Sevginin ölçüsü ölçüsüz sevmektir. -Spinoza |
|
||||||||||
|
Gönül senden özge yer bulamadım." Pir Sultan Abdal Seni seviyorum diyemeden kapattım telefonumu sakinliğimin geçmesini beklerken oturduğum yerde terlemeye başladım bu mevsimde bu soğukta bu ter hayra alamet değil derken içimdeki sıkıntının geçmesini düşündüm, hiç geçecek gibi değildi. Evden kendimi dışarıya atıp hızlı adımlarla yürürken şimdiye kadar önünden defalarca geçtiğim fakat dikkat etmediğim akasya ağacının yapraksız halini kendime benzettim bir an. Onunla içimdeki sıkıntıları paylaşmak istercesine yanına varıp o soğuk ve kuru gövdesine dokundum. Beni sadece sen anlayabilirsin. En azından kış uykusundasın, duymasan da ilkbaharda beni hatırlayacak ve söylediklerimi sır olarak saklayacaksın. Yaprakların yeşermeye başladığı zaman bana hatırlatmasını dileyerek hafifçe “Sırrım var!” diye seslenip kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Biraz olsun sakinleşerek yoluma devam ettim. Yanımda sadece gölgem ve içimdeki sırrımla yürürken hayat mücadelesi içindeki insanların benden kaçarmışçasına uzaklaştıklarını hissettim. Bir taraftan yürüyor, bir taraftan da bu kaçışların benimle ilgisi olmadığını düşünerek kendime avutuyordum. Çok ayaz olmasına rağmen sürekli terleyen vücudum bana artık dur dedikçe ben inatla yürüyor, görmediğim, duymadığım, tanımadığım yönlere yol almak istiyordum. İçi ve dışı bir olmayan şu fani dünyadan, bütün sevdiklerimden uzaklaşıp hiç bilinmedik uzaklara yürümek istiyordum. İstediğim ve başardığım bu yürüyüş hava kararıncaya kadar devam etti. Saat bayağı ilerlemiş olmalıydı ki, sokak lambalarından yayılan ışığı bile zor fark ettim. En çok sevdiğim gecenin siyahlığı bile bana itici gelmeye başlamıştı. Ben ne yapıyordum? Sevdiğim gecelerin bile bana mutluluk vermediğini henüz yeni anlamıştım. Bunları anlamam için miydi yoksa içimdeki sır… Duygularım matlaşmış, çekiciliğim bitmiş. Bana huzur veren her şeyin yitip gittiğini anladığım bugünse en mutlu günümmüş! İçimdeki hissi, cesareti ve olgunluğu kaybettiğimi düşündüğüm bugün doğmuşum ben. Ne büyük bir tesadüf. Bugün kendimin olmayan bir gün. Bugünü hiç unutmayacağım. Bugün benim ve sırrımın bittiği, güneşin kaybolduğu, gizemin tükendiği, benin bensizleştiği, hatta konuşmanın yerini susmaya bıraktığı gün olarak kalacak. Benimle yaşarken benimle sır olacak. Hayatımın sırrı benimle birlikte bir sır olacak. Bu sırla öleceğimi bilmek bile beni mutlu ediyordu. Duyarsız, tokatsız, yalansız, entrikasız, kazasız, belasız, rotarsız bir hafta geçirmeniz temennimle esen kalın.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Serdar ULUSOY, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |