İnsan melek olsaydı dünya cennet olurdu. -Tevfik Fikret |
|
||||||||||
|
Her hafta yazılanların dışına çıkarak bazı konulara nokta koymak isterim.İş arkadaşlarımada sürekli sölediğim ve beni yakından tanıyanlara dert yandığım muhabirlik yapmayacağım konusu.Habersizde gazetemizin sizlere ulaşması manasız olacağından haberleri kendim yapmaktayım.Eğer banada piyangodan ve bir yerlerden para çıkarsa ilk yapacağım,Bayındır temsilciliğine muhabir almak olacak. Ben Yerel Güç ailesinin bir ferdi olarak,milleti için gönüllü olarak çalışan yirmi bir kişiden birisiyim.Sizlerle buluşalı yaklaşık beş aylık bir süre içersinde kendime ait siyasi,söyleşi,araştırma,özel,genel,olağan ve olağan dışı haberleri sizlere paylaştım.Bayındır Temsilciliği ve Anadolu Ajansı Bayındır Temsilcisi olarak başladığım bu görevimi,muhabirlik ile pekiştirerek devam ettirmekteyim.Muhabirliğin yanı sıra ilk günlerde yazdığım köşe yazılarım,şahsımın kara çantalı reklamcı,muhabir,gazete dağıtım elemanı olarak görülmemden dolayı okunmadı, yada okunsa da kaale alınmadı.Amma ve lakin okurlarımıza ulaşan haberlerin ses getirmesiyle yaşanan bu süreçte,köşe yazılarımızın da okunmasına,büyük bir şevk ile yorumlanmasına sebep oldu. Genel olarak baktığımızda hafta içi İlçemizde gelişen olayların yorumlarını sizlerle paylaşarak bir haftayı geçirmiş oluyorduk.Aslında yapmış olduğumuz hizmet ve iyilikten başka bir şey değildir.Amma nerde bunu anlayan nerdeyse bir dövmedikleri kaldı,ne sövmedikleri,nede işimizle,ekmeğimizle oynamadıkları..İstedikleri sonuç pes demem ve beyaz havluyu atmam gibi görünüyor.Yıldırma,bezdirme,sindirme politikaları ile susturulmaya kadar gidecek gibi görünmektedir.Bu yaşadıklarıma sadece gülerek hayırlısı olsun diyebiliyorum. Bugünlerde işlerimin yoğunluğu sebebi ile kitap okuyamaz oldum desem yeridir.Belki de öğrenme isteğinden olsa gerek ki,lise yıllarında kendime ait olmasa da çok kitap okudum.Bunların içersinde bir yazar vardı ki ne kitaplarını unuttum nede kendini.Necdet Sevinç dersem bir kısmınız hatırlayıp tanıyacaktır. Yazılarından dolayı birkaç kez kurşunlandı. Hakkında en çok dava açılan ve yüzlerce yıl mahkûmiyeti istenen yazarlarımızdan oldu. Binlerce köşe yazısı yazdı Kendisinin hiç unutmadığım kitabı ise “yazarını kurşunlatan yazılar”Bu kitabın etkisinden hala kurtulmuş değilim.Belkide işime olan sevgim,saygım,her ne sebeple olursa olsun sadakatim,sabrım,dirayetim,dik duruşum,satın alınamamış kalemim gibi sıralayabiliriz.Bu kitabın arka sayfasında yazanlar,beklide benim gazeteci ve yazarlığa ısınmamı sağlayan en büyük faktörlerden olmuştu.Yazdı mahkum ettiler,yazdı 264 sene ile yargılandı,yazdı bıçaklandı,yazdı vuruldu….ama yazmaktan vazgeçmedi.Bu olumsuzluklara rağmen yazması en güzeli. Örnek aldığım üstada rağmen, benim neredeyse ringe beyaz havlu atıp ringi terk etmem isteniyor.Hayatında peçete ve kese kağıdından başka kağıt bilmeyen bazıları, vatandaşın sesi olan gazetenin ne olduğunu öğrenmiş olacaklar ki,nerdeyse sokak ortasında beni dövecek gibiler.Hele ki bazıları selam vermez,bir kısmıda aboneliklerini iptal eder oldular..Selam vermek sünnet almak ise farz ister ver ister verme benden eksilecek bir şey yok. Kışkırtma,saldırma,hakaret,iftiralara maruz kalmanın ne demek olduğunu yaşayanlar bilirler.Sindirme politikasına göz yumacak değilim.Eğilmedim,satılmadım ve kimseye de hizmet etmiyorum.Bana sokak ortasında “sen kime hizmet ediyorsun” diyenlere söyleyeceğim aynen şudur ki ben sadece Milletime hizmet ederim,bunu anlamanız gerekmektedir.Kula kulluk eden namertlerden olmadığımı zamanı gelince anlayacaksınız. Yaşadığımız bu serüvende sürekli buradan haykırdığım anlatmaya çalıştığım bazı yazılarım demek ki okunmadı İşlerinizin yoğunluğundan dolayı okuyamadığınız yazılarımı gazetemizin web sayfasından okuyup,nedemek istediğimi anlayabilirisiniz..Tekrar dan yineliyorum,benim ekmeğimle oynayabilirsiniz,buna gücünüz yetermi? Belkide yeter,baskı yapabilirisiniz,hatta sanki beni işe siz sokmuş gibi “ çıkarın bu adamı iş den” bile diyebilirsiniz,fakat bunların dışında tek yapamayacağınız kalemimi ve gönlümü satın alamıyacağınızdır.Biliyorum ki uyanmış olan vatandaşım benim yanımda. Buraya kadar olanları yemedim ama ,farz edelim yedim.Hepsine eyvallah...fakat benim için “Ülkücü-Chp”lidir deme hakkınız yok.Kimin Ülkücü,kimin Chp’li,Kimin bilmem ne partili olduğuna karar vermek değil sizin işiniz.Hem Ülkücülüğe,hemde CHP’lilere yapılmış nezaketsizlikten öteye gitmiyor sarf ettiğiniz cümleler.Kimin Ülkücü,kimin türkücü olduğunu Bayındır ile birlikte tüm Türkiye biliyor. Son günlerin en revaşta işlerinden olan,eskicilik sizede prim yaptırıyor diyorsanız,yanılıyorsunuz. “ Eskiye rağbet olsaydı,bit pazarına nur yağardı.” Dolduğum,haykırdığım ve sustuğum noktada ise şunları sölemek istiyorum. “Göçte geçmişi düşündük. Artık biz düşünüyorduk, onlarsa durmuyordu. Devir tersine dönmüştü! Geçmişin muhasebesi ile geleceğimize yön verdik. Geçmişte yaptığımız hataları bir daha tekrarlamamak üzere and içtik.Bilendik, pusatlandık, deliliği değil aklı önder kıldık. Ve yıllar sonra onların değiştirip durduğu adımızı bu kez ve son olarak biz değiştiriyoruz.Adımız ÖÇ BEYLERİ. Hesabı olanlara selam olsun.”
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Serdar ULUSOY, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |