ayrılırdı. Arkasında tertemiz bir okul bırakırdı. Merhum Recep Aydın, uzun yıllar müdürlük yaptı Köprübaşı Lisesi'nde . Çok kısa bir zaman da olsa matematik dersimize girmişti. Bu kısa zaman içerisinde onun ne kadar güzel ders anlattığına, matematik alanına ne kadar hakim olduğuna, öğrencileri motive ettiğine, zor bilinen matematik dersini sevdirdiğine ve pratik yollarla kolaylaştırdığına bizzat şahidim. Çok iyi bir eğitimci, çok başarılı bir yönetici, en önemlisi de çok merhametli ve iyi bir insan olan merhum Recep Aydın, eğitimcilik hayatı boyunca binlerce öğrenci yetiştirdi. Öğrencileri çok iyi yerlere gelerek onu fazlasıyla mutlu etti. Onun yetiştirdiği öğrenciler bugün birçok hastanemizde doktor, hemşire, laborant; birçok okulumuzda öğretmen, idareci; birçok üniversitemizde okutmanından profesörüne kadar hoca (akademisyen); birçok özel ve devlet kurumunda mühendis, veteriner; yine devlet kademelerinde müdür, daire başkanı, genel müdür, kaymakam ve vali olarak çalışmaktadır. Bunun yanında Köprübaşılı birçok bürokrat, siyaset ve ilim adamı onun rahle-i tedrisinden geçmiş, talebesi olmuştur. Bir süreden beri Tuzla Devlet Hastanesi'nde akciğer yetmezliği tedavisi gören efsane müdür Recep Aydın, Köprübaşı'nda görev yapmakta olan ilkokul öğretmeni Nebahat (Beykoz)'la evliydi ve Ercüment, Mustafa Bülent, Özgür adlarında üç erkek çocuk babasıydı. Çocuklarından Ercüment Aydın benim ta liseden beri çok kıymetli arkadaşımdır. Kendisi uzun yıllardan beri Almanya'nın Köln şehrinde Diyanet İşleri Türk İslâm Birliği DİTİB Basın görevlisi olarak çalışmaktadır. Bu vesileyle kendisine sabır ve başsağlığı diliyorum. Merhum Recep Aydın hocamızın kıymetli eşi Nebahat Hanım da çok iyi bir eğitimciydi. O da Köprübaşı İlkokulu'nda yıllarca ilkokul öğretmenliği yaptı. Onun ilkokulda yetiştirdiği öğrenciler ortaokula geldi. Yani bir anlamda Nebahat Hanım ilkokulda donanımlı olarak yetiştirdiği öğrencileri lisede müdür olan eşine gönderdi. Böylece her ikisi de Köprübaşı eğitimine çok büyük katkı ve hizmetlerde bulundular. Bu yüzden kendilerine şükran borçluyuz. Hayatta olan Nebahat Hanım'a uzun ve sağlıklı ömürler diliyorum. Merhum Recep Aydın, 8 Kasım 2023 tarihinde Köprübaşı Merkez Camii’nde kalabalık bir cemaat tarafından kılınan cenaze namazının ardından Gündoğan Mahallesi'ndeki aile kabristanına defnedildi. Kıymetli hocam ve müdürüm merhum Recep Aydın'a Allah'tan gani gani rahmet diliyorum. Rabbim taksiratını hasenata tebdil eylesin. Allah rahmet eylesin.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © M.NİHAT MALKOÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |