Prensiplerden hoþlanmam. Önyargýlarý yeðlerim. Daha içtenler. -Oscar Wilde |
|
||||||||||
|
Biraz Batý'dan, biraz Doðu'dan Yahut Sabahattin Eyüboðlu'nun eðitim hayatý Yazarlýk, akademisyenlik, çevirmenlik ve yayýncýlýk mesleklerini kartvizitinde toplayan ender þahsiyetlerden biri olan Sabahattin Eyüboðlu, 1908 senesinde Trabzon'un Akçaabat ilçesinde dünyaya gelmiþtir. Beþ kardeþin(Bedri Rahmi, Nezahat, Mualla, Mustafa) en büyüðüdür. Ünlü þair ve ressam Bedri Rahmi Eyüboðlu'nun abisidir. Dedesi Hamdi Bey kadýydý. Babasý ise I. Meclis'te milletvekili olan Rahmi Bey’dir. Annesi Lütfiye Haným'dýr. Bir memur çocuðu olan Sabahattin Eyüboðlu, babasýnýn vazifesi nedeniyle Kütahya'daki eðitim hayatýndan sonra Trabzon Lisesi'ni bitirmiþtir. Lise son sýnýfta Atatürk tarafýndan Avrupa'ya gönderilen öðrenci grubuna dahil olmuþ, bu kapsamda Fransa’da beþ yýl sanat tarihi, estetik, dil ve edebiyat eðitimi almýþtýr. Bu süreçte iki yýl Dijon Üniversitesinde, bir yýl Lyon üniversitesinde okumuþtur. Bir yýl da Paris’te Sorbonne’daki dersleri izlemiþtir. Devamýnda bir yýl da, Ýngiltere’de Ýngiliz dili ve edebiyatý üzerine çalýþmýþtýr. Avrupa'dan döndükten sonra Ýstanbul Üniversitesi Fransýz Dili ve Edebiyatý Bölümü'nde ders vermeye baþlamýþtýr. Ýstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde edebiyat eleþtirmeni Prof. Leo Spitzer’in doçenti olmuþtur. Onun derslerini dilimize çevirmiþtir. Eðitime büyük hizmetleri olan Sabahattin Eyüboðlu, Ankara’da Millî Eðitim'deki vazifesini 1939’dan 1947’ye kadar sürdürmüþtür. Bu süreçte Halkevleri ve Köy Enstitüleri ile ilgili önemli çalýþmalar yapmýþtýr. Talim ve Terbiye Dairesi üyeliðinde bulunmuþ, bir süre müfettiþlik yapmýþ, 1947’de tekrar Paris’e gitmiþ, burada üç yýl kaldýktan sonra yurda dönmüþtür. Bundan sonra da piyanist Magdelena Magdi Rufer’le yaþamaya baþlamýþtýr. Sabahattin Eyüboðlu, 1950’den sonra Ýstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde Mukayeseli Türk-Fransýz Edebiyatý ve Teknik Üniversite Tatbikî Güzel Sanatlar Okulu’nda Sanat Tarihi dersleri okutmuþtur. 12 Mart Muhtýrasý'nda tutuklanarak eþi Magdelena Rufer ve pek çok yazar arkadaþýyla birlikte Maltepe Cezaevi’nde dört ay yatmýþtýr. On parmaðýnda on marifet olan ender þahsiyetlerden biridir Sabahattin Eyüboðlu Üretken bir kalem olan Sabahattin Eyüboðlu; Tan, Ülkü, Aðaç, Aksu, Ýnsan, Köy Enstitüleri, Ataç, Ýmece, Tercüme, Ulus, Varlýk, Yaprak, Yeditepe, Yeni Ufuklar, Yön, Kültür Haftasý gibi süreli yayýnlarda eðitim, edebiyat, þiir, medeniyet, sanat ve edebiyat üzerine makale, deneme ve eleþtiri türlerinde pek çok yazýlar kaleme almýþtýr. On parmaðýnda on marifet olan ender þahsiyetlerden biri olan Sabahattin Eyüboðlu film ve belgesel sahasýnda da özgün çalýþmalar ortaya koymuþtur. Kýsa metrajlý filmler ve eski Anadolu uygarlýklarý üzerine belgeseller hazýrlamýþtýr. "Hitit Güneþi, Anadolu Ormanlarý, Siyah Kalem, Karanlýkta Renkler, Göreme, Nemrut Daðý Tanrýlarý, Surnâme, Anadolu'da Roma Mozaikleri, Anadolu Yollarý, Yaþamak Ýçin, Eski Antalya'nýn Sularý, Ana Tanrýça, Karagözün Dünyasý, Saklý Kilise, Renk Duvarlarý" bunlardan baþlýcalarýdýr. Ömrünü aydýnlanmakla ve aydýnlatmakla geçiren münevver bir insan olan Eyüboðlu'nun yazý hayatýný dört döneme ayýrarak incelemek isabetli olur. Bunlar "1933'ten 1939 sonuna dek uzanan Ýstanbul dönemi yazýlarý, 1940-1947 Ankara dönemi yazýlarý, 1947-1952 Paris mektuplarý, 1957-1973 dönemi yazý ve çevirileri" diye sýnýflandýrýlabilir. Eyüboðlu'nun iddialý olduðu ve özgün örnekler meydana getirdiði edebî türlerden biri de denemedir. Onun denemeleri bu türün Türk edebiyatýndaki en özgün ve güzel örneklerini oluþturur. Baþta "Mavi ve Kara" olmak üzere " Sanat Üzerine Denemeler", "Söz Sanatlarý", "Mavi I-II" bu alandaki iddialý eserlerdir. Bunlarla birlikte onun araþtýrma-inceleme alanýndaki kitaplarý da yayýmlandýklarý dönemde ses getirmiþtir. Bunlar arasýnda "Fransýz Realizmi, Yunus Emre'ye Selâm, Pir Sultan Abdal, Anadolu Ormanlarý, Anadolu Yollarý, Siyah Kalem, Hitit Güneþi, Avrupa Resminde Gerçeklik Duygusu, Köy Enstitüleri Üzerine, Fatih Albümüne Bakýþ, Yunus Emre, Saklý Kilise, Çaðdaþ Türk Edebiyatýnýn Kýyýcýðýnda" adlý eserleri sayabiliriz. Bu kitaplar bugün de ilgi duyanlarýn ufkunu aydýnlatmaktadýr. Bütün bunlara onun "Türk Halk Bilmeceleri", "Þiirlerle Fransýzca", "Gökyüzü Mavi Kaldý" adlý kitaplarýný da eklediðimizde onun býraktýðý kültürel mirasýn büyüklüðünü idrak edebiliriz. Kültür hayatýmýza birbirinden kýymetli eserler armaðan eden Eyüboðlu; düþünceleriyle, isabetli tespit ve teþhisleriyle geniþ kitleleri etkilemiþ ödüllü bir yazardýr. O, "Mavi ile Kara" adlý deneme kitabýyla Ataç Armaðaný'ný, M. Ali Cimcoz'la birlikte yaptýðý Platon'un Devlet'inin çevirisiyle de 1959'da Türk Dil Kurumu Çeviri Ödülü'nü kazanmýþtýr. Ruhunu evrensel sevgiden ve hoþgörüden besleyen bir aydýndýr Eyüboðlu Sabahattin Eyüboðlu, sevginin gücüne inanan ve sevgiyi bayraklaþtýran Yunus gönüllü aydýn bir kalemdi. Ona göre sevgi bütün hastalýklara ilâçtý. Ruhumuzu çepeçevre saran nefretin duvarlarýný kýran bir balyozdu sevgi. Ancak ona inananlar ve onun izini iz edinenler saadet menziline ulaþabilirdi. Bu baðlamdaki þu sözleri bunun en büyük delilidir: “Aþk gelicek cümle eksikler biter. Hangi ozanýmýz söylemiþti bunu? Yunus olabilir; ama onun da olsa, ben kendi payýma Yunus’u bir tek kiþi deðil, Türkiye haklý saydýðým için üstelik de cümle ozanlarý halktan yana bildiðim için, bu sözü Türkiye halkýnýn, halk her yerde bir olduðu için de dünya halkýnýn bir sözü olarak seviyor ve benimsiyorum. Bu sözün gücü ve deðeri yanýnda, Viyana kapýlarýnda þakýrdayan kýlýçlar bir hýþýrtý kalýr. Bir Türk olarak, daha doðrusu bir Türkiyeli olarak (bunu ekliyorum: çünkü kimi aydýnlarýmýza göre Karadenizliler Türk deðildir, ben Karadenizliyim; üstelik de atalarýmýzýn, Orta Asya’dan gelme olduklarýný bilsem de övünmem bununla: Nerden gelmiþlerse hoþ gelmiþler) evet, ne diyordum? Bir Türkiyeli olarak böyle bir sözün benim konuþtuðum bir dilde söylenmiþ olmasýna seviniyorum. Ne yaman bir insan gerçeðiyle yüklü, bu rahat soluk. Tek tek ve topluca yaþanmýþ ne serüvenler, ne destanlar var içinde. Aþk gelicek, ne aþýlmaz daðlar aþýlmýþ, ne kara yazýlar ak olmuþ, ne çözülmez düðümler çözülmüþ, ne bereketsiz topraklar cennete dönmüþ dünyada." Sabahattin Eyüboðlu, Atatürk ilke ve inkýlaplarýna gönül vermiþ, halkçý bir insandý. Duruþu netti, zemini saðlamdý. Zira o, halkýn durduðu yerde duruyor, halkýn sesini kuþanýyordu. Ýnsan ve onun evrensel yanýný oluþturan kýymet hükümleri onun paydasýydý. Avrupa ve dünya kültürünü (evrensel kültürü) çok iyi bildiði hâlde o kültür içinde asimile olmuyor, onun bize uyan taraflarýný alýp Anadolu irfanýyla birleþtiriyordu. O; dünyayý dýþlayan, yerelde sýkýþýp kalan bir milliyetçilik anlayýþýna karþýydý. Ona göre milliyetçilik þu vasýflarý taþýmalýydý: "Milliyetçilik halkçýlýk demektir bizim için. Millet kavramýný, halk ve yurt kavramlarýndan ayýrmakta direnenlerimiz yok deðil. Ama bu ayýrmanýn insanlýk için de, bizim için de çýkar yol olmadýðý, kanlý iflaslarla sonuçlandýðý bütün saðduyulu gözlerin önündedir artýk. Milliyetini Türkiye'den ayrý düþünen, baþka anayurtlar, baþka türlü yurttaþlar hayal edenler, milletin de kendilerinin de baþýný derde sokmadan, Atatürk'ün de, Yeni Türkiye'nin de piþmiþ aþýna su katmadan akýllarýný baþlarýna devþirmelidir." Sabahattin Eyüboðlu, söz daðarcýðýyla Türkçeye hakim olan bir çeviri ustasýdýr. Sabahattin Eyüboðlu, zamanýn Milli Eðitim Bakaný Hasan Ali Yücel'in baþlattýðý tercüme faaliyetlerinde önemli bir rol üstlenmiþtir. 1939'da tercüme çalýþmalarýna dahil olmuþtur. Michel de Montaigne'den Ömer Hayyam'a, Paul Valery'den William Shakespeare'e kadar pek çok yazarýn eserini Türkçeye çeviren Eyüboðlu, bu alanda haklý bir þöhrete sahiptir. Bu çerçevede Ankara'da Çeviri Bürosu'nda Nurullah Ataç'ýn yardýmcýlýðýný yapmýþtýr. Hatta daha sonra bu büronun baþýna getirilmiþtir. Orhan Veli Kanýk, Nurullah Ataç, Melih Cevdet Anday ile birlikte Türkiye'de ilk çeviri dergisi olan Tercüme dergisini çýkarmýþtýr. Türkçeye her yönüyle hâkim olan Sabahattin Eyüboðlu'nun çeviri çalýþmalarý çok önemli bir yekûn teþkil eder. O; Fransýz, Ýngiliz, Rus, Yunan ve Latin edebiyatýndan birçok klasik yapýtý dilimize baþarýlý bir þekilde çevirmiþtir. Son nefesini verdiði dakikalarda da Vedat Günyol ve Azra Erhat’la Gargantua çevirisini yapýyordu. Büyük bir seferberlik ruhuyla yapýlan bu çeviriler arasýnda þunlarý sayabiliriz: "Einest Robert Curtis-Fransýz Medeniyeti (1938), Jean Baptiste Poquelin Moliere-Kadýnlar Mektebi ( B. Tuncel ile birlikte 1940), Michel de Montaigne-Denemeler (1940), J. J. Rousseau’nun-Ýlim ve Sanatlar Hakkýnda Nutuk (S. T. Siber ile birlikte 1942), Gonçarov-Oblomov (E. Güney ile birlikte 1945-1949), William Shakespeare-Antonius ve Kleopatra (1949), William Shakespeare-Troilos ve Kressida (1956), Platon-Devlet (M.A. Cimcoz ile 1959), Herman Melville-Moby Dick (M. Urgan ile 1960), Albert Camus-Denemeler (V. Günyol ile 1960), Jean de La Fontaine’den Masallar (1960), Ömer Hayyam-Dörtlükler (1961), Jean Paule Sartre-Çaðýmýzýn Gerçekleri (V.Günyol ile 1961), Carlo Levi-Ýsa Bu Köye Uðramadý (1961), Jean Baptiste Poquelin Moliere-Cimri (Y.N. Nayýr ile 1961), Jules Romains-Dirilen Þehir (1961), William Shakespeare-Macbeth (1962), Picon Gaetan-Çaðdaþ Politika Sorunlarý (V. Günyol ile 1962), Arthur Miller-Cadý Kazaný (V. Günyol ile 1962), Bertrand Russell-Dünyamýzýn Sorunlarý (V. Günyol ile 1963), Gracchus Babeuf-Devrim Yazýlarý (V. Günyol ile 1963), Albert Einstein-Dünyamýza Bakýþ (1964), William Shakespeare-Hamlet (1965), Andre Malraux-Turan Yolu (1965), Vercors-Ýnsan ve Ýnsanlar (A. Erhat ve V. Günyol ile 1965), Jean Paul Sartre-Kirli Eller (B. Nadi ile 1965), Gaston Bouthoul-Politika Sanatý (V. Günyol ile 1967), Gustave Flaubert-Ermiþ Antonius ve Þeytan (1968), Aiskhylos-Zincire Vurulmuþ Prometheus (A. Erhat ile 1968), Georges Duhamel-Gece Yarýsý Ýtirafý (S.K. Yetkin ile 1971)...vb. " Mavi Anadolu'nun Baðrýndan Çýkan Masmavi Düþünceler ve Eyüboðlu Hümanist bir insan olan Sabahattin Eyüboðlu deyince derin dostluklar ve muhabbetler gelir akla. Çünkü o, dostluða, kardeþliðe ve barýþa yürekten inanmýþtýr. Bu yüzden de bütün yatýrýmýný dostlarýna ve dostluða yapmýþtýr. Arkadaþý Vedat Günyol onun için "Sabahattin Eyüboðlu deyince, dostluk, kardeþlik, iyiliðe adanmýþ cömert bir yürek, bilgiye, bilince, yurt sevgisine gönül vermiþ bir sade, bir içten, bir sýcak insan gelir akla ilkten." diyor. Geniþ bir dost halkasýna sahip olan Eyüboðlu'nun; Orhan Veli Kanýk, Melih Cevdet Anday, Oktay Rýfat Horozcu, Ahmet Kutsi Tecer, Ahmet Hamdi Tanpýnar, Azra Erhat, Cahit Sýtký Tarancý, Cahit Külebi, Necati Cumalý, Suut Kemal Yetkin , Âþýk Veysel gibi kalem erbabýyla sýký dostluklarý ve iliþkileri olmuþtur. En çok da Yahya Kemal Beyatlý, Orhan Veli ve Aþýk Veysel'i sevmiþtir. Özellikle Yahya Kemal'in kültür ikliminden çok etkilenmiþtir. Aydýn bir insan olan Eyüboðlu, köy enstitülerinin eðitimdeki önemine yürekten inanmýþ ve bu uðurda çabalar sarf etmiþtir. Öncelikle bu okullarda gönüllü öðretmenlik yapmýþtýr. Ankara'da açýlan Hasanoðlan Köy Enstitüsü’ünde 1939-1947 yýllarý arasýnda dersler vermiþtir. Yine bu okullara baðlý olarak Köy Enstitüleri dergisini çýkarmýþtýr. Fakat bu okullarýn kapatýlmasý üzerine söz konusu dergi ancak 8 sayý çýkarýlabilmiþtir. Anadolu'nun tarihi, halkýmýzýn tarihidir" diyen Eyüboðlu, Anadolu'nun baðrýndan çýkan ve bu coðrafyayý hakkýyla tanýyarak ona eðitim hizmeti götüren bu kurumlarý her fýrsatta yüceltmiþtir. Sabahattin Eyüboðlu duygusal görünse de, haddizatýnda akýlcý (rasyonel) ve akýllý bir insandý. O; evvelâ aydýnlanan, sonra da yüreðinde biriktirdiði aydýnlýkla halký aydýnlatan bir kandil misalidir. Onun olduðu ortamlarda geriliðe, gericiliðe ve cehalete asla yer yoktur. Çünkü o; bilgiyi (ilmi) kendisine rehber edinmiþ, daima ilmin ýþýðýnda yürümüþtür. Okuyucularýna da bu yolda gitmelerini önermiþtir. Bu minvalde okuyucularýna dönerek þu sözleri sarf etmiþtir: "Bilmek, okuyucum, bütün iþ bilmekte. Ama dünyanýn ötesinde deðil, berisinde, gözlerimizin önünde olup biteni bilmekte. Kimin gerçekten memleket hayrýna çabaladýðýný kestirmek, memleketin gerçek hâlini bilmeye baðlý. Ýþe, akýl ve bilim yolu ile faldan ve hurafeden yýkanmýþ bir masanýn baþýnda giriþmek gerektiðini biliyorum." Batýyla doðuyu mezceden Sabahattin Eyüboðlu aramýzdan ayrýlalý 51 yýl oldu. Dile kolay, neredeyse yarým asýr... Fakat o, aydýnlýk fikirleriyle ve insan sevgisiyle hâlâ gönüllerde yaþamaya devam etmektedir. Onun o Yunusça gür sesi gönül kulaðýmýzda yankýlanmaktadýr.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © M.NÝHAT MALKOÇ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |