..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yaşama karşı sımsıcak bir sevgi besliyorum... -Dostoyevski
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Politik Olaylar ve Görüşler > Serdar ULUSOY




6 Mayıs 2010
Gözü ve Kulağı Kirada Olmayan Başım  
Serdar ULUSOY
Sene 1970. Yaşar Kemal ile Âşık Veysel, Beşiktaş’ta yürürken, aşırı bir yağmura yakalanırlar. Sığınacak yer ararken hemen karşısındaki Yaşar Kemal’in kadim dostu Şemsi Yastıman’ın saz dükkânına girerler. Sırılsıklam olmuş iki dostunu karşısında gören Şemsi Yastıman, espriyi patlatır: “Hey Yarabbim! İki insan yaratmışsın, bir tek göz vermişsin. Yaşar Kemal her zamanki dobralığı ile “Çok konuşma Allah’ın Türkmeni! Senden halı minder istemiyoruz. Ver şurdan iki tahta sandalye de oturalım.”


:BDIB:
Sene 1970. Yaşar Kemal ile Âşık Veysel, Beşiktaş’ta yürürken, aşırı bir yağmura yakalanırlar. Sığınacak yer ararken hemen karşısındaki Yaşar Kemal’in kadim dostu Şemsi Yastıman’ın saz dükkânına girerler. Sırılsıklam olmuş iki dostunu karşısında gören Şemsi Yastıman, espriyi patlatır: “Hey Yarabbim! İki insan yaratmışsın, bir tek göz vermişsin. Yaşar Kemal her zamanki dobralığı ile “Çok konuşma Allah’ın Türkmeni! Senden halı minder istemiyoruz. Ver şurdan iki tahta sandalye de oturalım.”
Kafa, anatomide hayvan ve insanların en rostral (anatomik pozisyonda) bölümünde bulunan, genellikle beyin, göz, kafatası, kulak, burun ve ağzı içeren kısım olup bir bütündür şüphesiz. Bu organların değişik memleketlerde görev yapması hiçbir türlü mümkün olmadığı gibi bunun düşünülmesi bile büyük ahmaklıktır. Bu kadar memleket meselesi, ilçemizin meseleleri varken burada oturup Bayındır’ın gözünün ve kulağının nerde, nasıl, kime, hangi şartlarda görev yaptığını açıklamayı siz okurlarıma bildirmek istedim.
Sizler gibi ben de Bayındır şebeke suyunu kullanıyor; cuma günü pazara çıkıyor, ıslandığınız yağmurda ıslanıyor, cenaze ve ilanları sizler gibi hoparlörden duyuyor, üzüntü ve sevinçleri paylaşıyorum. Çünkü sizlere bir nefes kadar yakınım, Bayındır’dayım. Sizlerin içinde geziyorum ve bu gezmelerden de rahatsız değilim. O kadar çok sevdiğim Bayındır’da “bakkal amca” devri bitmesin diye Rasim’den alışveriş yapar, Tokatbaşılı, Alankıyılı, Furunlulu çiftçimden pazar alışverişi yaparım. Hele ki salı günü başka pazarlara gitmem. Benim pazarım cuma günüdür. Başka ilçelere gidip pazar alışverişi yapmam. Hayırsever işadamı Sadık Bey’in söylediği ve çok hoşuma giden ve Bayındır’ın belki de geleceğinin kapandığı asfalt meselesini sürekli düşünürüm.
Efendim 1967’lerde ilçemizi ziyaret eden Süleyman Demirel’in “Bayındırlı yol mu istersiniz asfalt mı” sorusu üzerine asfalt diyen geçmiş dönem yöneticilerinin yapmış olduğu hatalardan ders çıkaran ve bu hataları tekrar yapmayacağını düşündüğüm Belediye Başkanımız Mehmet Bey’e de gözü ve kulağını benim gibi kiraya vermeyip Bayındır’ı eski sinema makine dairesinden yönettiği için de teşekkürü borç bilirim. Geçmiş hataların sorumlularından çok hataların ne olduğunu düşünür, bu hataların tekrar yapılmaması için elimden geldiğince yarının güzel Bayındır’ının hayalini kurar ve gayret gösteririm.
Bayındır’da para kazanıp Tire’de, Torbalı’da ve diğer ilçelerde yatırım yapmam. Hafta sonu tatillerimi değişik ilçelerde geçirmek yerine doğası, manzarası ve iklimiyle cazibe merkezi olmaya aday Alankıyı’da geçirmeyi yeğlerim. Gidecek imkânım yoksa param dışarıya gitmesin der, Yasemin Cafe’de otururum. Gözümde, beynimde, kafatasımda, kulağımda, burnum, ağzım ve sizlere yazdığım parmaklarım da sizler gibi Bayındır’da ve benimle. İlkbaharın başlamasıyla sizlerin hissettiği sıcaklığı hissediyor kuş cıvıltılarını duyuyorum. Ne başımı ne de başka bir organımı kimseye kiraya vermedim. Hepsi de benimle beraber. Aslında verilemez mi, verilebilir; vücutta kiraya verilebilecek tek organsa sadece beyindir. Ancak ben onu da vermedim. Çünkü o ancak bana yetiyor.
Kızılkeçili’deki Afilli’ye yakınlığım Hasköy’deki Mustafa amca kadar. Yaklaşık iki yıllık yayın hayatı olan gazetemizi sizlere 29 Mart seçimlerinde ulaştırdık. Şehir dışında olmam sebebi ile bir süre ara verdik. Baktık olmadı; dediler ki, ahh eskiden bir Ömer Avcı’mız vardı, şimdi o da yok. Eee o zaman biz varız sizinleyiz. Allah razı olsun hepinizden. Ailenizin bir evladı olarak gördünüz sürekli destek verdiniz vermeye de devam ediyorsunuz. Yaklaşık 40 günde 30 sayı ile hafta içi her gün sizlere güncel haberlerle ulaştık. Ne geçen senenin fosil haberini sunduk, ne de ulaştıramamazlık yaptık. Yenice Mahallesinde okuduğunuz gibi, Kızılay Kahvesinde okunduk. Ergenlide gezdiğimiz gibi Hasköy’de gezdik. 24 saatimizi sizinle beraber geçirerek dedik ki, sizlerden aldığımız destek, güvenle haberleri sizlere zamanında ulaştırmak bizim en büyük görevimiz dedik. Bayındır’ın her köşesinde biz varız, olmaya da devam edeceğiz. Biz haberciyiz, haber peşindeyiz. Rüyalara dalmadık. Bugün gerçeklerle yaşadığımızı, gazetecilik sektöründe de havzanın en büyük gazetesi olarak sürekli taklit edilmek istendiğimizi görünce gerçekten mutlu oluyoruz. Gönül isterdi ki bunu yapanlar; benim gibi büyük bir beynin Bayındırdaki gözü kulağı olsun. Gazetemiz havzanın en büyük sesi, gerçeklerin tak kendisi. Biz büyücü olup oturduğumuz yerden ne Tire’ye, ne Ödemiş’e, ne de Torbalıya göz ve kulak olalım demedik. Merkezden oturup haftalık, yıllık haberleri dün olmuşçasına önünüze getirmedik. Ben burada Bayındır’da yaşıyorum ve sadece sizlerin gözü ve kulağı olabilirim. Üç beş kuruşluk kartvizit baskısı kapabilirim hevesiyle gazetecilik oynayacak yaşı da geride bıraktık. Bu işler ekip işidir, gazetecilik yürek işidir. Hepsini bir araya getirirsen de adı Yerel Güç olur.
Duyanlar duymayanlara söylesin ama kulaklarını kiraya vermiş olanlar duyamayacağı için sadece YERELGÜÇ okumalarını önerebilirim. Diyeceksiniz gözleri de kiradaysa ne olacak? Allah yardımcısı olsun, sağlığına duacıyız.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın politik olaylar ve görüşler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ballı,nallı,güllü Şimdide Ak - Kurtlar Türedi
Hayırlı İşlerde Yarışalım,ayrık Otu Olmayalım
Yüzünüzün Akıyla Haklandınızmı?
Hesabı Olanlara Selam Olsun
Timsah Gözyaşları Meslek Olmuş
Sabun Leventeden,para Avantadan
Vesselam
Al Gülüm, Ver Gülüm...

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Delikanlımısın..? , Kıvırcıkmı..?
Referanduma Dirisi Yetmez,ölüsünüde Kaldırın
Aldattınız, Kandırdınız, Parçalıyorsunuz. Sıradaki Ne Hemşerim?
Yuxexesle Conushmayn Yüxexesle Conusmayn (Yükses Ses ile Konuşmayın)

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Sonumsun,bensin,canımdan Ötesin [Deneme]
Dündar Taşer'in Büyük Türkiyesi [Deneme]
Bayındır İl Olmuş Haberimiz Yok! [Deneme]
"Sultan - Üş Şuara" (Şairlerin Sultanı) Necip Fazıl Kısakürek [Deneme]
Benim Sırrım [Deneme]
Başbuğum Demek Yürek İster [Deneme]


Serdar ULUSOY kimdir?

Kolay olmadı bu yaşa gelmek, saniyeler dakikalar boşa geçti ömürden gitti gibi görünsede;bu yaşa gelmenin bedelini alnımdaki kırışıklıklarla ödediğimi düşünüyorum. İnsan olmamızın getirdiği özellikten olsa gerek kimi zaman boşluklara düşüp hatalar yapıldığı gibi benimde hatalarım olmuştur. Bu hatalarımı miras kabul etmediğim gibi savunmadım hatta savunmayıda düşünmedim. Bunları kötü hayat tecrübeleri olarak hayatıma yön vermede yeterince kullandım yada kullanamadım bu ayrı bir mesele lakin yaşamımda kaderimi değiştirmiş bazı hadiseler yüzünden de olumsuzluklara kapılıp hayata küsmedim, depresyona girmedim sürekli yarınların daha güzel olabileceğini hayal ederek daha mutlu daha güzel günleri yaşamanın benim hayatıma nelerin yön vereceğini sürekli düşünerek bu yaşıma geldim.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Serdar ULUSOY, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.